‘Hobilerle kendimizi sıfırlıyoruz’

Milli sualtı hokeyi oyuncusu doktordan tüplü dalış sertifikalı profesöre... Her biri farklı bir alanda uzman olan bu hekimler, uğraştıkları spor ve sanatın farklı dallarıyla bir anlamda stresten uzaklaşıyor.

Yayınlanma: 11.02.2018 - 20:55
Abone Ol google-news

Ameliyatlar, tahliller, tetkikler derken sosyal hayatlarına çok fazla zaman kalmayan bu hekimler, kendi sosyal ortamlarını hobilerle aslında yaratmışlar. Zor ve engebeli bir arazide offroad yapan bir genel cerrah ya da su altında dalış yapan bir kalp ve damar cerrahisi görmek size ilginç gelebilir. Ancak bu uğraşlarla yoğun işlerden sıyrılarak, kendilerine zaman ayırabilen hekimler “Hobiler ruhumuza etki ederek hayatımızda olumlu etkiler bırakıyor. Yoğun stresin bulunduğu biz doktorlar olarak sporlarla, hobilerle kendimizi sıfırlıyoruz” diyorlar.

 

Op. Dr. Kemal Demir: En büyük keyfi darbuka çalmak

Kulak Burun Boğaz Uzmanı Op. Dr. Kemal Demir ritm, saz merakı olan bir doktor. “Müzik ruhuma etki ediyor” diyen Demir, şunları söylüyor: “Babam mühendis ve yöneticiydi, yoğun çalışıyordu ancak buna rağmen müziğe zaman ayırıyordu. Ben de babamdan ve çevremden dinlediğim her müziğe ritim tutarak büyüdüm. Küçük yaşta, bir oyuncak teften şarkının değişik yerlerinde değişik tonlar çıkarabildiğimi fark ettim. Benim bu becerimi annem-babam da fark ederek bana bir darbuka ve bongo hediye ettiler. Babam ‘İlgini çekerse devam et, çekmezse kendini hiç zorlama’ dedi. Tabii benim çok ilgimi çekti. Sonraki 5-6 yıl sadece sosyal ortamlarla sınırlı kalarak ritim çaldım. Perküsyon olarak adlandırılan kahon, darbuka, bongo, tumba gibi müzik aletlerinin hepsini rahatlıkla çalabiliyorum. Ancak müzik ile ilişkimi üniversite ve ihtisas yıllarımda çok ihmal ettim. Yoğun iş hayatında hobisi olmayan insanın bir tür robota dönüştüğünü fark ettim. Bu nedenle ihmal ettiğim müzik ile ilişkimi birkaç yıldır yeniden kuvvetlendirdim. Müzik ruhuma etki ederek hayatımda olumlu etkiler bırakıyor.”

Anestezi Uzmanı Dr. Murat Alp Alkaya: Sualtı hokeyi milli sporcusu uzman doktor

Anestezi ve Reanimasyon Bölümü Uz. Dr. Murat Alp Alkaya, sualtı hokeyi oyuncusu. Alkaya, hobisine ilişkin şu bilgileri paylaşıyor: “Milli sualtı hokeyi oyun- cusuyum. 8 yaşından bu yana birçok yarışta şampiyonluklar elde ettim. 16 yaşımda su topuna başladım ve ardından da sualtı hokeyi yapmaya başladım. Sualtı hokeyi Türkiye’de çok bilinen bir spor olmasa da şu anda 35-36 takım bulunuyor ve her sene iki kez Türkiye çapında şampiyonalar düzenleniyor. 1997 yılından bu yana yaptığım bu spora halen devam ediyorum. 2001- 2003 ‘de iki kere milli takıma seçildim. Sualtı hokeyi; yer çekimsiz ortamda olmak, her şeyden uzaklaşmak sadece o ana konsantre olmak açısından çok etkileyici bir spor. Şu anda profesyonel düzeyde olmasa da işten vakit buldukça yapıyorum, yurtiçi ve yurtdışı şampiyonalara katılıyorum. Yaptığım iş sürekli ameliyathanede olmayı gerektiriyor ve aslında izole olarak yaşıyoruz diyebilirim. Bu spor da öyle. Suyun altındayken hayattan kopuyorsunuz ve her şeyi unutuyorsunuz. Bu nedenle aslında yaptığım spor ile mesleğim benzerlik gösteriyor diyebilirim. Spor benim yaşamımın bir parçası. Anestezi gibi yoğun stresin bulunduğu bir branş doktoru olarak, spor ile kendimi sıfırlıyorum.”

 

Prof. Dr. M. Asım Şafak: Doğaya tutkuyla bağlı bir cerrah

Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Asım Şafak, ağaçlara duyulan saygıyı ve bu ağaçların yaşamasını konu alan bir sanata gönül vermiş hekimlerden biri. Özel tekniklerle ağaçların saksılar içinde budanarak ve bodurlaştırılarak büyütülmesiyle oluşturulan Bonsai ağaçları yetiştiren Şafak’ın bu sabır ve bahçecilik bilgisi gerektiren hobisi için ise bir dileği var: “Yetiştirdiğim bonsai ağaçlarımın torunlarımın torunlarına da kalmasını hayal ediyorum.” Bonsai, saksıdaki ağaç veya bitki anlamına geliyor. Bonsai ağaçlarına olan ilgisinin, 1993 yılında Ankara’da bir dernek kurarak başladığını söyleyen Prof. Dr. Şafak, “İsviçre’de yaşayan bir arkadaşımız ziyaretimize gelmişti. Onun ilgi alanıydı. Biz de merak sardık. Bu merakımız zamanla büyüdü ve dernekleşmeye kadar gitti. Türk Japon Kültür Derneği’nin desteğini alarak Ankara Bonsai Derneği’ni kurduk. Burada kendi eğitimlerimizi, yaptık sonrasında da çevremizde ilgi duyan kişilere bu eğitimleri verdik” diyor.

 

Prof. Dr. Bingür Sönmez: Huzuru derin sularda bulan profesör

Tüplü dalış meraklısı ve dalış sertifikalı bir kalp ve damar cerrahi uzmanı profesör düşünün. Bir taraftan en zor ameliyatları yapıyor, diğer taraftan hobilerini sürdürmeye devam ediyor. Memorial Şişli Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Bingür Sönmez, 50 yaşından sonra bu spora başladığını anlatıyor. “Türkiye’nin en eski balık adamlarından biri olan Şinasi Bingeli, her fırsatta dalış konusunda beni teşvik ediyordu. Ben de yapmaya karar verdiğimde oğlumla birlikte dalış kursuna yazıldık. O zamandan beri de her yıl bir hafta Kemer’de balık adam hocalarımızın eşliğinde dalış yapıyorum. Şu anda bir dalış sertifikam var” diyen Sönmez, şöyle devam ediyor: “Suyun altında geçirdiğim o süreler hayatımın en güzel dakikaları diyebilirim. Kemer’de Paris zırhlısına daldığım zaman duyduğum heyecanı, en son kaldığım Yarasalı Mağara’nın büyüsünü tarif edemem. Tüplü dalış astım ve epilepsi hastaları dışında herkesin rahatlıkla yapabileceği bir spor.”

Prof. Dr. Alihan Gürkan: Yağmur, çamur, kar ona vız geliyor

Türkiye’nin en başarılı cerrahlarından Prof. Dr. Alihan Gürkan ise offroad denilen 4x4 arazi araçları ile doğada zor koşullarda yol alma sporuyla uğraşıyor. “Motor sporları çocukluğumdan bu yana en çok ilgi duyduğum şeydi. Şimdi çocukluk hayallerimi başarmak bana mutluluk veriyor” diyen Gürkan, “Doğa tutkusu olan ve motor sporları yapan kişilerin Antalya gibi doğası olan bir yerde Mart’tan Kasım ayına kadar offroad seçeneği motosiklet oluyor. Diğer yağmur çamur olan kışlık sürede de offroad zevkini 4x4’ler ile yaşıyoruz” açıklamasını yapıyor. Gürkan, “Kullandığım kamyonete renginden dolayı “yeşil dev” diyorlar. Offroad bir yerde motosikletten ayrılıyor. Burada doğaya karşı olan mücadeleniz daha net. Karlı ve çamurlu bir zeminde giderken veya bir buçuk m’lik bir su birikintisinden ya da yükseltiden geçerken bu mücadeleyi offroad aracıyla çok daha iyi hissediyorsunuz. Motor sporları sizi bir şeylerden koparıp alıyor. Hissettiğiniz en yoğun duygu özgürlük. ”

Yazı dizisinin birinci bölümü: Gitaristten bateriste sıra dışı doktorlar


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler