Melda Onur: Umut genç kadınlarda

Eski CHP milletvekili, çevre ve hayvan hakkı aktivisti ve Sosyal Haklar Derneği Başkanı Melda Onur, “Şu anda ülkede bana en çok umut veren kadınlar. Özellikle de 90 kuşağının genç kadınları. Dayanışmacı, dirençli, kararlı ve özgür... Önlerinde kimse duramaz” diyor.

Yayınlanma: 07.03.2017 - 20:43
Abone Ol google-news

Eski CHP milletvekili, Sosyal Haklar Derneği Başkanı Melda Onur, çocukluğu, gençliği, okul hayatı Türkiye’nin çeşitli illerinde geçmiş bir memur çocuğu. Marmara Üniversitesi Uluslararası İlişkiler mezunu. Gazetecilik yaparken, uluslararası ekonomik ilişkiler okumaya bir yıllığına Paris’e gitti. Yayıncılık ve prodüksiyon işleri de yaptı. Bir çevre aktivisti. “Şu anda ülkede bana en çok umut veren kadınlar. Özellikle de 90 jenerasyonunun genç kadınları. Dayanışmacı, dirençli, kararlı, özgür... Önlerinde kimse duramaz. Mesajım onlara değil bizim neslimize, 90 jenerasyonuna güvenin” diyor. Onur ile 8 Mart vesilesiyle konuştuk.

- Soma’dan Artvin’e çevre eylemlerinde kadınlar ön planda...

Çünkü kadın toprak ve suyla daha ilgili. Bu nedenle yaşadığı, işlediği, beslendiği ve çocuklarını büyüttüğü toprağa, suya, havaya yani yaşam alanına müdahaleye karşı direniyor. Kırsalda erkekler genelde yakın bir şehirde yevmiyeli olarak çalışabiliyor ve sabahtan akşama o yaşam alanı ile bağı kopabiliyor. Oysa kadın sabah kalkar kalkmaz o suyla yani dereden gelen suyla, evini temizliyor, çocuklarını yıkıyor, hayvanları suluyor, bahçesini, toprağını suluyor, ekiyor. O tarlasında yetiştirdiği ile hem evini besliyor hem de kalanını satıp para kazanıyor. Yani kayda girmeyen bir ekonomik değer üretiyor. Bu tür enerji, yol vs. dayatmalarında birden toprağın kazıldığı, heyelan tehlikesi, suyun bulanması gibi gerçeklere tanık oluyor ve direniyor. Erzurum’da HES’e direnen köylü kadın bana ‘Bana işe engel olmaktan dava açmışlar, peki ya benim işim ne olacak’ diye sormuştu.

- Kadın olduğunuz için ayrımcılığa maruz kaldınız mı?

Hayır kaldığım söylenemez. Ya da en azından böyle bir şey hissetmedim, fark etmeden olmuşsa da bilemiyorum.

- Siyasetteki erkek egemen sistemi nasıl değerlendiriyorsunuz?

Kadın bütün hayatı kotarıyor, erkeğe işe gidip para kazanmaktan başka pek bir şey kalmıyor ve siyasete ve siyasetin temeli olan bol konuşmaya, demagojiye daha çok zaman ayırıyor. Kadınların aile ortamında sorumluluk almasında eşitsizlik var. Bu durum kadını biraz geri bırakıyor. Bir de kadınlar daha sonuç odaklı, hedef odaklı yaradılışa sahip. Siyaset soyut alanda seyrettiği için çoğu zaman kadınlar için sıkıcı da olabiliyor.

- Siz siyasetteyken önyargılarla, engellemelerle karşılaştınız mı?

Hayır karşılaşmadım. Bilakis, İstanbul il yönetiminde kadın kotasının artırımıyla giren 3 kadından biri oldum. Kadın olduğum için engelleme olmadı. Ya da olduysa da ben takılmamışımdır.

‘Hak ihlallerini izliyor’

- Sosyal Haklar Derneği’nin faaliyetlerinden söz eder misiniz?

Türkiye’de sosyal hak kavramı konusunda hem farkındalık yaratmaya çalışıyor hem de sosyal hak ihlallerini izliyor. Özellikle iş güvenliği ve bu konuda işlenen iş cinayetlerini takip ediyor, Soma davası, dernekteki hukukçu üyelerin bizzat takibinde. Aynı şekilde Şirvan Bakır Madeni’ndeki iş cinayeti, Aladağ Kız Öğrenci Yurdu’ndaki adı yangın ama aslı cinayet olan olay. Raporlar yazıp kamu oyunu bilgilendirmeye çalışıyoruz. Aladağ araştırma komisyonunda dinlenmek için talepte bulunduk. Soma, Ümraniye, İskenderun ve Adana’da temsilciliklerimiz var. Bir süredir belli başlı konu başlıklarında sosyal hak gözlemciliği eğitimi veriyoruz.

Umut veren kadınlar

- 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü mesajınızı alabilir miyiz?

Şu anda ülkede bana en çok umut veren kadınlar. Özellikle de 90 jenerasyonunun genç kadınları. Dayanışmacı, dirençli, kararlı, özgür... Önlerinde kimse duramaz. Mesajım onlara değil bizim neslimize, 90 jenerasyonuna güvenin, bize Gezi gibi bir mucizeyi hiç ummadığımız anda hediye ettiler. Kadınlar da bu mucizenin en önemli kısmıydı.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler