Beşiktaş saldırısı davasında sanıklar savunma yapmadı

İstanbul'da 10 Aralık 2016'da oynanan Beşiktaş-Bursaspor karşılaşmasının ardından Vodafone Park çevresinde meydana gelen ve 39'u emniyet mensubu, 46 kişinin şehit olduğu, 243 kişinin yaralandığı bombalı terör saldırısına ilişkin 8'i tutuklu 10 sanığın yargılanmasına başlandı. Savunma yapmak istemeyen sanıklara mahkeme başkanı ve şehit yakınları tepki gösterdi.

Yayınlanma: 06.11.2017 - 12:34
Abone Ol google-news


İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesi' tarafından Silivri Ceza İnfaz Kurumu Yerleşkesi karşısındaki binada görülen duruşmada, tutuklu 8 sanık ve avukatları katıldı. Terör saldırısında şehit olanların yakınları ile yaralananlar da duruşmaya müşteki olarak katıldı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba da duruşmayı izledi. Kimlik tespiti yapıldıktan sonra iddianamenin özetinin okunmasına geçildi.

SANIKLAR SAVUNMA YAPMAK İSTEMEDİ

Ardında da mahkeme başkanı sanıklardan sırasıyla savunma yapmalarını istedi. Söz alan bütün tutuklu sanıklar savunma yapmak için henüz hazır olmadıklarını ve özel avukatları huzurunda savunma yapmak istediklerini söylediler. Bunun üzerine mahkeme başkanı Mustafa Çakar, "Hepinize, avukatınız var mı diye sorduk, neden cevap vermediniz. Şimdi burada hepiniz aynı şeyi söylüyorsunuz. Hepiniz anlaşarak mı geldiniz. Savunma yapmak istememeniz tesadüf mü?" tepki gösterdi. Görüşü sorulan duruşma savcısı da, "Sanıkların örgütsel savunma yaptıkları anlaşılmıştır. Ek süre taleplerin reddini talep ediyoruz" dedi.

ŞEHİT YAKINLARI TEPKİ GÖSTERDİ

Bu sırada, patlamada şehit olan Kartal Yuvası çalışanı Tunç Uncu'nun annesi Kadriye Uncu, sanıklara tepki göstererek, "Benim içim yanıyor. Avukat istiyorlarmış, kan kusasınız inşallah. Ben çok ağladım, sizin de analarınız ağlasın" diye haykırdı.

Patlamada şehit düşen İETT şoförü Ahmet Dokuyucu'nun eşi Esma Dokuyucu da savunma yapmak istemeyen sanıklara tepki göstererek, "Eşim öldükten sonra çok zor günler geçirdim. Bunların savunulacak bir şeyleri yok. Asılmalarını istiyorum" diye konuştu. 

"ARAÇ HAREKET HALİNDEYDİ, BİR ANDA PATLAMA OLDU"

Sanıklar savunma yapmak istemeyince mahkeme başkanı, şikayetçilerin beyanlarını dinledi.

Alize Çekiç, "Dolmuş seyir halindeydi. Ön koltukta oturuyordum. Bir anda patlama oldu" dedi. İETT şoförü Şerafettin Ermekli, "Aracımda görevli polisler taşıyordum. 'Beleş Tepe'yi geçtikten sonra hemen patlama oldu. Araçta bulunan bazı polisler yaralandı. Araç hareket halindeydi. Polisler de ikinci patlama ihtimaline karşı durmamı istedi" diye konuştu.

YAŞADIKLARINI GÖZYAŞLARI İÇİNDE ANLATTI

Sanıkların savunma yapmamaları üzerine şikayetçi beyanlarına geçildi. Dolmuşta ön koltukta oturduğu sırada patlamanın meydana geldiğini ve yaralandığını ağlayarak anlatan Alize Çekiç, "Dolmuş seyir halindeydi. Ön koltukta oturuyordum. Bir anda patlama oldu ve sadece ışık gördüm. Kısa süreliğine kendime gelemedim. Daha sonra dolmuştan dışarı çıkarak kendimi çimlere attım. O sırada canlı bombayı görmüş polisler, silah sesleri yükseldi ve bir kez daha patlama oldu. Şikayetçiyim" dedi. 

