Sanata 30 milyon $ harcandı Cem Yılmaz ‘ayran’ aldı

Contemporary İstanbul sanat etkinliği sanatseverlerin akınına uğradı. Bir günde 30 milyon dolarlık sanat eseri el değiştirdi. Komedyen Cem Yılmaz, Ardan Özmenoğlu’nun ‘Milli içki’ eserini aldı, ‘Don Hırsızı’ eseriyle poz verdi

Yayınlanma: 09.11.2013 - 11:41
Abone Ol google-news

Koç Holding’in sponsoru olduğu 13. İstanbul Bienali’yle sanatla buluşan İstanbul, 8. Contemporary İstanbul Çağdaş Sanat Fuarı ile sezonu sürdürüyor. Contemporary İstanbul’un ön izlemesinde Caroline Koç, Suzan Sabancı Dinçer, Mehmet Ali Yalçındağ, Mustafa Taviloğlu, Metin Mızraklı, Erol-Rana Tabanca, Nezih-Berrak Barut, Aslı Tümen, Şule Zorlu Cümbüş, Beren Saat, Kenan Doğulu, Galip Yorgancıoğlu-Banu Yorgancıoğlu, Mehmet Erdem, Meltem Cumbul, Mert Tümen, Selma Türkeş, Atakan Öztiryaki karşılaştığım isimlerden birkaçıydı.
Yüzden fazla, yerli ve yabancı galerinin olduğu, iki günde 30 milyon dolar civarında eserin el değiştirdiği Çağdaş Sanat Fuarı’na bu yıl Ardan Özmenoğlu’nun politik eleştiriler içeren eserleri damga vurdu.
Fuarın alt katında yer alan Siyah-Beyaz Galeri’ye indiğimde, artık iyi bir koleksiyona sahip olduğunu hepimizin bildiği Cem Yılmaz’a, Ardan Özmenoğlu’nun galeri standında eserleri incelerken rastladım. Henüz sergiyi gezmeye başlamadan, köşede yer alan ve üzerinde orgazm yazan neon tabelanın üzerinden dumanlar yükselmeye başladı. Ardan Özmenoğlu ile Cem Yılmaz eserin yanında, aynı anda yere çökünce ‘ne oluyor yahu’ demek zorunda kaldım. Özmenoğlu dumanların çıktığı bu eseriyle Gezi Parkı direnişine politik bir gönderme yapmış. Gezi’deki gençlerin yedikleri gazlardan, gaz orgazmına uğradıklarını anlatmış. Kelimenin içinde geçen “gaz” herşeyi açıklıyor eserde.

‘Memleket halleri bunlar!’
Cem Yılmaz’ın ‘anlayana’ sözü üzerine Özmenoğlu’na ‘Ama ben anlamadım! dedim. Meğer Özmenoğlu’nun sergisi ‘Anlayana’ adlı eserle başlıyormuş. Sergi, üzerinde beyaz neon ışıkla ‘anlayana’ yazan bir sazla açılıyor. Ata sözünün tamamı hemen aklınızda tamamlanıyor; anlamayana davul zurna az...
Ardan’nın en çok ilgi gören performans işlerinden biri de ‘Don hırsızı’ olmuş. Sanatçı bu eserinde gazetelerde de yer alan kadın iç çamaşırı hırsızlığı haberinden esinlenmiş. Cem Yılmaz’ın ‘memleket halleri bunlar ’ dediği ve sergiyi gezerken elinden bırakmadığı iç çamaşırı eserinin üstünde şunlar yazıyordu:
Adana’da balkonlarda asılı olan kadın iç çamaşırlarını çalarken suç üstü yakalanan 28 yaşındaki Tuna Nar; sevk edildiği adliyede serbest bırakıldıktan 2 saat sonra bir işyerinde cep telefonu hırsızlığı yaptı. Güvenlik kamerası kayıtlarından kimliği saptanan Tuna Nar evde yakalandı.”

 

 

Cem Yılmaz, genç sanatçı Ardan Özmenoğlu’nun   fuarda büyük ilgi çeken neon eserini yakından inceledi

Özgürlük evleri laiklik beldesi

Galerinin sahibi Sera Sade, elimizdeki “Don Hırsızı” eseriyle fotoğrafımızı çekmeye çalışırken Cem Yılmaz’ın “Sanatın içini doldurmak lazım” sözleri üzerine başlayan kahkaha krizimizle poz vermemiz kolay olmadı. Cem Yılmaz’ın sergiden satın aldığı Ardan’ın “Milli İçecek” adlı tablosunun üstündeki detaylar ise sabah gazetede yazım için fotoğrafları incelerken dikkatimi çekti. İçip bitirilmiş bir ayran şişesinin üstündeki Milli içecekler Gıda Sanayi’nin adres tanımlaması; “Cumhuriyet Mahallesi, Özgürlük evleri, Laiklik Beldesi, Mustafakemalpaşa/ Türkiye” şeklindeydi. 

 

Mehmet Ali Yalçındağ çok beğendiği bir heykeli göstermek isteyince birlikte Galeri Baraz’a geçtik. Yahşi Baraz’ın eşi Maria Kılıçlıoğlu Baraz, bize ‘Tanrısal Parçacıklar’ adlı bronz heykelini anlattı. Yalçındağ, eşi Arzuhan Doğan Yalçındağ’ın fikrini almak için heykelin fotoğrafını çekti.

Fenerbahçe bayragına itiraz etti

 Geçen yılki Art Basel Scope Fuarı’nda gördüğüm bir eser Contemporary’de dikkatimi çekince yanına gittim. Jean Francois Rauzier’in hiper foto konseptiyle yaptığı fotoğrafta İstanbul’un çeşitli yalıları bir araya getirilip muazzam bir foto kolaj çıkarılmış ortaya. Yalıların birisinde Başbakan Erdoğan balkondan etrafa bakıyor.
Metin Sabancı Baltalimanı Kemik Hastalıkları Hastanesinin de yer aldığı fotoğrafı incelerken yanıma Mustafa Taviloğlu ve İnci Aksoy geldi. Meğer Art Basel’de bayıldığım eseri Taviloğlu satın almış.
Mehmet Ali Yalçındağ ve Nuri Çolakoğlu ile birlikte gezdiğimiz fuarda Yalçındağ beğendiğim eserleri sorunca tereddütsüz kendisini bu foto kolajın olduğu galeriye götürdüm. Yalçındağ da çok beğendi.
Fiyat bilgilerine geçilmişken Yalçındağ yalıların birisinin  üzerinde asılı Fenerbahçe bayrağını gördü. ‘Fener bayrağına itirazım var, çok beğendim ama almıyorum’ deyince galeri sahibine Yalçındağ’ın koyu bir Galatasaray taraftarı olduğunu anlatmak bana düştü.

Bir Türk ressam ilk kez Marlborough gallery'de

Fuarda, Marlborough Gallery direktörlerinden Michael L. Gitlitz’in ile de karşılaştım.  Marlborough ilk kez bir Türk ressamın eserlerini sergilemekle kalmıyor, New York’a da götürüyor. Geçtiğimiz yıllarda 2 milyon dolarla sergilediği ‘Güneşe Açılan Kapılar’ eseriyle adından söz ettiren Ahmet Güneştekin’in Marlborough bünyesindeki uluslararası sergi dizisinin ilki, 26 Kasım’da
New York’ta açılacak. Bu örnek bile dünyada artık Türk çağdaş sanatı var dedirtiyor. Şirketler de bunun farkına varmış durumda. Altınbaş Holding sanatçının New York sergisi ve 2014 yılındaki
sanat etkinliklerine sponsor olmuş durumda.

Marc Quinn'in 240 bin dolarlık bahçesi

Fuarın ön izlemesinde yaklaşık üç saati aşkın bir zaman geçiren, eserleri inceleyen Sevil Sabancı’ya Krampf Gallery’de
Marc Quinn’in bir tablosunun önünde rastladım. Sevil Sabancı’nın incelediği
Marc Quinn’in bu tablosu, fuarda 240 bin dolarla sergileniyor.

Da vinci'nin mona lisa'sı Türk oldu!
Fuarda kısa bir süre eşlik ettiğim Erol Tabanca ise iki günde Lütfi Kırdar’da tam
12 saat geçirdi. Ve tabii Mehmet Turgut. Fuarda rastladığım Ayşegül Dinçkök, iki dakika önce Mavi Jeans’in ‘Şehir Kahramanları’ yazım hakkında konuştuklarını söyleyince Mehmet Turgut’u birlikte Çağla Cabaoğlu Galeri’de ziyaret ettik. Mehmet Turgut, Leonardo De Vinci’nin ünlü Mona Lisa tablosunun da
yer aldığı bazı klasik eserleri Türklerle çalışarak yeniden yorumlamış.

Arzu ve hacı sabancı sanatın içini doldurdu!
Ekav Vakfı Başkanı İnci Aksoy’la gezdiğim galerinin ikinci katında ise
Arzu Sabancı ve oğlu Ali Sabancı’ya rastladım. Piramit Galeri’yi geziyorlardı.
İnci Aksoy’un, ‘Arzu Hanım’cığım diye’ seslendiği sırada oğluyla birlikte bize döndüklerinde ortaya bu ilginç kare çıktı. Baykam’ın, Murat Ülker’in de satın aldığı kavramsal sanat işlerinden boş çerçeveye yansıyan Arzu ve Hacı Sabancı’nın bu görüntüsüyle Cem Yılmaz’ın nasihatına uyup sanatın içini doldurmuş olduk!


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler