Makamı küçülttü

CHP lideri Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ın Danıştay'ın kuruluş yıldönümünde yarattığı skandala 'devlet yönetme ehliyetini kaybetmiş birinin tutumu' sözleriyle tepki gösterdi. CHP'li Hamzaçebi de, Erdoğan ile birlikte salonu terkeden Cumhurbaşkanı Gül'ü "Cumhurbaşkanlığı makamını küçültmüştür" diyerek eleştirdi.

Yayınlanma: 10.05.2014 - 22:34
Abone Ol google-news

Danıştay’ın kuruluş yıldönümünde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın kürsüde konuşan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’nun konuşmasına müdahale edip, salonu terk etmesi kadar, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün de Erdoğan’la birlikte salondan ayrılması tepki topladı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın salonu terk etmesini “devlet yönetme ehliyetini kaybetmiş birinin tutumu” sözleriyle değerlendirirken, CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi de Cumhurbaşkanı Gül’ün Erdoğan’ın ardından salonu terk etmesini “skandal” olarak nitelendirip, “Cumhurbaşkanı bu tavrıyla Erdoğan’a bağlı bir kişi görüntüsü çizmiştir. Cumhurbaşkanı Başbakan’ın memuru değildir. Ancak Gül’ün, Erdoğan’ın arkasından salonu terk etmesi, cumhurbaşkanlığı makamını küçültmüştür, Gül o makama saygısızlık yapmıştır” dedi.

Erdoğan’ın Feyzioğlu’na “edepsizlik yapıyorsun” diye çıkışıp, salonu terk ettiği Danıştay’ın kuruluş yıldönümü toplantısına katılan CHP lideri Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın tavrına tepki gösterdi. Kılıçdaroğlu, “Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın TBB Başkanı’na ‘Edepsizlik yapıyorsun’ demesini ve tören salonunu terk etmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna “Danıştay’ın 146. yılını kutlama töreninde ortaya çıkan tablo, devlet yönetme ehliyetini kaybetmiş birinin tutum ve davranışının topluma yansımasıdır” yanıtını verdi.

CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi de Erdoğan’ın bu tavrı ile demokrat olmadığını bir kez daha sergilediğine dikkat çekerken, 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonu sonrasında Erdoğan’ın Feyzioğlu ile “ittifak etmekte sakınca görmediğine” dikkat çekti. Kendisi ve yakınlarının odağında yer aldığı 17 Aralık operasyonu sonrasında Erdoğan’ın, kendisiyle görüşmek isteyen Feyzioğlu’na hemen randevu verdiğini ve hatta bu görüşmeler sonrasında “yeniden yargılamalar” konusunda Adalet Bakanı’na “çalışma yapın” talimatı verdiğini anımsatan Hamzaçebi, “Erdoğan’ın Feyzioğlu ile yakın zamana kadar samimi diyaloğu vardı. O zaman Feyzioğlu iyi çocuktu ama şimdi eleştirince kötü çocuk oldu. Cumhurbaşkanı adaylığına soyunmayı düşünen Erdoğan’ın demokrat olmadığı, tahammülsüz olduğu, farklı fikirlere tahammül edemediği bir kez daha ortaya çıkmıştır” dedi.

Erdoğan’ın demokrat olmayan kişiliği nedeniyle bu tavrına çok da şaşırmamak gerektiğine dikkat çeken Hamzaçebi, ancak asıl “skandal”ın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, yatıştırmaya çalıştığı Erdoğan’ın arkasından salondan ayrılması olduğunu belirterek şunları söyledi: “Erdoğan’ın ardından Cumhurbaşkanı’nın salondan ayrılması skandaldır. Yani sanki Türkiye’de cumhurbaşkanı Erdoğan da, Abdullah Gül de ona bağlı bir kişiymiş görüntüsü oluştu. Öyle anlaşılıyor ki Gül, Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığına kendisini hazırlamış, kendisinden daha yukarıda görüyor. Muhtemelen bu süreçte kendisi partide bir görev bekliyor. Başbakan ile ters düşmemek suretiyle, partide Erdoğan sonrasında etkin görev bekliyor. Cumhurbaşkanı bu tavrıyla böyle bir beklenti içinde olduğunu kanıtlamıştır. Ve aslında bu tavrıyla aynı zamanda cumhurbaşkanlığı görevinin fiilen sona erdiğini kanıtlamıştır. Oysa cumhurbaşkanı, başbakanın memuru değildir. Gül, bu tavrıyla, cumhurbaşkanlığı makamını küçültmüştür, o makama saygısızlık yapmıştır.”

CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin de Erdoğan’ın tavrına çok şaşırmadığını, ancak Cumhurbaşkanı Gül’ün salonu terk etmesini yadırgadığını söyledi. Erdoğan’ın geçmişte kendilerine her türlü desteği veren ve AKP’nin “var olması”nda önemli rol oynayan Anayasa Mahkemesi Başkanı’nı bile kendisiyle ters düştüğü zaman yerden yere vurmaktan çekinmediğine dikkat çeken Tekin, “O nedenle Barolar Birliği Başkanı’na dönük tavrıyla bizi bir kez daha yanıltmadı” dedi.

 

Feyzioğlu’na yargıçlardan da destek

Feyzioğlu’na bir destek de Yargıçlar Sendikası’ndan geldi. Sendikadan yapılan yazılı açıklamada, “Başbakan’ın yargının asli ve kurucu unsuru olan savunmanın sesine ve eleştirilere tahammülsüzlüğüne bir kez daha tanık olduk. TBB Başkanı’nın konuşmasına karşı verdiği nezaketsiz tepki kabul edilebilir değildir” denildi. Danıştay Başkanı Zerrin Güngör’ün ise eleştirildiği açıklamada, “Danıştay Başkanı’nın töreni saygısızca terk eden Başbakan’ın arkasından giderek konuklarını yalnız bırakması yargının bağımsızlığı ilkesine uygun düşmemiştir. Koruma görevlilerinin Danıştay binasında vaziyet almaları, içlerinde yüksek yargıçların bulunduğu topluluğun salona hapis olunması yargıya bakışın ve verilen değerin kötü bir tezahürü olmuştur. Korumalarıyla birlikte tüm yürütmeyi yargıya saygıya, yargıçları da hukuka sahip çıkmaya çağırıyoruz” denildi.

Ankara Barosu Başkanı Sema Aksoy ise “Yargı temsilcilerinin yılda iki kez kendini ifade etme olanağı bulduğu bu toplantılarda, siyasi iktidarın sorunları dinleyip gereğini yapmak yerine tahammülsüzlük gösterip reddetme yolunu seçmesi çözümsüzlüğün başlangıcıdır. Ülkemizin içinde bulunduğu koşullarda; birlik beraberliğe, müzakereye ve birbirini önce dinlemeye sonra anlamaya çalışmadıkça sorunların çözülemeyeceği de ortadadır. Türkiye Barolar Birliği Başkanı Sayın Metin Feyzioğlu’nun tüm konuşma içeriği barolar ve avukatlar başta olmak üzere hâkim, savcı, yargı çalışanı ve vatandaşları, yani tüm toplumu ilgilendiren sorunlara ilişkindir. Söylenilen her sözün altına Ankara Barosu olarak biz de imzamızı atıyoruz” açıklamasını yaptı.

İşte o konuşmanın tam metni

 

İstanbul Barosu’ndan da Başbakan’a tepki

İstanbul Barosu Başkanlığı, Başbakan Erdoğan’ın Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu’nun konuşmasına müdahalesini şiddetle kınadı. İstanbul Barosu’ndan yapılan açıklamada “Esasen yapılan bir müdahale olmaktan ziyade tahammülsüzlüğün de ötesinde bir saldırı, taciz ve saygısızlıktır” denildi.

İstanbul Barosu’nun açıklamasında “Danıştay’ın kuruluş yıldönümünde bir hukuk devletinde, devlet adabı ve geleneği içerisinde asla görülemeyecek ve kabullenilemeyecek bir durum yaşanmış, TBB Başkanı konuşmasını yaparken Başbakan’ın müdahalesine ve hakaretamiz sözlerine maruz kalmıştır. Bu saldırıyı tüm barolara ve avukatlara yapılmış kabul etmekte ve şiddetle kınamaktayız” denildi.

İstanbul Barosu’nun açıklamasında şu ifadeler yer aldı: “Başbakan olmak kimseye, hele savunma makamını temsil eden Birlik Başkanı’na, üstelik konuk olduğu bir ortamda böyle bir saygısızlık yapma hakkını vermez. Kaldı ki yapılan ev sahibi konumundaki Danıştay’ın kurumsal kimliğine de saygısızlıktır. Bunun Başbakan’ın yargıya yönelik ilk saldırısı olmadığını hatırlatmakta yarar vardır ve öyle anlaşılmaktadır ki son da olmayacaktır. Başbakan’ın tüm nezaket kurallarına, devlet adap ve geleneklerine tamamen aykırı ve tahammülsüz, kontrolsüz bu tutumu düşündürücüdür ve kabul edilemez. Anlaşılan odur ki Başbakan’ın ifade özgürlüğünden anladığı sadece kendi ve kendisi gibi düşünenlerin ifadeleri ile sınırlıdır.”


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler