Zorla bindirildiği polis otosunda yaşamını yitirmişti... Bir canın bedeli 12 bin TL

Rski gazeteci Yılmaz Koçyılmaz’ın “tansiyon hastasıyım” demesine karşın kelepçelenerek konulduğu polis aracının nezarethane bölümünde hayatını kaybetmesiyle ilgili açılan davada karar çıktı. Sanığın cezasını iyi halden 1 yıl 8 aya indiren mahkeme, bu cezayı 12 bin 100 TL adli para cezasına çevirdi ve 20 eşit taksitle ödenmesine hükmetti.

Yayınlanma: 11.12.2017 - 21:06
Abone Ol google-news

2015 yılında Ayaş-Ankara karayolunda polisler tarafından aracı durdurulan eski gazeteci Yılmaz Koçyılmaz'ın yola devam etmek istemesi üzerine çıkan tartışmada “tansiyon hastasıyım” demesine karşın kelepçelenerek konulduğu polis aracının nezarethane bölümünde hayatını kaybetmesiyle ilgili açılan davada karar çıktı. Mahkeme, Koçyılmaz'ı kelepçeleyen sanık polis Mehmet Tuna'nın davranışlarını “görev sınırını aştığını, keyfi tutum ve davranışa ulaştığını” belirterek, polise taksirle ölüme sebebiyet vermek suçundan 2 yıl hapis cezası verdi. Sanığın cezasını iyi halden 1 yıl 8 aya indiren mahkeme, bu cezayı 12 bin 100 TL adli para cezasına çevirdi ve 20 eşit taksitle ödenmesine hükmetti.

 Gazeteciliği bıraktıktan sonra Ayaş'a yerleşen eski haber kameramanı Yılmaz Koçyılmaz'ın içerisinde bulunduğu araç, 15 Şubat 2015 tarihinde Ankara'ya doğru yola seyir halindeyken yoğun kar yağışı nedeniyle polis ekipleri tarafından durduruldu. Polisler yolda kapanmalar olduğunu, geçişlerine izin vermeyeceklerini belirtirken, araçtan inen Yılmaz Koçyılmaz, kendi araçlarının kar lastiği ve zincirli olduğu, yola devamında herhangi bir engel bulunmadığı bulundu. Polislerden Mehmet Tuna, sert bir şekilde Koçyılmaz'ı aracına dönmesi konusunda uyardı. Bu sırada tartışma yaşandı; polis Tuna, Koçyılmaz'a kelepçe takacağını belirtti. Koçyılmaz ise, “yüksek tansiyon ve kalp hastasıyım” karşılık verdi. Görgü tanıklarının ifadelerine göre polis Tuna, Koçyılmaz'a kelepçe takarak, polis aracının arkasındaki mobil nezarethaneye koydu. Polisler, Koçyılmaz'ı karakola götürmek üzere Ayaş'a doğru hareket etti. Yolda rahatsızlanan, yüzü moraran Koçyılmaz'a önce limon, ardından ilaçları verdi. Nefes alamaz hale gelen Koçyılmaz, çağrılan ambulansla hastaneye götürülürken yolda yaşamını yitirdi.

Kaymakam soruşturma izni vermedi

Soruşturma başlatan Ayaş Kaymakamlığı, Mehmet Tuna hakkında soruşturma izni vermedi. Koçyılmaz ailesinin avukatı Murat Yılmaz'ın, uzun hukuki mücadelesi sonunda Tuna hakkında dava açıldı.

Polis suçlu bulundu

Ankara Batı 8. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen davada 28 Kasım 2017'de karar çıktı. Yargıç Hayrettin Türe, “tali kusurlu” olarak gördüğü polis Mehmet Tuna'ya taksirle ölüme sebebiyet vermekten 2 yıl hapis cezası verdi. Sanığın mahkemedeki olumlu davranışları nedeniyle cezayı 1 yıl 8 ay hapse indiren mahkeme, bunu da 605 gün para cezasına dönüştürdü. Bu ceza da günlüğü 10 TL olmak üzere 12 bin 100 TL hapis cezasına çevrildi. Bu para cezasının da birer ay ara ile 20 taksitle ödenmesi kararlaştırdı.

Görev sınırları aşıldı, keyfi tutum sergilendi

Yargıç Hayrettin Türe, polis Mehmet Tuna'nın bu olayda görev sınırını aştığını ve keyfi tutum sergilediğini belirterek, gerekçeli kararına şunları yazdı:

“Sanığın ölen taraftan için saldırgan olarak niteliği tutumda "benim kim olduğumu biliyor musun, kelepçeyi tak taka biliyorsan" türünden başka fiziki herhangi bir saldırı olmadığı gibi tehdit ve hakaret içerikli bir söz de mevcut değildir. Durdurma sebebi de aracın içerisinde yüklü herhangi bir tehlikeli madde, kaçak malzeme olmadığı gibi seyiri esnasında yağan kar sebebiyle kayıp kendilerine tehlike oluşturacağı düşüncesine dayalı olup, bu haliyle aracın geçmesini engelleyecek tedbirler almak varken, ölenin ellerine kelepçe vurulup, nezarethane bölümüne oturtulması görev sınırlarını aşmış, keyfi tutum ve davranışa varmıştır.”

'Polis kanun nizam tanımaz hale geldi'

“Diğer taraftan yine 4. Maddede araç durdurma süresinin sebep ortadan kalktığında biteceği belirtilmektedir. Gerek otobüs şoföre İsmail Ayık, gerek o tarihte öğretmenlik yapan tanık Ülkü Çoban Sural'ın beyanlarına göre otobüsün durdurulmasından tahminen 5 dakika sonra yolda açılma olması sebebiyle hareket ettiklerini belirttiklerine ve otobüsün hareket ettiğine göre müteveffanın binili olduğu aracın da geçişine izin verilmesi gerekirken aracı bırakıp kendisine laf söylediği iddiasıyla şahsı tutmaları, karakola götürmek istemesi bu arada tansiyonu yükselen şahsın kalp hastası, tansiyon hastası olduğunu belirtmesine rağmen limon suyu içirip, yine karakola götürmeye çalışmaları karşısında keyfiyetin doruğa çıktığı görülmektedir. Bu tespitler karşısında sanığın artık görev sınırları içerisinde kaldığından bahsedilemez. Ölenin hareketlerinin taşkın olduğunu belirtmesine karşın, kendisinin hareketlerinin artık Kanun, nizam tanımaz bir hale geldiği, ağresif bir duruma girdiği kanaatine varılmış, bu haliyle suçun idari görev kapsamında olmadığı, Adli Yargının konusu olduğu sonucuna varıldığından yargılamaya devam olunmuştur.”

Polis aydınlatıcı değil gerici hareketlerde bulundu

Sanığın eyleminin Taksirli Ölüme Sebebiyet olduğu ifade edilen gerekçede, “Yukarı da anlatıldığı gibi sanık normalinde kar yağışı sebebiyle ve tır kayması sonucu kapanan yolda trafik güvenliğini sağlaması açısından araçları durdurmuş, durdurma sebebini soran müteveffaya görevinin gerektirdiği sorumluluk çerçevesinde vatandaşı aydınlatıcı cevap yerine ortamı gerici söz ve hareketleriyle bilirkişi raporunda belirtildiği gibi tali vaziyette kusurlu olarak ölüme sebebiyet verdiği, tıbben de ölümle eylemi arasında illiyet bağı da kurulabildiğinden unsurları itibariyle sanığın üzerine atılı bilinçli taksirle ölüme neden olma suçu sabit görülmüştür” değerlendirmesi yapıldı.

Para cezası mağdurla sanık arasında dengeymiş

Mahkeme, cezayı paraya çevirmesinin gerekçesini ise “sanığın mali ve sosyal durumu, ödeme kabiliyeti, verilecek kararın topluma yansımaları, mağdur-sanık arasındaki denge durumu gözetilerek para cezasının uygun olacağı” kanaatine dayandırdı.

 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler