Televizyonun iyi kadını Açelya Akkoyun

Açelya Akkoyun, oyuncu olma sebebini “beğenilmek için” diyerek açıklıyor. Çok defa başka iş yapmayı denemiş ama, kendisini en iyi hissettiği yer televizyon. Bu yüzden tiyatrodan vazgeçip ekranda olmayı tercih etmiş. Doksanlar dizisinin güzel oyuncusuyla kariyeri üzerine konuştuk...

Yayınlanma: 05.02.2014 - 11:00
Abone Ol google-news

Onu magazin sayfalarında görmek imkansız, kendisini "ben magazinciler için bir değer değilim" sözleriyle tanımlıyor. Haksız da sayılmaz, izleyici önünde bulunduğu onca zaman içinde sadece işiyle gündeme gelmeyi başardı Açelya Akkoyunlu. İzleyici belki de sadece işiyle gündeme geldiği için onu bu kadar çok sevdi.

Açelya Akkoyun  Konservatuvar tiyatro mezunu, tercihini televizyon dünyasından yana kullandı. 90lı yıllardan beri ekranlarda. Türkiye'nin “iyi kadını” dizi harici reklamlarda da oynuyor Prilin yeni reklam yüzü. Şimdilerde “Doksanlar” dizisi kadrosunda. Bizi doksanlı yılların eğlenceli dünyasına götürüyor. Dram, komediyi içinde barındıran, sadece ağlatma emeli olmayan dizide dram ve gözyaşını yaşayan bir kadını, "Süheyla” karakterini canlandırıyor. Doksanlardaki rolünü “kendime biçilen elbiseyi giyiyorum” diyerek yorumluyor.

-Çalışan anne olmak her zaman zordur. Bir de oyuncu olunca setlerin yoğunluğuyla birlikte bu zorluk artar. Siz kızınızla neler yaşıyorsunuz?

 -Ben de çalışan anne çocuğuyum. Çalışmayan  anne çocuğu olmak nasıl bir duygu bilmiyorum. Alya da bu ritimde büyüyor, ama Alya benden daha şanslı. Bizim işimiz düzensiz olduğu için bir sene evde de oturabiliyoruz, çok yoğun da çalışabiliyoruz.

-Konservatuvar Tiyatro mezunusunuz ama sizi genelde ekranda görüyoruz.

-Tiyatro çok güzel bir sanat. Seçme insanlar girebiliyor. Ama ben televizyonu ve sinemayı daha çok seviyorum.

-Yani sizi sahnede göremeyeceğiz?

-Çok istemiyorum. Hissetmediğim birşeyi, sırf yapmak adına yapmam

-90lı yılların dizileriyle şimdiki diziler arasında büyük farklar var. O dönem daha çok aile mahalle kültürü ön plandaydı şimdiyse aşk ihtiras, aldatma gibi konular var. Bu değişimin sebebi ne?

-Ben değişime her zaman açığım. Şimdi bunlar satıyor. satmak karşılık beklemek gibi değil, bir beğeni almak. Dünya zaten kurduğumuz bir ilizyon.  2014'ün televizyon yapımcılarının kurduğu ilizyon da bu.

-Doksanlardan bahsedelim. Çekimler nasıl gidiyor?

-Gençlik aile trajedi. Dram , gözyaşı olan sahneler, Süheyla'nın yani benim sahnelerim. Doksanlar'da  kendime biçilen elbiseyi giyiyorum, hayatın içinden bir dizi.  Birol Güven benim için tam bir dizi cerrahı. Çok iyi bağlantılar kuruyor. Herkes patronunu sevmek zorunda ama ben patronumu gerçekten seviyorum. Dürüst ve ahlaklı bir adam, aile kavramına çok önem veriyor. Benim değer yargılarmla örtüşüyor. Bu, Mit Yapım'la ikinci işim ve çok içinde bulunmak istediğim bir yapım şirketi. Uğur Yağcıoğluyla dördüncü projem. Uğur bana “Açelya” dediği an ne istediğini anlıyorum. Sevdiğiniz dersteki öğretmeninize kendinizi beğendirmeye çalıştığınız gibi Uğur Yağcıoğlu benim için öyle. Ona kendimi beğendirmek için dersimi çok iyi çalışıyorum.

-Oyunculuğun haricinde bir de Studyo Açelya var.

-Evet açtım boyumun ölçüsünü de aldım. Herkes kendi işini yapmalı. Boş durmak istemedim hevesle açtım ve olmadı. Bana göre değilmiş ticaret. Benim patronum olmalı.

-Siz hiç bir magazin figürü olmadınız daha kapalı yaşıyorsunuz

-Tercih etmiyorum. Arkadaşlarımla gece eğleniyorum, magazinin olduğu yerlere de gidiyorum. Ben onlar için bir değer değilim o magazinlerin içinde "hep kötü haber yapmıyoruz, röportaj yapıyoruz" dedikleri kadınım ben

-Oyunculukta herkesi besleyen birşey vardır, sizin beslendiğiniz şey ne?

-Herkesin işini yapma sebebi beslenmek. Belki öğretmen çocuğu olduğum için bilemiyorum, çocukuğumdan beri onaylanmayı, alkışlanmayı çok sevdim. Güzel bir duygu veriyor. Beğenilmek için oyuncuyum.

-Aile, ev yaşantısı nasıl?

-Bir oyuncuyla yolda yürürken, herkes onu tanıyor. Bir yere gidiyorsun  kutu gibi süslüyorlar. Eve geldiğinde “Açelya yemek noldu, kahve yapsana” diyen biri var. Bocalama oluyor. Eşim için de zor. İkimizde birbirini korumaya çalışan çiftleriz. Bu yüzden için çok iyi anlaşıyoruz. Eşim anlayışlı ve sanatçı ruhlu.  Bir insanın  sizinle aynı mesleği yapmasına gerek yok anlaması lazım.

-Kızınız işinizden ne derece etkileniyor? Size ilgi olunca bu çocuğa da yöneliyor.

-Tabii ki hem yöneliyor hem bazen ters tepebiliyor. “Benim annemi neden seviyorsunuz” diyor, ama ben kızımın dengeli ve kararlı olması için çabalıyorum. Haftasonumu ona ayırıyorum. O dengeyi kuruyorum. Benim çocuğum, “çocukluğumda annemi göremedim” derse, ne yapayım öyle kariyeri. Benim hayatımı tek bir şey oluşturmuyor. hayatımın içindeki her parça birleşince beni oluşturuyor.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler