Alejandro Almanza Pereda, İstanbul’da

Borusan Contemporary’e konuk olan Meksikalı sanatçı, müzenin koleksiyon sergisindeki eseri ve bienaldeki işleri üzerine konuştu.

Yayınlanma: 19.09.2017 - 20:22
Abone Ol google-news

Gizemli görsellere yoğunlaştığı eserlerinde heykel, desen, mekâna özgü yerleştirme gibi mecraları birlikte kullanan Meksikalı sanatçı Alejandro Almanza Pereda 17 Eylül’de Borusan Contemporary’nin konuğu oldu. Pereda, Pera Müzesi’nde sergilenen betona batırılmış manzara tablolarıyla 15. İstanbul Bienali’nin de en önemli konuklarından biri. Yanı sıra, Borusan Çağdaş Sanat Koleksiyonu’na beş yıl önce katılan, kömür ve neonu bir arada kullandığı “153.68 net saat” adlı neon heykeli, Borusan Contemporary’de bu hafta ziyarete açılan “Ağaç, Gölge, Deniz, Ay” adlı sergide izleyiciyle buluşuyor. Dolayısıyla Pereda, şu sıralar İstanbul’da adından en çok söz edilen sanatçılardan biri… Geçen pazar Borusan Contemporary’de koleksiyon sergisinin küratörü Necmi Sönmez’in sorularını yanıtlayan sanatçı, yaratıcı dünyasının yanı sıra hem bienaldeki işinden hem de Borusan Contemporary’nin koleksiyon sergisindeki neon heykelinden söz etti. İşte söyleşiden satırbaşları:

‘Döngüyle ilgilendim’

“153.68 net saat” adlı bu neon heykelin içinde gördüğünüz, elektrik üretimi için kullanılan antrasit kömürü. Bu florasanların ihtiyacı olan elektriği üretmek için ne kadar kömüre gereksinim olduğunu araştırdım. Sonra o kömür miktarını bularak florasanlardan oluşturduğum yapının içine yerleştirdim. Daha sonra da buraya ne kadar kömür sığabileceğini ve o miktardaki kömürün ne kadar florasan ışığı üretebileceğini araştırdım. Bir başlangıç ya da son noktası değildi aradığım, bir döngüyle ilgileniyordum. İşlerimde bir yapı oluşturmakla ve içerdiği şeyle kap arasındaki ilişkiyi sorgulamakla özellikle ilgileniyorum.”

‘Duvar işin parçası’

“Betona batırılmış manzara tablolarına ilk baktığınızda şehre karşı, doğadan yana bir iş olduğunu düşünebilirsiniz. Küratörlerin de işi bu yüzden sergilemeye karar verdiğini düşünüyorum. Ama benim bu işi üretirken ilk niyetim aslında bir şeyi tutan şeyle onun içindeki şey arasındaki ilişkiyi irdelemekti. Resmin duvara, duvarın da resme muhtaç olması üzerine düşünmeye başladım. Duvar da burada tabii ki müzeyi ve kurumu temsil ediyor. Bu çalışmada aslında duvarı işin bir parçası haline getirdim.”


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler