Pussy Riot : Bir Punk Duası

Pussy Riot üyelerinin tutuklanmalarından ceza almalarına kadar geçen süreci anlatan belgesel, bugün !f İstanbul kapsamında izleyiciyle buluşuyor. Filmin yönetmenleri, ‘Putin ile sizin liderinizin karakterleri aynı’ diyor.

Yayınlanma: 22.02.2014 - 14:50
Abone Ol google-news

 


Feminist punk grubu Pussy Riot... 21 Şubat 2012’de Moskova’da bir katedralde yaptıkları eylemden sonra tüm dünya onları tanıdı. Günden güne yabancı ajanslardan akan haberler Türkiye basınında da geniş yer aldı. Madonna konserlerinde onlara destek verdi, adlarına şarkı bestelendi... Soçi’deki Kış Olimpiyatları’nda yaptıkları gösteri yüzünden yine şiddet gördüler, gözaltına alındılar.
Moskova’daki o olaylı gösteriden sonra üç Pussy Riot üyesinin; Nadejda Tolokonnikova, Maria Alyohina ve Yekaterina Samutseviç’nin tutuklanmalarından ceza almalarına kadarki dava sürecine odaklanan “Pussy Riot : Bir Punk Duası” filmi, !f İstanbul Bağımsız Filmler Festivali kapsamında gösterimde.   
Belgeselin İstanbul'a gelen Mike Lerner ve Maksim Pozdorovkin, Pussy Riot’ın Rusya’da sadece belirli bir kesim tarafından “Moskova’da aktivistlik yapan sanatçılar olarak” bilindiğini, ancak katedraldeki eylemlerinden sonra gittikçe tanınmaya başladığını söylüyorlar.
Grubun tutuklanan 3 üyesi Aralık 2013'te serbest bırakılmıştı.
Filmin Rusya’nın tarihinin belirli bir zamanına da odaklandığını belirten Lerner şöyle diyor: “Dava kendi başına çok ilgi çekiciydi. Ama biz yönetmenler olarak büyük hikayeye baktık daha çok. Bundan sonra da grubun yapacakları video performanslarını biz çekeceğiz.”
Pozdorovkin ise Pussy Riot’ın artık Rusya’da aktivistlik anlamında büyük rol oynadığını ekliyor.
Duruşma salonunun içinden görüntülerin de yer aldığı film, grup üyelerinin eski performansları, aileleri ve yakınlarıyla yapılmış röportajlarla çocuklukları ve geçmişiyle ilgili fikirler de sunuyor. Bir taraftan da duruşma salonunun dışına odaklanıyoruz. Film, Ortodoks Kilisesinin Pussy Riot karşıtı yaptığı gösteriler, “Ya Ortodoksluk ya ölüm” zihniyetindeki kişilerin de portresini çiziyor.
Lerner, Rusya’da Ortodoks Kilisesinin başındakilerin aşırı Putin yanlısı olduğunu ve bu nedenle Pussy Riot karşıtı birlik çağrısı yaptıklarını söylüyor.
Pozdorovkin ise durumu şöyle özetliyor:  “Aşırı inançlı insanlar daha önce politik olarak kendilerini ifade edemiyorlardı, kimlikleri yoktu. Pussy Riot davası sayesinde kendilerine ifade alanı buldular.”
Grubun eylemleriyle de bir bakıma görünür kıldığı ifade özgürlüğü, din-iktidar ilişkisi ve çarpık hukuk sistemine değinen belgesel, bu yönüyle de ‘Putin Rusyası’nı da gözler önüne seriyor. Grup üyelerinden biri de filmde “Putin iktidara geldiği gün, Pussy Riot kuruldu” diyerek bu düşünceyi destekliyor.
“Peki Putin’in bu ağırlığının ülkede yarattığı duygu nedir?”
Lerner soruyu tersine çevirip yanıtlıyor: “Siz de aynı konumda değil misiniz kendi ülkenizde? Sizin liderinizin de aynı karakteri var. Her yerde onun fotoğrafları, çocukları kucaklayan görüntüleri... Taksim’de köşede basınçlı su sıkan araç bekliyor.”
Yarı Rus olan Lerner'in anlattığı Rusya'daki adalet sisteminin Türkiye ile benzerlikler gösterdiğini fark ediyoruz:
“Rusya’nın adalet sistemi ve politik sistemi arasında eskiden beri ilginç bir ilişki vardır. Adalet sistemindeki uygulamaları politik olarak onlara güç kazandırıyor. Ve iktidarın bütün ülkeyi kontrol etmesini sağlıyor. Bu çoğu ülkede yoktur. Mesela İngiltere’de sadece ünlü birinin davası bu kadar yakından takip edilir. Ama Rusya’da herkes hukuku biliyor, çoğu insan mahkemede neler döndüğünü biliyor. Bu sistemi kullandıklarını düşünüyorum. Bu nedenle Pussy Riot’u içeri aldılar ve bu yüzden olay bu kadar patladı.”
Pozdorovkin ise “Rusya ve Türkiye bu konuda çok benzer. Bu nedenle Ruslar Türkiye’yi tatil beldesi olarak seçiyor! Kendilerini rahat hissediyorlar!” diyor gülerek.
Bu benzetmenin ardından Pussy Riot üyelerinin kafeste yargılandığını hatırlatıyoruz. Pozdorovkin bunu şöyle yorumluyor:
“Rusyada genel sistemde insanları utandırmaya yönelik bir anlayış var. Bütün kurumsal yerlerde bu baskı var. Putin’in getirdiği eskiden kalma geleneksel bir sistem aslında.”
(Bugün 15.30’da Cinemaximum Budak’ta.)


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler