Oda müziği kıvamında Çehov yorumu

Ankara Devlet Konservatuvarı yapımı, Çehov’un “Üç Kız Kardeş” oyunu bir müzik yapıtı gibi...

Yayınlanma: 10.07.2017 - 20:43
Abone Ol google-news

Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümü yeni mezunlarını ‘Üç Kız Kardeş’le uğurladı. Lemi Bilgin’in sahnelediği, dramaturgluğunu Türel Ezici’nin yaptığı bu ünlü Çehov oyunu Bilkent Tiyatro Festivali’ne de katıldı. Ayrıca Haziran sonuna dek sahnelendi.

Çehov’un oyunları Çarlık Rusyası’nda feodal gelenekten modern dünyaya geçişin sancılarının yaşandığı bir süreçte yer alır. Aynı zamanda eski yüzyıl geride bırakılıp 20. yüzyıla geçilmektedir. Köleliğin kaldırıldığı 1861 yılında başlayarak hızlanan değişim rüzgârı Çarlık Rusyası’nın tüm toplumsal sınıflarını ‘kimlik bunalımı’na sokmuştu. Alışılagelmiş değerlerin çözülmesi boşlukta kalan Çehov kişilerinin sorunları ve çatışmaları, ‘kim olduğu’nu ve ‘ne işe yaradığı’nı bilememe kaygısından kaynaklanır. Yazar, oyunlarına, bu kaygıya teslim olmuş insanların aşk ilişkilerini, ekonomik sıkıntılarını, çoğunlukla ‘gevezelik’ biçiminde ortaya çıkan bunalımını dokumuştur.

Moskova’ya özlem

Çehov tiyatrosunun temel malzemelerinden biri, kırsal kesimde ya da kasaba ortamında tutsaklaşmış, yüksek orta sınıftan kişilerin buruk yaşantılarıdır. 1901’de yazılan Üç Kızkardeş’te de böyle bir yaşantı işlenir. Moskova’da geçirilmiş mutlu yıllardan sonra, general babanın komutasındaki tugayın, renksiz, sıkıcı bir taşra kentine taşınmasıyla değişen yaşamlarına karşın, sevdikleri büyük kente dönme özlemini hep canlı tutan üç kız kardeşin gitgide koyulaşan hüznüdür anlatılan.

Olga, Maşa, İrina, ağabeyleri Andrey ile aynı taşra kentinde konuşlanmış birliğin subayları yörenin insanlarına oranla ‘nitelikli’ bir düzeydedir. İçlerinden kimi çevreye açılmaya çalışır, kimiyse birbirine sığınır. Ne denli eğitimli ve incelikli olsalar da, önünde sonunda taşra kentinin sıradan insanlarının sıradan değerlerine yenik düşeceklerdir.

Oyun, Çehov’un öteki büyük sahne metinlerinde olduğu gibi, taşra kentini renklendiren bir ‘geliş’le, birliğin yeni komutanı Verşinin’in görev yerine ulaşmasıyla başlar. Başka bir bölgeye taşınan birliğin askerlerini kentten ‘gidiş’leriyle biter. Bu iki zaman noktası arasında, ailenin Moskova’ya dönme düşü yıkılacak, yerini gelecekte yaşayacak insanlar için ‘çok çalışmak’ düşü alacaktır. Gerçekleşebilecek bir düş müdür bu?

Hüznün müzikle buluşması

Yazar, birbirleriyle konuşur gibi görünerek aslında kendi kendileriyle konuşan, her biri kendi yalnızlığına ve umarsızlığına saplanmış kişilerini gündelik yaşamın olağan ayrıntıları içinde sergiler. Bir müzik yapıtı gibidir “Üç Kız Kardeş”. Oyun kişileri belki en doğru biçimde ‘ses’ yoluyla anlatabilirler kendilerini. Taşıdıkları hüzün, belki de ‘ses’ aracılığıyla belirli anlarda ele verir kendini. Ezgi ve uyumu iç içe, gerekli dozda buluşturan, ustaca kullanılan müzik enstrümanlarının yapabileceği gibi... Ankara Devlet Konservatuvarı yapımında, Çehov’un tüm oyunlarında yansıyan müzik duyarlığının seyirciye bu yolla aktarılması seçilmiştir. Metnin titizlikle kısaltılarak, oyun süresinin bir buçuk saate indirilişi ve oyunun tek bölüm olarak kesintisiz oynanması da bu amaca yöneliktir.

Yönetmen Lemi Bilgin, oyunda çok amaçlı olarak kullanılan tahta bavulların yan yana, üst üste dizilmesiyle oluşturulmuş hareketli dekor içinde devindirdiği oyun kişilerinin, oyuncular tarafından bakışları, duruşları ve sesleriyle yorumlanması yoluna gitmiştir. Arka fondaki uzun masanın çevresinde yer alan ve ön düzeydeki -neredeyse koreografik- düzenlemelerle oluşan toplu sahneler de, hep bir oda müziği icrasında, enstrümanların bir buluşup bir ayrıldığı değişim aşamalarına denk düşürülmüştür.

Oyunun hazırlanma süreci içinde hocalarından aldıkları ‘aktörlükte ustalık’ dersinin hakkını veren oyuncuların yolları açık olsun.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler