Balçiçek İlter'den 'Kabataş' savunması

Gezi direnişi sırasında Kabataş'ta bir başörtülü kadının taciz ve darp edildiği bizzat Başbakan Erdoğan tarafından öne sürülmüş bu iddia günlerce Türkiye'nin gündemine oturmuştu. Gazeteci Balçiçek İlter de tacize uğradığını iddia eden kadınla röportaj yapmış, "Kalabalık bir grup tarafından darp edilen, tacize uğrayan, bebeği ve kendisi için ölümüne korkan, olur da şikayette bulunursa sokakta tekrar başına bir şey gelir mi kabusu gören... Morluklarını da gördüm, ille de meraklıysanız, ama benim tanıklığıma ihtiyaç yok ki, raporu var zaten" diye yazmıştı. İlter görüntülerin ortaya çıkıp iddiaların çürütülmesinin ardından eleştirilerin merkezindeki isimlerden biri haline geldi.

Yayınlanma: 14.02.2014 - 09:23
Abone Ol google-news

Gezi Parkı direnişi sırasında başörtülü bir kadının dövüldüğü ve tacize uğradığı iddiaları dün akşam yayınlanan güvenlik kamerası görüntüleriyl çürütüldü.

Başbakan Erdoğan'ın meydanlarda ve partisinin grup toplantısında "Benim başörtülü bacıma saldırdılar" diyerek duyurduğu olay günlerce Türkiye'nin gündeminden düşmemişti. Cinsel taciz ve dayak iddiası gazetelerde yer almış, Balçiçek İlter de tacize uğrayıp protestocular tarafından dövüldüğünü öne süren o kadın ile röportaj yapmıştı. Gazeteci İsmet Berkan ise olayı Twitter'daki hesabından "Çok ama çok acı bir öykü, maalesef gerçek. Mobese görüntüleri dahil pek çok şey var, savunulur tarafı olmayan bir olay" diye duyurmuştu.

İŞTE O GÖRÜNTÜLER: KABATAŞ YALANININ VİDEOSU ORTAYA ÇIKTI!

Söz konusu iki isim Türkiye'nin gündemine oturan olayın gerçek olmadığının ortaya çıkmasının ardından eleştirilerin odağı haline geldi. Tacize uğrayıp dayak yediğini iddia eden kadın ile röportaj yapan Balçiçek İlter, gazetesinde o gün yaşananları şöyle anlatmıştı:

"Ben cesur bir kadın tanıdım o gün...

Kalabalık bir grup tarafından darp edilen, tacize uğrayan, bebeği ve kendisi için ölümüne korkan, olur da şikayette bulunursa sokakta tekrar başına bir şey gelir mi kabusu gören...

Morluklarını da gördüm, ille de meraklıysanız, ama benim tanıklığıma ihtiyaç yok ki, raporu var zaten. Yaşadığı travmaya tanık oldum, konuşmasına, bana bakamayışına, olayı konuşurken bebeğini odada istemeyişine... Ellerini hiç bir yere koyamayışına... Geç gelen ama sonrasında hiç bitmeyen gözyaşlarına...

Kabuslarına, sütten kesilmesine değinmiyorum bile...

Ruhunda telafisi imkansız darbeler yaratmış bir şey yaşadı Zehra!

Hemen konuşamadı, neden sonra cesaretini topladı, ağzını açtı...

Başına gelmeyen kalmadı...

Kendi mahallesinde “neden konuştun?” baskılarına maruz kalmıştır belki, karşı mahalle hemen savcı rolüne büründü, hani kayıtlar? Hani adamların eşgali? Kendini bilmezlerin sonuncusu ise olup bitenleri lohusa sendromuna bağlama hadsizliği bile gösterdi. Onunla konuşup söylediklerini aktaranlar, yazanlar, üzerine yorum yapanlar aynı mahalleden olunca, zaten güvenilirlik de bitti, niyeyse...
O yüzden benim kefilliğime başvuruldu!

Ne acı... "

ELEŞTİRİLERE TWITTER'DAN YANIT VERDİ

İlter görüntülerin ortaya çıkmasının ardından ise şu tweetleri attı:


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler