Suruç katliamı davası yine ertelendi: 'Tanıklar, sanık olmalıydı'

Şanlıurfa'nın Suruç ilçesinde 3 yıl önce meydana gelen, 34 kişinin yaşamını yitirdiği, 70 kişinin yaralandığı canlı bomba saldırısıyla ilgili davada, mahkeme, eksik dosyaların giderilmesi karar verip, duruşmayı erteledi.

Yayınlanma: 22.11.2018 - 20:03
Abone Ol google-news

Kobani'ye yardım götürmek için Türkiye’nin çeşitli illerinden Suruç'a gelen Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) üyelerinin 20 Temmuz 2015 günü Amara Kültür Merkezi'nde basın açıklaması yaptığı sırada, IŞİD'li canlı bomba Şeyh Abdurrahman Alagöz’ün üzerindeki patlayıcıyı infilak ettirmesi sonucu 33 kişi yaşamını yitirmiş 104 kişi de yaralanmıştı.

Saldırının ardından başlatılan soruşturma kapsamında halen Ankara Gar saldırısından dolayı tutuklu olan Yakup Şahin ile Suriye'de bulunduğu belirtilen Deniz Büyükçelebi ve İlhami Bali hakkında 104'er kez müebbet hapis cezası istemiyle açılan davanın yedinci duruşması, Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü.

Jandarmanın önlem aldığı duruşmaya, saldırıda yaralı kurtulan ve hayatını kaybedenlerin yakınları ile HDP Şanlıurfa milletvekili Ömer Öcalan ve Ayşe Sürücü’nün de aralarında olduğu çok sayıda kişi katıldı.

Ankara'daki Tren Garı saldırısıyla ilgili tutuklu bulunan ve Suruç davasının tek tutuklu sanığı olan Yakup Şahin, duruşmaya tutuklu bulunduğu cezaevinden SEGBİS aracılığıyla bağlandı. Mahkeme heyeti, davaya müdahil olan avukatların dosyaya ilişkin görüş ve önerilerini dinledi. Davada tek tutuklu sanık Yakup Şahin, duruşmada, yöneltilen suçlamaları kabul etmediğini ifade etti.
Müdahil avukatlar, saldırıya ilişkin daha detaylı inceleme yapılmasını talep etti. Saldırıda yakınlarını kaybedenler ile yaralananlar ise yaşadıkları mağduriyetleri dile getirerek, sanık Şahin'in mahkemeye getirilmesini istedi.

‘TANIKLAR SANIK OLMALIYDI’

Bir önceki duruşmada “tanık” sıfatı ile ifadesinin alınmasına karar verilen cami imamı Abdullah Ömer Arslan’ın ifadesi SEGBİS üzerinden alındı. Saldırı günü olay yeri yakınında yurttaşlar tarafından yakalanan Arslan’ın sırt çantasında siyah bez üzerine Arapça yazılı bir bayrak çıktı. İfadesi alındıktan sonra serbest bırakılan Arslan’ın aynı gün Ankara’nın Gölbaşı ilçesine tayini çıkarıldı. Avukat Sezin Uçar, Arslan hakkında “yalan beyan”dan suç duyurusunda bulunulmasını ve katliamın birinci dereceden şüphelisi olarak tutuklanmasını talep etti. Katliamda yaralanan Erkan Keskin “Her iki tanığında mahkemeye getirilmeleri gerekiyor. Bunlar tanık değil, sanık olmalı ve tutuklanmalı” dedi.

Söz alan Şanlıurfa Baro Başkanı Avukat Abdullah Öncel, ise Arslan hakkında soruşturmanın şeffaf yürümediğinin kendi ifadesi ile anlaşıldığını belirterek, “Arslan’ı kim salıverdi. Neden salıverildi. Soruşturmanın en başından tanık değil, sanık olmalıydı” diye konuştu. Savunmaların ardından kararını veren mahkeme heyeti dava avukatlarının olay gününe ilişkin Genel Bilgi Taraması (GBT) kayıtları ve telsiz konuşmalarının dosyaya konulması talebini ve Arslan’ın tutuklanma isteğini reddetti. Suruç Asliye Mahkemesi’nde görülen 2 polisin “Görevi kötüye kullandığı” iddiası ile yargılandığı dava ile bu davanın birleştirilmesi talebini de reddeden mahkeme, duruşmayı 12 Şubat 2019 tarihine erteledi.

‘BENİM VEKİLİM DEĞİLSİNİZ'

Duruşma sonrası açıklama yapmak isteyen Suruç katliamında yaşamını yitirenlerin ailelerine jandarma izin vermedi. Açıklamada ısrar eden aileler ile jandarma arasında yaşanan gerginlik üzerine araya giren HDP Şanlıurfa Milletvekilleri Ömer Öcalan ve Ayşe Sürücü, jandarma komutanı ile tartıştı. HDP’li vekiller, sesini yükselten jandarma komutanına “Vekile sesini yükseltmezsin” dedi. Bunun üzerine jandarma komutanı “Benim vekilim değilsiniz” dedi.

<haber-yatay:1093999,1066811,1043423,1032841>

 

 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler