Mavi Vatan 2019 Tatbikatı ve neden şimdi

Bu geniş tatbikat 27 Şubat’ta başladı ve 8 Mart’a kadar sürecek. Tatbikata 13 fırkateyn, 6 korvet, 16 hücumbot, 7 denizaltı, 7 mayın avlama gemisi, 17 yardımcı sınıf gemisi, 14 karakol gemisi, 22 çıkarma gemisi, 1 eğitim gemisi olmak üzere toplam 103 gemi katılmaktadır. Buna ilave olarak tatbikata insansız hava araçları, Su Altı Taarruz (SAT) ve Su Altı Savunma (SAS) görev timleri, amfibi deniz piyade taburları katılıyor.

Bunların yanında, Kara Kuvvetleri Komutanlığı’ndan bu tatbikata genel maksat ve taarruz helikopterleri, Hava Kuvvetleri Komutanlığı’ndan taktik hava ve havadan ihbar kontrol uçakları katılmaktadır.

Baş tarafı birinci sayfada Kuşkusuz, Sahil Güvenlik Komutanlığı’ndan, Sahil Güvenlik gemileri ve botları da katılıyor. Tatbikat çerçevesinde, senaryo gereği gemilerin seyri sırasında düşman, kara birliklerini teslim alıyor.

Tatbikatta, Deniz Kuvvetleri’nin envanterine katılan insansız hava aracı, deniz, hava, kara güçlerinin koordinasyonu, ortak harekât yetenekleri böylece sınanmış oluyor.

Tatbikatta, temel deniz harekât bilgilerine yönelik su üstü savaşı, hava savunma, denizaltı savunma, mayın savaşı, elektronik savaş ve deniz denetim harekâtı hazırlık eğitimleri ve gelişmiş insansız su üstü hava hedeflerine silah atışları gibi eğitimler de gerçekleştirilecek.

Üç denizi kapsayan böyle geniş ve entegre bir deniz tatbikatı daha önce olmamıştı. Neden bu tatbikata gerek görüldü sorusu kuşkusuz akla gelmektedir. Ciddi bir hazırlık sonucu gerçekleştirilen bu “Mavi Vatan 2019” tatbikatının birkaç önemli nedeni vardır.

Yunanistan, Ege Denizi’nde etkin bir deniz gücüne sahip olduğunu ileriye sürüyor. Türkiye’yi de kara kuvvetleri yönünden güçlü, ancak deniz kuvvetleri yönünden etkin olmayan bir devlet olarak değerlendirmektedir. Yunanistan’ın son yıllarda Ege Denizi’nde 18 adayı işgal ettiği bilinmektedir. Son yıllarda, Kıbrıs Rum Yönetimi’nin ekonomik yönde ciddi ataklar yaptığı biliniyor.

Kıbrıs Rum Yönetimi, Doğu Akdeniz’de dev petrol şirketleri ile sondaj anlaşmaları yaptı. Son günlerde ABD’li Exxon Mobil şirketinin 150 ile 225 milyar metreküp arasında değişen miktarda doğalgaz bulduğu dünya kamuoyuna duyuruldu. Bu miktar, yabana atılmaması gereken bir kapasitedir. Yunanistan ve Kıbrıs Rum Yönetimi bu ekonomik gücü kullanmak istemektedir. Türkiye de bu konuda yine Kıbrıs Adası bölgesinde girişimlerde bulunmakta ve sondaj gemilerini Deniz Kuvvetleri’nin koruması altında bu bölgeye göndermektedir.

Türkiye’nin bu konuda pasif kalması Türkiye’nin milli çıkarlarına aykırıdır. Bu nedenlerle bu büyük deniz tatbikatının askeri, siyasi ve ekonomik gerekçeleri olduğunu belirtmek hatalı olmayacaktır. Bu tatbikatın önemli nedenlerinden birisi, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki çıkarlarının korunmasıdır. Tatbikatın adının “Mavi Vatan” olması da dikkat çekicidir ve tüm bu gerekçeleri kapsamaya yeterli olmaktadır. Tatbikatın gözden kaçırılmaması gereken diğer önemli noktaları da şunlardır:

1- Türk Deniz Kuvvetleri’nin teknolojik ve askeri yönden etkinliğini ve tatbikatı eşgüdüm içinde gerçekleştirecek gücünü ortaya koymuştur.

2- Deniz Kuvvetleri’nin caydırıcı etkisi ortaya çıkmıştır.

Burada son sözü söyleyelim. Deniz Kuvvetleri’ne kurulan FETÖ kumpası sonucu hapisler, istifalar, ayrılmalar nedeniyle Deniz Kuvvetleri’nde bir “zaaf” olduğu söyleniyordu. Tatbikat, Deniz Harp Merkezi Komutanlığı’nda kurulan 165 kişilik Tatbikat Kontrol Merkezi tarafından yönetiliyor.

Tatbikatın başında bulunan Donanma Komutanı Koramiral Ercüment Tatlıoğlu ise Kemalreis firkateyninde bulunuyor. Amiral Tatlıoğlu’nun altındaki Kuzey, Güney ve Batı Görev Grup Komutanları da harekâtın başındaki diğer kişiler. Tatbikatın yönetim kademesindeki hemen hemen herkesin kumpas davalarına maruz kalması ise dikkat çekiyor.

Donanma Komutanı Ercüment Tatlıoğlu askeri casusluk kumpasında hedef alınmıştı. Kuzey Görev Grup Komutanı Tuğamiral Cem Okyay, Güney Görev Grup Komutanı Tuğamiral Hasan Özyurt ve Batı Görev Grup Komutanı Yalçın Özkütük ise Balyoz mağdurudur. Ege Denizi’ndeki tatbikatı Tümamiral İbrahim Özden Koçer yönetiyor. Balyoz davasında üç yıl tutuklu kalan Amiral Koçer, beraat ederek görevine döndü. Ayrıca bu tatbikatta, “Casus”’ denilerek kumpas davalardan tutuklanan tuğamiraller Yankı Bağcıoğlu ve Yavuz Kılıç önemli görevler almış bulunuyor.

Albay rütbesindeyken İstanbul Askeri Casusluk kumpas davasından tutuklanan ve 3 yıl hapis yatan Yankı Bağcıoğlu, beraat sonrası 2016’da tuğamiralliğe terfi etti. Bağcıoğlu, şimdi Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Harekât Başkanı olarak, Ege, Akdeniz ve Karadeniz’de aynı anda başlatılan en büyük tatbikatı koordine ediyor. Deniz Kuvvetleri, FETÖ kumpasları sürecinde çok hırpalandı. Davalar açıldı. Değerli subaylar yıllarca tutuklu kaldı.

Deniz Kuvvetleri’nin eski gücünü kaybettiği düşüncesi yaygın olarak geliştirildi ve dillendirildi. Ancak bu tatbikat, Deniz Kuvvetleri’nin hiç de gücünü kaybetmediğini gösteriyor. Adeta Deniz Kuvvetleri yeniden küllerinden doğmaktadır.