"SEYİR HALİNDEYKEN PATLAMA OLDU"

İETT şoförü Şerafettin Ermekli, "Aracımda görevli polisler taşıyordum. Beleş tepeyi geçtikten sonra hemen patlama oldu. Araçta bulunan bazı polisler yaralandı. Araç hareket halindeydi. Polislerde ikinci patlama ihtimaline karşı durmamı istedi. Aracı aşağıya doğru sürdüm. Burada güvenli bir şekilde durduktan sonra polislerle birlikte dışarıya çıktık. Ben ağaçlık alana saklandım. Polislerde silahlarını çekerek siper aldılar. Başımdan yaralanmıştım. Daha sonra hastaneye götürdüler beni" diye konuştu. 

"GÜVENLİĞİ MAÇA GÖRE ALMIŞTIK"

Duruşmaya katılan şikayetçilerden Çevik Kuvvet Şube Müdür Yardımcısı Necmettin Yüksek,  "Biz güvenliği maça göre aldık. Taraftarların neredeyse tamamı dağılmıştı. Patlama sonrası gözümü hastanede açtım. Vücudumun çeşitli bölgelerinde şarapnel parçaları çıkarıldı. Şikayetçi ve davacıyım" şeklinde konuştu.

"TARAFTARLAR DAĞILMIŞTI, BİZ DE OLAY MAHALİNDEN AYRILMAYA BAŞLAMIŞTIK"

Patlamanın yaşandığı gün görevi başında olduğunu kaydeden polis memuru Müslim Köseoğlu da, "Taraftarlar dağılmıştı, biz de olay mahalinden ayrılmaya başlamıştık. Patlamada kafa bölgemde kan geliyordu. Benim gibi birkaç arkadaşım da vardı. Yürür durumda olduğumuz için arkadaşlarımıza yardım ediyorduk" ifadesinde bulundu.  

"OĞLUMU ARADIM TELEFONU POLİS AÇTI"

Patlamada hayatını kaybeden Kartal Yuvası'nda görevli Tunç Uncu'nun babası Turgay Uncu, bombalı saldırıyı haberlerden öğrendiğini belirterek, "Oğlum statta çalışıyordu. Akşam 21.30'da eve gelecekti. Gelmedi… Haberlerde patlama olduğunu öğrenince oğlumu aradım, polis memuru telefonu açtı. Öldüğünü söylemediler. Daha sonra hastaneye gittik. Oğlumuzun öldüğünü orada öğrendik" dedi. 
Mahkeme heyeti, müşteki beyanlarının alınması için duruşmayı yarına erteledi.

ŞEHİT BABASI: 39 POLİSİ ŞEHİT EDİP AİLEMİZ VAR DEMELERİNİ YADIRGADIK...

Duruşmanın ardından basın mensuplarına konuşan 3,5 aylık polis memuruyken düzenlenen terör saldırısında şehit olan çevik kuvvet polisi Hamit Şahin'in babası Yılmaz Şahin de, sanıkların savunma yapmak istememelerine tepki gösterdi. Şehit babası, "Savunma yapmayı reddettiler. Hepsi avukat istiyor. Bu kadar da yüzsüzlük olmaz. Orada 39 polisi şehit edip 'Ailemiz var. Ailemiz bize avukat tutacak' diye konuşmalarını biz yadırgadık. Devletimize ve adaletimize güveniyoruz. Vatanımız sağolsun. Bayrağımız sağolsun. Milletimiz sağolsun" diye konuştu.  

İDDİANAMEDE 263 KİŞİ MÜŞTEKİ SIFATIYLA YER ALIYOR

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu'nca hazırlanan 114 sayfalık iddianamede, şehit olan 46 kişi "maktul", yaralanan 263 kişi "müşteki", Beşiktaş Jimnastik Kulübü Derneği, İETT ve İstanbul Emniyet Müdürlüğü de “suçtan zarar gören" sıfatıyla iddianamede  yer alıyor.
 
SALDIRIYI “TAK" GERÇEKLEŞTİRDİ

İddianamede 39'u emniyet mensubu, 7'si sivil toplam 46 kişinin şehit olduğu, 208'i emniyet teşkilatı mensubu olmak üzere toplam 243 vatandaşın da yaralandığı olayın, PKK'nin 'özel kuvvetler' örgütü "TAK" tarafından gerçekleştirildiği ifade ediliyor.  "TAK" isminin örgütün uluslararası alandaki terörist imajından kurtulmak ve örgüt üzerindeki baskıyı hafifletmek amacıyla özellikle kullanıldığı belirtilen iddianamede, saldırıların, PKK'nin üst yönetiminin talimatıyla gerçekleştirildiği belirtiliyor.
 
İLK SALDIRI BOMBA YÜKLÜ ARAÇLA YAPILDI

İddianamade Beşiktaş- Bursaspor futbol maçının saat 20.45 sıralarında bittiği, taraftarların saat 22.10 sıralarında stadyumdan güvenli bir şekilde dağıldıkları, ancak stadyumun arka kısmında bulunan ve "eski Beleştepe" diye tabir edilen noktada TOMA yanında grup halinde, yaklaşık 40-45 kişilik taraftar grubunun güvenliğini sağlamakla görevli Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü görevlilerinin beklediği, saat 22.29 sıralarında yolda seyir halinde bulunan bomba yüklü aracın patlatıldığı anlatılıyor.  Patlama sonucu grup halinde bekleyen 34 emniyet mensubu ile oradan geçmekte olan araçlarının içerisindeki 7 sivil vatandaş olmak üzere toplam 41 kişinin şehit olduğu ve 208 polis memuru ile 35 sivil vatandaşın yaralandığı belirtiliyor. 
 
İKİNCİ PATLAMA SIRT ÇANTALI ŞÜPHELİDEN

İddianamede, ilk patlamadan yaklaşık 40-45 saniye sonra stadyumun diğer tarafı olan Maçka Parkı girişi yakınında sırt çantalı bir şüphelinin hızlı adımlarla yolun karşısına geçtiğinin görülmesi üzerine şahsın saldırıyla alakası olduğunu değerlendiren 5 kolluk görevlisinin şahsı etkisiz hale getirmek için yanına yaklaştıkları, müdahale edilmeye çalışılması sırasında şahsın üzerindeki bombayı patlatması sonucunda 5 kolluk görevlisinin şehit olduğu, 7 vatandaşın ise yaralandığı kaydediliyor.
 
CESARET İLACI ALMIŞLAR

İddianamede, terör örgütünün kendi internet sitesinde saldırıyı sahiplendiği ve yine saldırıda ölen örgüt mensuplarının kod adları kullanan Kadri Kılınç ve Burak Yavuz olduklarını açıklandığına da yer veriliyor. Ayrıca kamera görüntülerinden araçta bir kadının bulunduğunun tespit edildiği, ancak üçüncü eylemci olan 25-30 yaşlarındaki kadının kimliğinin belirlenemediği ifade ediliyor.  Saldırıyı düzenleyen Kadri Kılınç ile Burak Yavuz'un eylem öncesi bölgede keşif yaptıkları ve “uyuşturucu (Cesaret uyarıcı ilaçları)" aldıkları belirtilen iddianamede eylem talimatını kadın eylemciden aldıkları kaydediliyor.
 
CEZA İSTEMLERİ

İddianamede, tutuklu şüpheliler Tufan Beyhan, Zeki Yılmaz, Reşit Beyhan ve Sercan Bingöl hakkında "Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma" suçundan  ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep ediliyor.  Bu şüpheliler hakkında ayrıca "Silahlı terör örgütüne üye olma", "Tasarlayarak bombalama suretiyle öldürmeye yardım etme", "Tasarlayarak bombalama suretiyle ve kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle adam öldürmeye yardım etme", "Tasarlayarak bombalama suretiyle adam öldürmeye teşebbüse yardım etme", "Tasarlayarak bombalama suretiyle ve kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle adam öldürmeye teşebbüse yardım etme", "Patlayıcı madde kullanarak kamu malına zarar vermeye yardım etme", "Patlayıcı madde kullanmak suretiyle özel şahsa ait mala zarar vermeye yardım etme" suçlarından toplam 3 bin 856 yıl 6 aydan 4 bin 929 yıla kadar ayrı ayrı hapis cezasına çarptırılması isteniyor.  Şüphelilerden Rıdvan Döner, Fırat Kise ve Necip Yılmaz'ın ayrıca, "Suç örgütüne üye olma" ve "Terör örgütü propagandası yapma" suçlarından toplam 9 yıl 6 aydan 25'er yıla hapis cezasına çarptırılması talep edilen iddianamede,  şüphelilerden Hikmet Ölçer ve Zemirhan Yılmaz'ın, "Suç örgütüne üye olma" suçundan 7 yıl 6 aydan 15 yıla, Nazim Beyhan'ın, "Silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan 7 yıl 6 aydan 15 yıla, Sercan Bingöl ve Zeki Yılmaz'ın da iki kez "Terör örgütü propagandası yapma" suçundan 2 yıldan 10 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor.
  
 

 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler