Cumartesi Anneleri'nin 'Beyaz Toros' tepkisi

Başbakan’a Toros tepkisi sürüyor.

Yayınlanma: 22.10.2015 - 11:47
Abone Ol google-news

Halil Alpsoy, Fehmi Tosun, İkram Mihyaz, Murat Aslan... Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun söylediği ‘beyaz Toros’ ya da Reno, Tempra marka arabalarla kaçırılan ve infaz edilen isimlerden yalnızca dördü. Yakınları, yıllardır faillerin yargılanması, cenazesi bulunamayan kayıpların kemiklerin verilmesi için mücadele ediyor. Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun açıklamalarına sert tepki gösterdiler: “Yıllardır, failleri yargı önüne çıkarmayan devlet, Toros’ları bir kenarda tutmuş demek ki...  Araçların rengi değişti ama zihniyet aynı...  Korkmuyoruz, kayıplarımızın hesabını sormaya devam edeceğiz.”


37 yaşındaki Halil Alpsoy,  12 Mayıs 1994 gecesi eşi ve 40 günlük bebeğiyle birlikte akraba ziyaretinden dönüyordu. İstanbul Kanarya’daki evinin önünde bekleyen polisler tarafından gözaltına alındı. Eşi itiraz edip bağırınca kimliklerini gösteren polisler  “Merak etme, karakola kadar götürüyoruz, yarım saat sonra gelir.” dedi. Halil Alpsoy, bindirildiği beyaz Toros ile götürüldü.  Ve bir daha evine dönemedi.  18 gün sonra  işkenceden tanınmaz hale gelmiş bedeni, elleri arkadan bağlı, tek kurşunla ensesinden vurulmuş halde Kırıkkale’de ormanlık bir alanda bulundu.

“Kör olduk”

Halil Alpsoy’un oğlu Kenan Alpsoy,  Başbakan’ın açıklamalarını şöyle değerlendirdi: “Nasıl ifade edeceğimi bile bilmiyorum. Çok öfkelendim, çok aşağılık bir açıklama... Olamaz böyle bir şey...  O kadar gerginiz ki...  Ben bugüne kadar faillerin yargılandığını görmedim. Babamın fali dahil... Bulamadığımız cenazelerimiz var.  Amcam Kasım Alpsoy’u arıyoruz. 22 yıl oldu. Ben ilkokul beşe gidiyordum, 11 yaşındaydım, şimdi 33 yaşındayım. Bir insan kör olunca neyi görebilir? Babamız bizim gözümüzdü. Beş tane yetim kardeşiyle ne yapar kör bir insan...”

Evinin önünden götürdüler

KESK’e bağlı Tüm Bel-Sen’in kurucusu ve Onursal Başkanı İkram Mihyaz, İzmir’de 5 Temmuz 1994’te Balçova Belediyesi’ndeki işine giderken kaçırıldı. Yaka köyünde ormanlık alanda, yakın mesafeden sıkılan 4 kurşunla öldürülmüş halde bulundu.  Eşi Azize Mihyaz’A  Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nde bir polis, eşinin evin önünde beyaz bir Tofaş/Tempra marka araba ile gözaltına alındığını, daha sonra mavi renkli bir Tofaş/Tempra marka arabaya teslim edildiğini söyledi.

“Onlar acı bilmiyor”

İkram Mihyaz’ın eşi Azize Mihyaz,  faili meçhullerin aslında faillerinin belli olduğunu dile getiriyor: “Sorumluların yargılanacağına dair umudum var ama çok zor.  Hiç unutmadım, her gün aynı acıyı yaşıyorum, ilk günkü gibi. Kapı ya da zil çalsa panik oluyorum. 49 yaşındayım, görseniz 70 yaşında dersiniz... Hükümet yetkililerine sesleniyorum. Ellerinden geliyorsa ölümleri durdursunlar.  Ama onlar, acı görmedikleri için ‘halk ölsün’ diyorlar.”

“Vay Türkiye’nin haline...”

36 yaşındaki Fehmi Tosun 19 Ekim 1995'te telsizli iki sivil polis tarafından 34 UD 597 plakalı beyaz Renault araca zorla bindirilerek Avcılar’daki evinin önünden götürüldü. Çocukları ve eşi aracın ardından koştu.  1999 yılında gözaltına alınan Fehmi’nin kardeşine, “Seni de ağabeyin gibi öldürülelim mi?’ dediler. Emniyet ve savcılık başvurularından sonuç alınamadı.  Fehmi Tosun’un eşi Hanım Tosun,  “Türkiye’yi yöneten Başbakan çıkıp oy için, ‘beyaz Toros’lar gene dolaşacak’ diyorsa vay Türkiye’nin haline. Biz zaten her şeyi görmüşüz. Utanç verici. Demek o Toroslar onların elinin altında saklanıyor.  Sokak ortasında çocukları, annelerin kucağında bebekleri bile infaz ediyorlar. Beyaz Toros’ları bir kenara bırakmışlar. Tansu Çiller ve Mehmet Ağar’ı unutmadık ama Cumhurbaşkın Recep Tayyip Erdoğan daha beter... Davutoğlu, neden Toros’lardan bahsediyor? Herhalde bize acı vermek için...” diye konuştu.

Araçların rengi değişti...

1969 doğumlu Murat Aslan, 20 yıl önce, Diyarbakır’ın Yenişehir semtinde iki arkadaşıyla birlikte sokakta yürürken beyaz renkli Renault marka sivil bir otomobile zorla bindirilerek kaçırıldı. Silopi’de bir dağ başında kafasına kurşun sıkılmış ve yakılmış bir şekilde toprağın 15 cm. altında bulundu. Murat Aslan’ın kardeşi Fırat Aslan, şöyle konuştu: “Artık isteseler de Toros’larla kimseyi kaçıramazlar. 2005’te halk tepki verdi. Şemdinli’de Umut kitabevine yapılan saldırı sonrası bir şeyler değişti... Beceremedikleri için, halk teşhir ettiği için kaçırmayı bıraktılar. Halk izin vermiyordu artık... Beyaz Toros diyerek burada insanları korkutamazsınız.  Eğer, 2005’te o tepki verilmeseydi, emin olun aynı şekilde devam edecekti.  Faili meçhulu biz bitirdik demeleri abesle iştigal. Araçların renkleri değişti ama zihniyet aynı...”


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler