Okulda insan hakları ihlali

Akço, Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’nin 14. maddesini yorumladı.

Yayınlanma: 26.09.2014 - 21:45
Abone Ol google-news

Devletin, “inançlı” ya da “inançsız” nesiller yetiştirmeyi hedeflemesi, “insan hakları ihlali” olarak değerlendirildi. Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’nin 14.
maddesine göre, “Taraf devletler, çocuğun düşünce, vicdan ve din özgürlükleri hakkına ve ana-babanın ve gerekiyorsa yasal vasilerin; çocuğun  yeteneklerinin gelişmesiyle bağdaşır biçimde haklarının kullanılmasında çocuğa yol gösterme konusundaki hak ve ödevlerine, saygı gösterirler.’’

Ne devlet, ne aile

Avukat Seda Akço, bu maddeyle ilgili olarak şunları söyledi:

“Çocuk kendisi düşünce, din ve vicdan özgürlüğüne sahiptir. Bu özgürlük ana-babaya karşı da özgürlüktür. Bu hak; çocuğun kendi düşünce
ve inancını belirleme şansına sahip olmasını içerir. Yani anne-babaların çocuklarını kendi inançları doğrultusunda yetiştirme hakkı olmadığı gibi
devletlerin de yoktur. Anne-babaların, çocuklarına inançlarını oluşturma ve buna ilişkin haklarını kullanma konusunda ‘yol gösterme’ hak ve ödevleri vardır. Bu, bütün ana-babalar için bir haktır, dolayısıyla devlet bütün çocukların ve anne-babaların, bu çerçevedeki haklarını güvence altına almalıdır. Yol gösterme yetkisi, her zaman için çocuğa bütün olasılıkların mümkün kılınması ve çocuğun bunlar arasında seçim yapma olanağının bu seçimi yapacak olgunluğa gelinceye kadar korumak şeklinde kullanılabilir. Bu konu alıştığımız paternalist anne-babalık tutumlarına ters düşmektedir.
Ama bütün anne-babaların bunu içlerine sindirmelerini sağlamak da devletin görevidir. Devletin ise zaten paternalist olma yetkisi hiç yoktur. Dolayısıyla inançlı veya inançsız nesiller yetiştirmeyi devletin hedeflemeye kalkması insan hakkı ihlalidir.

İstismarcı bakış

Örtünürken ‘kadının saçı, boynu ve benzeri yerlerinin görünmesi, erkekler için tahrik edici olmaması için kadının örtünmesi’ kuralı işletilmektedir. 9-10 yaşındaki çocuğu örtmek, bu varsayımın çocuklar için de geçerli olması demektir ki, bu istismarcı bir bakış açısıdır ve kabul edilemez. Aynı şekilde erkek çocukların kimlikleri de bu biçimde oluşturulmamalıdır. 9-10 yaşındaki çocukların örtünmeleri konusu, sadece örtülü olmayanların örtünme konusunda baskı altında kalmaları bakımından değil, örtünmenin arkasındaki bakış açısı nedeniyle erken yaşta evlendirilme ve cinsel istismar gibi konularla mücadele bakımından da önem ifade eder.” Yönlendirme ve baskı olamaz Çocukların, görüş oluşturma yeteneğine sahip olup, kendi tercihini kullanabilecek hale gelinceye kadar kamusal ortamlarda hiçbir biçimde yönlendirme ve baskı altında kalmamaları gerektiğini vurgulayan Akço, Medeni Kanuna göre özel alanda da böyle olması gereğine dikkat çekti. Akço, ‘ben çocuğumu bu referansların olduğu ortamda inanç özgürlüğü konusunda
doğru yönlendirme olanağından yoksun kalıyorum’ diyen anne-babaların ve kendini bu ortamda ‘baskı altında hissetme ihtimali olan’ çocukların
haklarını da koruması gerekiyor. Doğru olanı, devletin henüz görüş oluşturma yetenekleri ve kişilikleri oluşmakta olan çocukların belli bütün inanç ve fikirler hakkında serbestçe bilgi edinebilecekleri, deneyebilecekleri, tartışabilecekleri ortam yaratmaktır” dedi. Akço, küçük yaştaki çocukları örtünmeye zorlamanın, hatta teşvik etmenin, hem düşünce, din ve vicdan özgürlüğü, hem ihmal ve istismardan korunma, hem de gelişim hakları bakımından çocuk haklarına aykırı olduğunu söyledi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler