AKP'nin 'Kaybetse de iktidarı vermeme' planına tepkiler: Resmi yalanlara dayandırılacağını gösteriyor

AKP'nin seçimi kaybetse de iktidarı vermeme planı için 24 Haziran öncesi çıkarmayı planladığı anayasal düzenlemeye sert tepkiler geldi. Anayasa Profesörü ve CHP Milletvekili aday adayı İbrahim Kaboğlu, "Yeni dönemin resmi yalanlara dayandırılacağını gösteriyor" ifadesini kullanırken, CHP Grup Başkan vekili Özgür Özel ise;"Anayasal rezalet" dedi.

Yayınlanma: 10.05.2018 - 12:25
Abone Ol google-news

AKP, uyum yasalarıyla ilgili olarak hükümete Kanun Hükmünde Kararname (KHK) çıkarma yetkisi veren tasarıyla 24 Haziran sonrasına hazırlık yapmak istiyor. Bakanlıkların kuruluşu ile üst düzey bürokratların atanmasıyla ilgili kriterler seçimden sonra Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle düzenlenecek. Plan 24 Haziran sonra Meclis çounluğu sağlanmasa bile Erdoğan seçilirse elini şimdiden rahatlatmak. Peki bu plan ne anlama geliyor? Anayasa Profesörü ve CHP aday adayı İbrahim Kaboğlu AKP'nin bu planının açıkça Anayasa'ya aykırı olduğunu söylüyor. CHP'li Özgür Özel de AKP'nin önerisini "Anayasal rezalet" olarak değerlendirdi.

İbrahim Kaboğlu'nun AKP'nin önerisine ilişkin kendi bloğunda kaleme aldığı yazısından başlıklar şöyle;

İBRAHİM KABOĞLU: YENİ DÖNEMİN RESMİ YALANLARA DAYANDIRILACAĞINI GÖSTERİYOR

"AKP, Cumhurbaşkanı’nın elini rahatlatmak için bir yandan kararnameleri hazırlarken bir yandan da bürokratların atanması ile bakanlıklar ve kamu kurum ve kuruluşlarının mevcut yasalarınının Cumhurbaşkanı’nın göreve başladığı gün kaldırılması için KHK’ye hüküm koyacak.

 

RESMİLEŞTİRİLEN YALAN: “PARLAMENTER HÜKÜMET SİSTEMİ YERİNE CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİ”

Başbakan tarafından TBMM’ye 8i5.18’de sunulan “6771 sayılı Kanunla Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Yapılan Değişikliklere Uyum Sağlanması Amacıyla Çeşitli Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Konusunda Yetki Kanun Tasarısı” (30.04.18) ne anlama geliyor?

 Kanun yerine KHK düzenlemeleri ile uyum sağlama yolu;

 Önce, Anayasa’nın emredici hükmünün ihlali anlamına geliyor.

 Sonra, “tasfiye”nin de Anayasa’ya aykırı yol ve yöntemle kotarılacağı için “yeni dönem”in mevzuata ilişkin temeli konusunda fikir veriyor.

 Nihayet, “yeni dönem”in resmi yalanlara dayandırılacağını gösteriyor.

 ANAYASA’NIN AÇIKÇA İHLALİ

 6771 sayılı Anayasa değişikliğine ilişkin Kanun Geçici md.21/A’ya göre,

 “ Bu Kanunun yürürlüğe girmesinden itibaren en geç altı ay içinde Türkiye Büyük Millet Meclisi bu değişikliklerin gerektirdiği Meclis İçtüzüğünü ve kanuni düzenlemeleri yapar”.

“Türkiye Büyük Millet Meclisinin 27 nci yasama dönemi milletvekili genel seçimi ve Cumhurbaşkanlığı seçimi 3/11/2019 tarihinde yapılır.”

“Meclisin seçim kararı alması halinde 27 nci yasama Dönemi milletvekili genel seçimi ve Cumhurbaşkanlığı seçimi birlikte yapılır”.

TBMM’de 24/4/18 tarihli seçim kararı, bu anayasal düzenlemeye açıkça aykırı. Altı aylık sürede düzenleme yükümlülüğünü 12 ayda bile yerine getirmeyen Meclis, seçimleri 16 ay öne çekmekte sakınca görmedi.

 Anayasal yükümlülüğü yerine getirmemesi, ihmal yoluyla anayasaya aykırılık oluşturmakta; bu ihmali gecikmeli de olsa telafi etme yerine seçimleri yenileme kararı alması, “eylemli” anayasaya aykırılık durumu oluşturmakta.

ANAYASA’YA AYKIRI TASFİYE KARARNAMESİ

 Yasa tasarısı ile, “yasama yetkisi”nin, yani “Meclis İçtüzüğünü ve kanuni düzenlemeleri yapma” yetkisinin, Anayasa md.7’ye aykırı bir biçimde Hükümete devri istenmekte .

 Kanun-i Esasi’den bu yana oluşan anayasal kurum ve kurallar ile denge-denetim düzeneğini tasfiye için, “ilkeler ve yetki süresi” başlıklı md.2; “Bakanlar Kurulu bu Kanuna göre verilen yetkiyi kullanırken; yürürlükteki kanun ve kanun hükmündeki kararnamelerin 6771 sayılı Kanuna uyumlu hale getirilmesini, kamu hizmetlerinin verimli, süratli ve etkin bir şekilde yürütülmesi ile hizmetin özelliği ve gereklerine uygun düzenlemeler yapılmasını, …” öngörüyor."

 KABOĞLUNUN YAZISININ TAMAMI İÇİN BURAYA TIKLAYINIZ

ÖZGÜR ÖZEL: ANAYASAL REZALET

 CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, hükümetin daha önce Meclis’in kapalı olduğu dönemlere ilişkin yetki aldığını, ancak bu kez Meclis açık olmasına rağmen bir yılı aşkın süredir Meclis Genel Kurulu’nda görüşülmeyen uyum yasaları için yetki istediklerini belirterek, özetle şunları söyledi:

 “Esas sorun 6 aylık süre boyunca ellerini sürmediler. Üzerinden 7 ay daha geçti. Bu düzenlemeleri yapmaktan kaçındılar. Ama bundan kaçınanlar şimdi ‘yetkinizi bize devredin’ diyorlar. Bir anayasal rezaletle karşı karşıyayız. Gerekçeleri seçimlerin öne alınması. Ama 6 ay içinde yapılmalıydı bu düzenlemeler. 550 milletvekili de buna katkı sunmalıydı. Yapmaya çalıştıkları Meclis iradesini gasp etmek. Yetki kanunu, çıkarılacak KHK’nın amacını, kapsamını, ilkelerini, kullanma süresini ve süre içinde birden fazla kararname çıkarılıp çıkarılamayacağını göstermek zorundadır. Özellikle Özal döneminde Anayasa Mahkemesi de KHK’ların hangi unsurları barındırması gerektiğini kararlarıyla şekillendirmiştir. Anayasa Mahkemesi’nin 1990 yılında oluşturduğu içtihadı, TBMM’nin Bakanlar Kurulu’na KHK çıkarma yetkisi verebilmesini ‘ivedilik’, ‘zorunluluk’ ve ‘önemlilik’ olmak üzere üç ek şarta da bağlamış, bu şartları içermeyen bazı yetki kanunlarını iptal etmiştir. KHK’nın amacı, kapsamı ve ilkeleri de konusu gibi geniş içerikli her yöne çekilebilecek, muğlak ifadeler barındırmamalıdır.”

 <haber-dikey:971767>

 

 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler