Trump’ın ‘domino taşı’

ABD Başkanı Trump, pek çok ülkeden uyarılara rağmen dün İran’la nükleer anlaşmadan çekildiğini ilan etti, yeni yaptırımların işaretini verdi. Tahran’dan ise ‘her türlü senaryoya hazırız’ çıkışı yükseldi.

Yayınlanma: 09.05.2018 - 06:25
Trump’ın ‘domino taşı’
Abone Ol google-news

Gözler ABD’nin İran kararının yansımalarına çevrilirken bu adımın Ortadoğu coğrafyasının bir türlü bitmeyen din, mezhep, etnik çatışmalarını daha da alevlendirecek gelişmelere yol açacağı kaygıları artıyor. Özellikle de Irak’tan Suriye’ye Lübnan’dan Filistin’e Yemen’e “vekâlet savaşları” tam gaz sürerken... Trump yönetiminin en başta İsrail müttefikliğiyle İran’ı bölgesel anlamda sıkıştırma hamlelerinin bir diğer destekçisi de Riyad liderliğindeki Körfez bloku. Tahran’ın liderliğindeki Şii cephenin Irak’tan Suriye’ye Hizbullah’la Lübnan’a ve Yemen’e gerek siyasi gerekse askeri güç anlamında da etkinlik alanını genişletmesi ABD-İsrail-Sünni Körfez blokunda epeydir alarm zilleri çaldırıyor.

Ruhani’nin iktidarını sarsabilir

Washington’ın İran’a yönelik sertlik yanlısı tutumu Transatlantik hattında kırılma yaratırken aslında akıllardaki en çetrefilli sorulardan biri de Trump’ın adımlarının Tahran siyasetine nasıl yansıyacağı. İran’ın daha geçen yılın sonunda ekonomik sorunlar, yolsuzluk gerekçeleriyle başlayıp yönetim karşıtı protestolara dönüşen sokak eylemlerine sahne olduğunu hatırlamakta fayda var. Son seçimlerde “reformcu” cepheden Ruhani yönetimi ikinci dönem için seçmenden yeşil ışık almış olsa da ülkenin dini lideri Hamaney öncülüğünde “muhafazakârların” nefesini ensesinde hissediyor. “Muhafazakârlar” 2015’te Ruhani döneminde varılan uluslararası nükleer anlaşmaya karşın yaptırımlar kıskacının sürdüğü, ekonomide yol alınamadığı eleştirilerini sıkça dile getiriyor. Bu nedenle de “Batı’ya, ABD’ye karşı kazanımların olmadığı bir anlaşma için diz çökmenin yanlış olduğu” argümanını sık sık Ruhani’ye karşı kullanıyor. Ruhani yanlıları ise kendilerine verilen özgürlük vaatlerinin sahaya yansımamasına içten içe tepkili... Washington siyasetinde bir kez daha şahinler dönemine girilmesiyle İran’da da bunun yansımasının Batı karşıtlığının artması, Ruhani muhaliflerinin güçlenmesi olabileceğine dikkat çekiliyor.

İç siyaset satrancında ekonomik yaptırımlar, baskılar arasında nefessiz kalanlara hedefle “dışa açılımlı diplomasi manevraları, uluslararası nükleer uzlaşı” taşıyla koltukta ikinci dönemini koruyan Ruhani için ABD’den gelen sert hamleler bir anlamda iktidarını da sarsacak etkileri barındırıyor.

‘Pandora’nın kutusu’

Diğer yandan ABD’nin İsrail ve Riyad blokuyla giriştiği Tahran karşıtlığı, halihazırda kanlı mezhepsel savaşlar döngüsündeki bölgede yeni çatışma riskini de çoğaltıyor. Daha geçen pazar günü Lübnan’da yapılan Hizbullah’ın destek artırarak çıktığı seçimler, Şii milis güçlerle iktidarını pekiştiren Bağdat yönetimi ve bu cumartesi genel seçimlere sahne olacak Irak, diğer yandan da Suriye’de Rusya ile birlikte Şam yönetiminin yakın müttefiki İran’ın sahada askeri anlamda bifiil konuşlanması düşünüldüğünde Tahran’ın geçmişe göre hiç de küçümsenmeyecek bölgesel bir askeri güç olduğunu akıldan çıkarmamakta fayda var.

İsrail’den İran’ı merkeze oturtarak Suriye, Lübnan’a yönelik gözdağı söylemleri, Trump’ın adeta Şii güç hilalini kırma misali Suriye’ye Sünni Arap ülkelerinden güç yerleştirme planlarını hesaba katarsak zaten kan revan içindeki bölge için suların yine durulmayacağı açık. Bir anlamda Trump’ın verdiği tek bir karar ama sonuçları domino etkisi gibi, hem de “Pandora’nın kutusu” misali...


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler