Kim korkar evlilikten...

1960'larda Yıldız Kenter'le Müşfik Kenter'in, 1980'lerde Ayten Gökçer'le Çetin Tekindor'un oynadığı oyunun sinema uyarlamasında Liz Taylor ile Richard Burton rol almıştı. Bu kez Oyun Atölyesi'nin sahnesinde Zerrin Tekindor'la Tardu Flordun'u izliyoruz.

Yayınlanma: 09.01.2014 - 13:29
Abone Ol google-news


“Kim Korkar Hain Kurttan”... Kim bu oyunda rol aldıysa ya idol oldu ya da idol olduğu için oynadı desek yanlış olmaz.

1963’te Kenterler’de Yıldız Kenter ile Müşfik Kenter, 1987’de Ankara Devlet Tiyatrosu’nda Çetin Tekindor ile Ayten Gökçer’in oynadığı bu oyun hâlâ belleklerde... “Kim Korkar Hain Kurttan” Türkiye’deki geçmişi parlak bir oyun.


Edward Albee’nin 1962’de yazdığı bu oyun 1966’da da beyazperdeye de taşınmıştı. Elizabeth Taylor ile Richard Burton’un rol aldığı film çok konuşulmuş, hatta 60’ların en ses getiren filmlerinden olmuştu.


“Kim Korkar Hain Kurttan” ülkemizde 26 yıl aradan sonra yine seyirciyle buluşuyor. Oyun Atölyesi’nde sahnelenen oyunda baş karakterler Martha’yı Zerrin Tekindor, George’u Tardu Flordun canlandırıyor. Oyunu da Zerrin Tekindor ile Çetin Tekindor’un oğlu Hira Tekindor yönetiyor.


Tek mekanda geçen oyunda evlilikleri zaman içinde aşınmaya başlamış Martha ile George’un bir gece boyunca çekişmelerini, didişmelerini izliyoruz. 50 yıl öncesini anlatan bu oyun çağdaş bir rejiyle sahneleniyor. Martha ile George her ne kadar minik minik yontsalar da birbirlerini, aslında aralarında gerçek bir bağlılık, aşk var. İlk tiyatro yönetmenliğini bu oyunla 24 yaşında deneyimleyen Hira Tekindor’un deyimiyle bu aşkta zarafet ve vahşet bir arada.
“Kim Korkar Hain Kurttan” kadın-erkek ilişkisindeki huzursuzluğun da oyunu. Hem bağlılık, sığınma, hem de zedeleme, incitme var Martha ile George’un “oyun”unda...


Bu oyuna ortak olan bir çift daha var. Nick ile Honey. Onlar Martha ile George’un sanki gençliği gibi…  
Psikolojik bir atmosfer içinde geçen oyunda Zerrin Tekindor ve Tardu Flordun öyle bir performans sergiliyorlar perde aralarında seyirciden “Döktürüyorlar” yorumunu duyuyorum. Nick’i canlandıran Şükrü Özyıldız'ın oyunculuğu yakışıklılığı kadar öne çıkmıyor. Nilperi Şahinkaya da, oyundaki yan karakterlerden saf Honey’yi canlandırıyor.


3 perdelik oyunun sonunda perde alkıştan kapanamıyor bir türlü.


Oyun sonrasında Zerrin Tekindor “Bu rolü oynamak hep aklımda vardı; bunca yıl hiç hayata geçmedi. Şimdi kısmet oldu, bundan dolayı mutluyuz” diyor.
Karakterlerde duygudan duyguya çok hızlı geçişler olduğuna da değinen Zerrin Tekindor, Martha ile George ilişkisini değerlendiriyor:
“Aralarında çok ciddi bir aşk, tutku olduğu kesin, ama canını yakma isteği de var; birbirini çimdikleyen küçük çocuklar gibi, gözünden yaş gelir ama acımadı ki derler. Zeka savaşı yapıyorlar aslında.”


Peki, oğlunun yönettiği bir oyunda rol almak nasıl bir duygu? Zerrin Tekindor şöyle yanıtlıyor:


“Hira, provalar boyunca bir kere bile anne demedi. Hep Zerrin diyordu. ‘Zerrin şunu yap’, ‘Zerrin şunu demek istedim’. Oyunla ilgili tüm süreç provalarda geçti, eve taşımadık. Bu durum çok hoşuma gitti. Oğlumla gurur duyuyorum, hiç hayal kırıklığı yaşatmadı bana. ”


“Matematiği kuvvetli bir oyun” diye söze başlayan Tardu Flordun ise konservatuvara girdiği yıl Ankara DT’de sahnelenmiş olan oyunun etkisinin sürdüğünü hatırlıyor. Flordun, böyle etkili bir oyunun 27 yıldır neden oynanmadığını merak ettiğini belirterek şöyle bir tahmin yürütüyor:
“Bizim seyircimizin genel algısında komedi-trajedi-dram diye bir ayrım var. Seyircimiz afişe edilen şeyleri seviyor: ‘Bu öyle bir komedi ki gülmekten kırılacaksınız’ gibi sunumları seviyor çünkü.”

Flordun’a göre, bu oyun bir komedi ya da dram değil, içinde kara mizah ve absürd tiyatro barındıran traji-komik bir hikaye.
 



Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler