Giderayak affettirdi... Demirel'in artı ve eksileri

Demirel, bir dönemin çok tepki gören lideriydi, Deniz Gezmiş’lerin idamı, “Bana milliyetçiler adam öldürüyor dedirtemezsiniz” sözleri çok tartışıldı. Ancak aynı Demirel, Cumhurbaşkanlığı döneminde ülkeyi kucakladı, geçmişin olumsuz izlerini sildi ve geniş kesimlerce ‘Baba’ diye anıldı.

Yayınlanma: 17.06.2015 - 22:37
Abone Ol google-news

9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü ve 1965-1971 dönemindeki başbakanlığı sırasındaki çalışmaları nedeniyle “Barajlar Kralı” olarak tanındı. Keban Barajı, Boğaziçi Köprüsü, Ereğli Demir Çelik İşletmeleri ve İzmir Aliağa Rafinerisi gibi büyük yatırımlarda imzası olan Demirel yönetimi altındaki Türkiye’de çok sıkıntılı günler de yaşandı. GAP olarak bilinen Güneydoğu Anadolu Projesi içinde yer alan barajlar ve bir dizi büyük proje onunla hayat buldu. Onun döneminde yapılan bazı önemli projeleri şöyle özetlemek mümkün:

Fırat Nehri üzerinde kurulu Keban Barajı, 1330 Megawatt toplam kurulu gücü, 6 milyar kilovat saat yıllık üretimiyle Türkiye’nin ilk büyük enerji yatırımlarından. Baraj kurulduğunda Türkiye’de üretilen elektriğin yüzde 20’sini tek başına karşılıyordu.

İnşaatı 1970’de başlayan ve üç yılda bitirilen Boğaziçi Köprüsü, Avrupa ile Asya arasında bağlantı sağlayan köprü açıldığında günlük ortalama araç geçişi 32 binken yıllar içinde 200 bini aştı.

Ereğli Demir Çelik İşletmeleri Türkiye’nin en büyük yassı demir üreticisi. Erdemir, 2006’dan itibaren Oyak Grubu bünyesinde faaliyet gösteriyor.

İzmir Aliağa Rafinerisi, Türkiye’nin en büyük ham petrol arıtma tesislerinden biri ve Türkiye’nin ikinci petrokimya tesisi. Rafinerinin inşasına 1969 yılında Sovyetler Birliği’nin teknik ve mali işbirliğiyle başlandı. İlk açıldığında ham petrol işleme kapasitesi 3,5 milyon ton olan Aliağa Rafinerisi’nin kapasitesi 1981’de 4.5 milyon tona, 1983’te 6 milyon tona çıkarıldı.

GAP, Fırat ve Dicle Nehirleri üzerinde barajlar, hidroelektrik santralleri ve sulama tesislerinin yanı sıra kentsel ve kırsal altyapı, ulaştırma, sanayi, eğitim ve sağlık hizmetlerini kapsayan dev bir entegre proje. Tutarı 32 milyar doları buluyor. GAP çerçevesindeki 25 büyük sulama projesi ile 1.8 milyon hektar tarım alanının sulanması hedeflendi.

 

Bir dönemin karanlık insanıydı hesap veremeden gitti

Dönemin tanıklarından Gazeteci Altan Öymen, Denizler’in idamının oylandığı Meclis oturumunda Demirel’in tutumunu şu ifadelerle anlatıyor:

“6 Mayıs 1972’de idam edilen Deniz, Yusuf, Hüseyin’in idam kararları oylanıyordu. Süleyman Bey AP Grubu’nun en önünde oturuyordu. Elini ‘idama evet’ için kaldırdığında arkasına dönüp baktı, herkesin kaldırıp kaldırmadığını kontrol ediyordu. Sonra vakur bir ifadeyle önüne döndü. İdamlar kabul edilmişti. Deniz ve Yusuf da 25 yaşındaydı. Hüseyin ise 23’ündeydi...”

Deniz Gezmiş’in ağabeyi Bora Gezmiş: “Ölünün arkasından konuşmak bizim açımızdan iyi bir şey değildir ama bize yapılanı da unutmamız mümkün değildir. Bugün ne kadar överlerse övsünler o üç gencin öldürülmesindeki rolünü gizleyemezler, günahını temizleyemezler. Hayırla yad edemiyorum. Biz sağken de söyleyeceğimizi söyledik zaten.”

Kardeşi Hamdi Gezmiş: “‘Kör ölür, badem gözlü olur’ diye bir atasözü var. Bu da aynı hesap... Demirel için söylenecek her şey sağlığında söylendi. Tarih herkesi hak ettiği şekilde değerlendirecektir”

Pervin Buldan: “Benim eşim (Savaş Buldan) faili meçhul bir cinayette öldürüldü. O dönem hazırlanan listede, onlar açısından öldürülmesi gereken bir liste hazırlanmıştı ve bu listenin başında benim eşim vardı. Listeyi sayın Süleyman Demirel’in hazırladığı duyumunu almıştık. Bugün hesap vermediği için gerçekten üzgünüm. Süleyman Demirel, bir dönemin karanlık insanıydı. Yargılanması, sorgulanması, cezalandırılması gerekiyordu.

Buldan adliyeye gelmeden önce de sosyal medya hesabından “Süleyman Demirel de hesap vermeden gidenlerden...! Süleyman Demirel ‘Savaş Buldan ölüm listesinin başında olmalı’ demişti. Hesap vermeden gitti. İsyanım bunadır...!” tweetini paylaştı.

 

Gözaltında 360 kayıp

Faili meçhuller ve gözaltında kayıpların en yoğun olduğu 90’lı yıllarda başbakanlık ve cumhurbaşkanlığı yapan Süleyman Demirel’in döneminde 360 kişi gözaltında kaybedildi.

Doğruyol Partisi (DYP) Genel Başkanı Demirel, Sosyal Demokrat Halkçı Parti (SHP) Genel Başkanı Erdal İnönü ile birlikte koalisyonda anlaşarak 49. Hükümeti kurdu ve Kasım 1991’de başbakan oldu. Başbakanlığı dönemde 31 kişi gözaltında kaybedildi. Demirel’in cumhurbaşkanlığı döneminde gözaltında kaybedilenlerin sayısı 329.

Demirel’in başbakan olduğu 1991-1993 ile cumhurbaşkanı olduğu 1993-2000 yılları arasındaki ‘kara bilanço’ hayli kabarık oldu. Gözaltında 360 kişi kaybedilirken, 9 Ocak 2010’da Galatasaray Meydanı’nda buluşan kayıp yakınları Demirel’in rolüne işaret edilerek “Kayıplar cebimde değil ki vereyim’ sözünün sahibi Demirel’in” yargılanması istenmişti.

 

Devlet rutinin dışına çıkar

Demirel’in Cumhurbaşkanlığı döneminde kendi deyimiyle “devlet rutin dışına çıktı.” Cumhurbaşkanlığı döneminde Demirel, PKK ile mücadele kapsamında kaybolan silahlara ilişkin kendisine yönlendirilen bir soruya “Yüksek menfaatleri icap ettirdiği zaman, devlet rutinin dışına çıkabilir” yanıtını vermişti. 33’ü aydın, 2’si otel görevlisi 35 kişinin hayatını kaybettiği Madımak katliamına ilişkin güvenlik güçlerine yönelik eleştirileri de yanıtlayan Demirel, “Halkla güvenlik güçlerini karşı karşıya getirmeyiniz” diyerek bakışını ortaya koydu. Demirel, ölenleri suçlayarak “Olay münferittir. Ağır tahrik var. Bu tahrik sonucu halk galeyana gelmiş” dedi. Demirel, Uğur Mumcu cinayeti sonrası, “Cinayeti çözmek namus borcumuzdur” dedi, ancak sır perdesi aralanmadı.

 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler