Trump ile Brexit İngilteresi ittifakı: Özel ilişkiden asimetrik ortaklığa

ABD Başkanı Donald Trump’ın İngiltere’ye bu hafta yaptığı üç günlük resmi gezi kırılgan İngiliz siyasetini gaflarla dolu ucuz bir gösteriye dönüştürdü.

Yayınlanma: 08.06.2019 - 21:45
Abone Ol google-news

Trump, daha gelmeden The Sun gazetesine yaptığı açıklamada görevinden ayrılacağını açıklayan İngiltere Başbakanı Theresa May’in yerine eski Dışişleri Bakanı Boris Johnson’un gelmesini desteklediğini net biçimde ifade etti. Kendisini boykot eden İşçi Partisi lideri Jeremy Corbyn hakkında “negatif bir güç” yorumunu getirdi. Londra’nın Belediye Başkanı Sadık Khan hakkında ise “tam bir zavallı” ifadesini kullandı. Ziyareti ülke çapında büyük protestolara neden olurken ABD Başkanı “Ben protesto falan görmedim. Bir sürü insan tezahürat yapıyordu. Bunlar sahte haber” diyerek kendisine eleştirileri elinin tersiyle itti.

Temaslarının merkezinde ise İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden (AB) ayrılma süreci Brexit vardı. Trump İngiltere’nin AB’den anlaşma olmadan çıkmasını, Brüksel’e hiçbir koşulda para ödememesini hatta AB’yi dava etmesi gerektiğini salık verdi. Üstelik İngiltere devlet mekanizmasını bir yana iterek Brexit müzakerelerinde aşırı sağcı Brexit Partisi lideri Nigel Farage’ın yer alması önerisinde de bulundu.

Ekonomi vaadi...
Tüm bunlar gerçekleştikten sonra Trump’ın vaatleri arasında, ABD ile İngiltere arasındaki ticaret hacminin iki, hatta üç katına çıkacağı vardı. İngiltere AB’den ayrıldığında başka ülkelerle serbest ticaret anlaşması yapabilecek ancak ABD ile bir dizi ikili ticaret anlaşmasının müzakere edilip hayat geçmesi 10 yılı bulabilir. Büyük olasılıkla bu ticaret anlaşmasından elde edilecekler AB ile mevcut ilişkinin bitmesinden doğacak maddi kayıpları karşılamayacak.
Trump, Brexit konusunda olumlu fikirlerini başından beri saklamamıştı. ABD Başkanı görevine geldikten sonra İngiltere siyasetinden ilk kez Farage ile bir araya gelerek durduğu çizgiye yönelik mesaj vermişti. Ancak İngiltere’nin bir lidere verdiği en büyük devlet onuru, resmi ziyareti sırasında ülkelerinin iç siyasetine, demokratik kurumlarına ve devlet işleyişine pervasızca müdahale eden belki de ilk ve tek ABD Başkanı Trump oldu.

Britanya’nın siyasi küresel etkisi BM gibi çok uluslu kuruluşlar, AB üyeliği ve ABD ile kurulan özel ilişki ekseniyle tanımlandı bugüne kadar. Trump göreve geldiğinden bu yana uluslararası kuruluşların küresel politikada etkisini hafifletme, var olan uluslararası anlaşmaları yok sayma, ekonomik anlamda korumacı politikalar geliştirme ve kendi çıkarına uygun yeni ittifaklar yaratma peşinde. AB ve diğer kurumlardan koparacağı bir İngiltere ile ticari ve stratejik ilişkiler geliştirmek Trump’ın eski müttefikini ciddi anlamda kendisine bağımlı kılmak anlamına geliyor. Trump’ın çıkarları İngiltere açısından “özel bir ilişkiden” çok asimetrik bir bağımlılığa dönüşmesinde yatıyor. Bu asimetrik ortaklık sadece ABD-İngiltere açısından değil Türkiye’nin de içinde bulunduğu geniş Avrupa açısından yeni dengelere girilmesini mecbur kılabilir.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler