Ortaçağ hükümeti

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'a destek veren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, iktidarın 'hukukun üstünlüğü' denilmesini hakaret saydığını söyledi.

Yayınlanma: 26.04.2014 - 22:15
Abone Ol google-news

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın “hukuk devleti” uyarılarına hükümet kanadından gelen sert tepkileri eleştirerek “Hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı, yargının tarafsızlığı denildiği zaman, ‘acaba siz bana bir şey mi diyorsunuz’ diye ayağa kalkan hükümet bu çağın hükümeti değildir, o hükümet ortaçağın hükümetidir” görüşünü dile getirdi.

Kılıçdaroğlu, yerel seçim sonuçlarını değerlendimek, eleştiri ve önerileri almak için Parti Meclisi, milletvekillerinin ardından dün de il başkanlarını topladı. Toplantının açış konuşmasını yapan Kılıçdaroğlu, şu mesajları verdi:

Diktatör özentisi: Dün Anayasa Mahkemesi’nin kuruluş yıldönümüydü. Sözde bir diktatörün, bir diktatör özentisinin yüzüne hukuk devletinin ne olduğu söylendi. Yargının, siyasal iktidarın ya da egemen güçlerin arka bahçesi olmamasının altı özenle çizildi. Türkiye bu noktaya gelmişse hepimizin oturup yeniden düşünmesi lazım. Eğer hukuk savunmaya geçmişse bu ülkede bir şeyler var. Bu kaygı sadece bir kişinin kaygısı değil, Anayasa Mahkemesi’ndeki görevli bütün yargıçların ortak kaygısı ve ortak söylemidir.

Korkmayın: Hukukun üstünlüğünden söz edildiği zaman kendisine hakaret ediliyormuş gibi bir algıya kapılıyorsa hükümet, geldiğimiz nokta iyi değildir. Yargı bağımsızlığı, yargının tarafsızlığı denildiği zaman, “acaba siz bana bir şey mi diyorsunuz” diye ayağa kalkan hükümet bu çağın hükümeti değildir, o hükümet ortaçağın hükümetidir. Buradan hâkim ve savcılara da seslenmek isterim; korkmayın. Hiç kimse hâkime talimat veremez, genelge gönderemez. Sizin yetkileriniz anayasa ile güvence altına alınmıştır. Mahkemeleri siyasal iktidarın arka bahçesi haline getirmeyin ve korkmayın. “Acaba bizi sürerler mi?” Sizi sürecekleri her yer Türkiye Cumhuriyeti’nin topraklarıdır.

Başbakan güvende değilse: Hükümetin bir bakanı; “Sayın Başbakanımız da kendisini güvende hissetmiyor. Zaten kendisi de söylüyor” diyor. 12 yılda ülkeyi getirdikleri nokta bu. Bir ülkenin başbakanı kendisini güvende hissetmiyorsa, sokaktaki sade vatandaş nasıl kendisini güvende hissedecek? Totaliter rejimlerde hiç kimse kendisini güven içinde hissetmez, diktatör dahil.

Ben değil, “biz” olacağız: CHP’de bireysel çıkışlara, bireysel beklentilere asla izin vermeyeceğiz. “Ben ne olacağım anlayışı” artık CHP’de yok. Artık, “biz ne olacağız”, “Türkiye ne olacak”, asıl düşünmemiz gereken nokta budur. Biz bir totaliter rejim tehlikesiyle karşı karşıya olduğumuzu asla unutmamalıyız. Bu kaygı sadece CHP’nin kaygısı, entelektüellerin, aydınların kaygısı değil. O nedenle bizim sorumluluklarımız her zamankinden daha fazla ve daha ağır, bunun bilincinde olacağız. Ben dahil, her CHP’li hukuk ve demokrasi yolunda bedel ödemekten kaçınmayacaktır.

Sonuçtan memnun değiliz: CHP’ye 12 milyona yakın yurttaş oy verdi. 12 milyon oyun böyle bir ağırlığı vardır, sorumluluğu vardır ve hakkını vermeliyiz. Her biriniz bulunduğunu illerde çalışacaksınız, sonuçlardan memnun değiliz doğru, bu bizim moralimizi bozmayacak. Tam aksine daha fazla çalışacağız, çalışmaktan yılmayacağız, bizim kitabımızda umutsuzluk yoktur.

Fişleme meşrulaştı: MİT Yasası onaylandı. Devleti bir istihbarat teşkilatı, istihbarat devleti haline getirdiler. İstihbarat ana aktör, ana unsur olmaz. Fişlemeyi meşru hale getirdiler. 12 Eylül askeri darbesinin yapamadığını şimdi bunlar yapıyorlar, bizim yeni Kenan Evren’lere ihtiyacımız yok, bizim demokrasiye, hukukun üstünlüğüne ihtiyacımız var.

1 Mayıs uyarısı: Çatışma sürecinden beslenen bir siyasal iktidar var. Toplumu ayrıştıran, kutuplaştıran ve bundan beslenen bir siyasal iktidar var. Tipik örneğini göreceksiniz, 1 Mayıs’ta yaşayacağız. Diktatör özentisi, “Bakın gördünüz mü gene cam çerçeve kırıldı” diyecek. Ölenlere üzülmüyor, cam çerçeveye üzülüyor. Çünkü hayatını maddiyata harcamış o.

Berkin’lerin mi bakanların mı? Türkiye yeni bir Türkiye. Bakanların çocuklarının Türkiye’si mi olacak, Berkin’lerin Türkiye’si mi olacak? Bu tercihi yapacağız. Mücadelemizi bir seferberlik anlayışı içinde yapacağız.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler