Piyasa edebiyatını külliyen red!

‘Yeni Gelen’ dergisinin yayın yönetmeni B. Sadık Albayrak’la konuştuk.

Yayınlanma: 28.06.2019 - 22:45
Abone Ol google-news

“Yeni Gelen” dolu dolu haykıran bir dergi. Meseleniz nedir?
Son kırk yılda edebiyatımızın ve sanatımızın felsefesini değiştirdiler. Eskiden gerçekçi felsefeyle, insanı sömüren, onu bozan sistemi ve koşulları sorun eden bir edebiyatımız vardı. Sermaye güdümlü edebiyat ise metafizik felsefeyi, mistisizmi, anti-rasyonalizmi temel alan bir edebiyattır. Bu edebiyat sistemi değil, insanı sorun olarak gören ve gösteren bir edebiyattır. Orhan Kemal’i okursanız, onun en kötü kişisi bile, zor koşulların, sömürücü ilişkilerin sonucu kötü olmuştur. Hırslı kapitalist Topal Nuri’nin çocukluğuna indiğinizde savaş koşullarında itilip kakılarak büyüyen bir çocukla karşılaşırsınız. Gerçekçi yazar, toplumsal koşullar değiştiğinde insanın iyi olacağına, yaşamın güzelleşeceğine inanır. İyimserdir. Tarihe diyalektik materyalist bir felsefeyle bakar. Kapitalist felsefelerin etkisindeki yazarlar, günümüzde postmodernistler ise, kötülüğün insanın yapısında olduğunu iddia ederler. Onlara göre insanın doğasında kötülük olduğu için insan hiçbir zaman eşitlikçi, kardeşçe ilişkiler, güzel bir yaşam kuramayacaktır. Kapitalist sistemin insanı nesneleştirdiği gibi, bu yazarlar da insanı nesneleştirir, edilgin, iradesiz, çözümsüz yaratıklara çevirirler.

“Külliyen Red!” diyorsunuz...
Bugün edebiyatımız gerici felsefelerin etkisi altında, bilinemezci, mistik, bireyci, öznelliği temel alan bir edebiyat haline getirilmiştir. Aynı zamanda edebiyat estetiğini, bu estetiğin temel öğelerinden dili, kurguyu, anlatımı bozuk bir hale getirmişlerdir. Bu koşullarda Yeni Gelen dergisi piyasa edebiyat ve sanatını “Külliyen Red!” iddiasıyla, piyasa edebiyatı ve sanatıyla kavgası ve davası olan bir dergi olarak çıkmıştır. Çıkış yazısında da belirttiğimiz gibi, “yalnızca işaret edileni gören” güdümlü bir okur yaratılmıştır. Bu okura ulaşmak, okurda eleştirel bir bilinç oluşturmak, edebiyat estetiğine göre yargılama yetisi kazandırmak çok zor bir iştir. Bu zorluklara karşı ortaklaşa bir çalışmayla, yazar-okur dayanışmasıyla dergiyi kurduk. Maalesef edebi, estetik mücadelenin önemini ve değerini yeterince kavrayamayan bir toplumsallık içindeyiz. Türkiye’de devrimci mücadele iddiasındaki birçok kesim, politikanın dar sınırlarına sıkışmış durumda. İş, edebiyat ve sanata gelince devrimciliği bir yana bırakıyorlar. Postmodernist yazarların, küçük burjuva sinemacıların, soyut dışavurumcuların hiçbir eleştirel tutum almadan izleyicisi hatta alkışçısı olabiliyorlar.

Şu durumda okurunuza ne demek istersiniz?
Sadece reddetmiyoruz, Yeni Gelen’in altbaşlığı “Red, Kurgu, Ütopya”. İnsana yaraşır kurgular ve ütopyalar peşindeyiz. Özgürlük yalnızca zorunluluğun bilinci değil, bu bilinçle eyleme geçmektir. Sermaye kültürünün bizi içine hapsettiği zorunlulukları bilmek ve aşmak için eyleme geçmek zorundayız. Yeni Gelen, bu zorunluluğun bilinciyle eyleme geçmiş düşünceyi temsil ediyor. Özgürlük isteyen okurun da eyleme geçip Yeni Gelen’i arayıp bulması, okuması gerekiyor.

*** Dergilerinizi Nurduran Duman adına Cumhuriyet gazetesinin adresine gönderebilirsiniz.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler