Gururumuzsunuz

Kadın-erkek eşitsizliğinin tavan yaptığı '2018 Türkiyesi'nde bir kupa daha kazandılar.

Yayınlanma: 11.04.2018 - 20:48
Abone Ol google-news

Her ne kadar “Eczacıbaşı” dendiğinde algı ‘ilaç devi’ yönündeyse de kimse darılmasın, onlar kadın voleybolunun tartışmasız dünyadaki en önemli markası... Bir ara basketbola merak sarsalar da kadın voleybolunun sesi oldukları önceki akşam kazanılan CEV Avrupa Kupası’yla bir kez daha tescillendi. Gerçekten de özlenen ‘çağdaş, modern kadının’ın spordaki tezahürünü yansıttı Eczacıbaşı ‘Türkiye sahne’sine. Hem de kadın-erkek eşitsizliğinin tavan yaptığı, kadınların pembe otobüslere bindirilmeye çalışıldığı, genç kızların tiyatro sahnesinden al aşağı edildiği ‘2018 Türkiyesi’nde... Elbette ki, voleyboldaki Eczacıbaşı zaferleri, bugünün eseri değil. Yıllar öncesine 1960’lıyılların ortasına dayanıyor. Geleceğin Türkiyesi’nin kadınların omuzlarında yükseleceğinin farkındaki ilaç devi ‘rahmetli’ Şakir Eczacıbaşı, şimdiki Kanyon alışveriş merkezinin yerinde bulunan ilaç fabrikası içindeki barakaları ‘spor salonu’na çevirtiyor. Ve o küçücük salonda başlayan spor tutkusu, “sağlıklı yaşam için spor” hedefini aşıp Türkiye’ye tarihinde görmediği başarılar kazandırıyor. Tribünlerin ‘Sacit Baba’ diye seslendiği Eczacıbaşı Genel Müdürü Sacit Basmacı’nın ifadesiyle müzede kupalı 25 zafer var. Bunların 5’nin yeri çok farklı. 1998-1999 sezonunda Kupa Galipleri Kupası gelmiş, 2014-2015 sezonunda CEV Şampiyonlar Ligi Kupası, 2015 ve 2016’da Dünya Kulüpler Şampiyonluğu Kupası ve önceki gece Kadınlar CEV Kupası kazanılmış.

 

Bu bir gelenek

Müthiş bir altyapısı var Eczacıbaşı’nın. Daha doğrusu, olaya ‘çok başarılı sporcu yetiştirmek’ odaklı bakmıyorlar. Aslında Selcan Teomanlarla, Violet Konstanda’larla, Arzu Savaşlarla, Şehnaz Mumcu’larla, Nalan Urallar’la, Çiğdem Can’larla devam eden bir gelenek Eczacı’nın merak edilen sırrı. Sadece isimler değişiyor ama sistem aynı; ister salonda, ister fabrika bandında, ister laboratuvarda olsun, ‘kurumsallık..’ Teknik ve taktiğe değil, fair-playe yatırım yapıyorlar öncelikle.. “Bir laboratuvar titizliğiyle devam eden bir tarzı var spor kulübünün” diyor Eczacıbaşı üst düzey yöneticileri. Böylesine özenle kazanılan şampiyonluğun kutlaması da elbette farklı oluyor. Kuzguncuk sırtlarında Boğaziçi Köprüsü’nü kuş bakışı gören bir mekânda sporcusu, yöneticisi, antrenörü, üst düzey yöneticisi, CEO’su, hatta patronu aynı yerde eğleniyor. Elbette TVF Başkanı Akif Üstündağ ile CEV Avrupa Asbaşkanı Özkan Mutlugil de orada... Ortaya konan kupayla hatıra fotoğrafı çektiriyor herkes. Bir ara müzik yayını kesiliyor, çok katılımlı koro başlıyor marşlarını söylemeye: “Haydi kızlar sahaya tarih yazmaya.. Eczacı, Eczacı bu kızlar başımızın tacı..” nakaratı dakikalarca tekrarlanıyor, taa ki Faruk Eczacıbaşı elindeki mikrofonla, “Haydi baştacı kızlarımız, şampiyonluk pastasını kesmeye..” diyene kadar...

Türk kadınına güven

“Aslında hakkımızı aldık, çok mutluyuz. Bu kupayı kazanmamız gerekiyordu, kazandık, Kızlarımız çok güzel oynadı, çok mutluyuz” diyen Kulüp Başkanı Faruk Eczacıbaşı, bir geleneği sürdürdüklerinin ve bu geleneğin de ‘Türk kadınına, Türk kızlarına güvenmek’ olduğunun altını çiziyor. Takımın yükünü çekenlerden Eczacıbaşı CEO’su Erdal Karamercan ise, “Bizim hayat anlayışımızda devamlılık esastır, seneye de Şampiyonlar Ligi Kupası gelecek, kızlarımıza, kadınlarımıza güveniyoruz” diyecek kadar takımına inanıyor.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler