‘Sarıyer’in 50 yılını Sarıyerlilerle planlıyoruz’

 

Sarıyer Belediyesi mevcut Başkanı ve CHP Sarıyer Belediye Başkan adayı Şükrü Genç, ilçenin bir dünya kenti olması için çabaladıklarını söyleyerek, “Biz projelerimizi günlük olarak yapmadık, göreve geldiğimiz ilk günden itibaren Sarıyer’in geleceğini planladık. Bundan önce olduğu gibi bundan sonra da Sarıyerlilerle karar alıp, birlikte uygulayacağız” diye konuştu. Yurttaşların sorununu onlarla birlikte çözeceklerini aktaran Şükrü Genç, Cumhuriyet’in sorularını yanıtladı. 

 

Belediyecilik anlayışınız nedir?

Sürdürülebilirlik temelinde kalıcı projeler üreten, yerel yönetimlerin kanalizasyon, temizlik, park gibi klasik hizmetlerini yerine getirmenin yanı sıra ekonomi, kültür - sanat, eğitim, sağlık vb. alanlarda da sorumluluk alan bir sosyal belediyecilik anlayışı ortaya koyuyoruz. Sadece seçim geldiği zaman insanları dinlemek veya sorunlarını çözmek yerine sürekli yurttaşlarla ile iç içe olmayı tercih ediyoruz. 

 

Belediye başkanlığı süreciniz nasıldı? Neler yaptınız?

Bir ilçe belediyesi tarafından yapılan ilk kalkınma eylem planına imza attık. Sarıyer’in yarınlarını planladık ve bu planlama kendisini günün koşullarına göre güncelliyor. Dolayısıyla elde ettiğimiz başarılar bu planlamaların sonucu. Sarıyer’de 40’a yakın marka proje ortaya çıktı. Bunlar yaşamın gereksinimleriyle birlikte meydana geldi. Her projenin bir öyküsü var. Arkasında halk var. Emek en yüce değerdir. Emeğin önünde başka hiç bir şey yok. Biz Sarıyer’e çok emek verdik. Bizim buradaki amacımız “Biz yapalım da bir daha seçilelim” değil. Bizim temel hedefimiz yaşamdaki problemleri çözmek. İşimi aşkla, gönülden gelerek yapıyorum. Belediye başkanlığını devraldığımda upuzun bir alacaklı kuyruğu vardı. Bir sürü hacizler çıkarmışlar ve belediyeye en ufak bir şey alamıyorduk. Belediye demek makina parkı demek, bizim bir iş aracımız bile yoktu. Çayırbaşı’ndaki binalarımız çamur içindeydi. Ve hiçbir şeyimiz yokken bu noktaya geldik. Ancak bununla yetinmeyeceğiz. Şimdi daha da ileriye gitme zamanı.

 

İlçedeki en temel sorun sizce nedir?

Sarıyer’in en temel sorunu mülkiyet meselesi. İlçede yaşayan yaklaşık 200 bin vatandaşımızı ilgilendiriyor. Bu vatandaşlardan biri de benim. 10 yıldır bu sorunun çözümü için büyük uğraş veriyoruz. Bizim tek isteğimiz evlerinden başka hiç bir şeyi olmayan Sarıyer halkının tapularına kavuşmasıdır. Bu konunun siyasete malzeme yapılarak birilerinin kandırılamayacağının çok iyi bilinmesi gerekir. Belediyemiz tarafından özellikle gecekondu mahallelerinin Tapu Tahsis Belgeleri, yani 2981 sayılı kanuna yönelik bütün hazırlıkları yapıldı, planlar hazırlandı, meclisimizden oy çokluğuyla geçti. Buralar 70-80 yıldır insanların yaşam alanı. İnsanları başka yerlere gönderemezsiniz. O zaman bu problemleri çözmenin altını oluşturmanız lazım, bu da ancak planlamayla olur ve biz de bunu yaptık. Bazı siyasetçiler bu sorunu çözmek istemiyor mu? Kesinlikle istemiyorlar. Buraları birilerine saklamaya çalışıyorlar. Çok acı bir ifade ama maalesef ki durum böyle. 

 

‘İmar barışı seçim yatırımı’

 

Seçimlerden önce “İmar Barışı” diye aceleye getirilmiş, tamamlanmamış bir yasa çıkardılar. Biz bunu her yerde anlattık. Sarıyer’e hiçbir fayda sağlamayan bir yasa olduğunu söyledik. “50 yıllık sorunu çözdük” diye pankartlar astılar ama çözülen bir şey yoktu. Çözülemediğini görerek müdahale ettik. Sonrasında Sarıyer bir nebze kurtarılmaya çalışıldı. Ama gecekondu bölgeleriyle ilgili, olmazsa olmaz olan o mülkiyet sorunu çözülmedi. Ve burada da çok acı bir durum, aldatmaca var. İmar Barışı’nda sonucun nereye gittiği belli değil. Seçim yatırımı yapılıyor. Bir bölgeyi afet riskli alan ilan ederek çözüm bulamazsınız. Çözümü toplumla beraber bulmak zorundasınız. Bu da ben dâhil olmak üzere herkesin boynunun borcudur. İstanbul kadim bir kenttir. 

Gecekondu alanlarının bu şehre acilen kazandırılması lazım. Ama buradaki insanları da o yapının içinde tutup, kentli yaparak. 

 

Sorunlara yönelik nasıl projeler hazırladınız?

İlk iş olarak 2009 yılında Gecekondu ve Sosyal Konutlar Müdürlüğü’nü kurduk. 2010 yılında Kasapçayırı’nda 18. Madde uygulaması yaparak 17 vatandaşa imarlı tapularını teslim ettik. Ayazağa’da 4706 sayılı kanuna istinaden hazine parsellerinin devrini aldıktan sonra herkesin binasının bulunduğu toprağı, gücünü aşmadan alabilmelerini sağlamak amacıyla metrekaresi 250 TL’den devrine başladık ve 160 hak sahibine tapularını dağıttık. Boğaziçi geri görünüm ve etkilenme bölgesinde yer alan gecekondu mahallelerinde yerleşimlerin hukuki güvenceye kavuşturulması için 2015 yılında Sarıyer Belediye Meclisi’nde karar aldık. Ardından İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi İdare Hukuku Ana Bilim Dalı’ndan görüş alarak 2981 sayılı yasaya istinaden 13 bölgede tapu tahsis belgelerinin tapuya dönüştürülmesi için halkla beraber ıslah imar planı çalışması başlattık. Sarıyer Belediye Meclisi’nden geçirilen bütün ıslah imar planı teklifleri onay için İBB’ye iletildi. Fakat İBB bürokratları yasaya aykırı bir şekilde teklifleri Büyükşehir Meclisi’ne iletmeden iade etti. Bunun üzerine konuyu yargıya taşıyarak planların İBB meclisine iletilmesini sağladık. Tüm bunlardan anlaşıldığı üzere geri görünüm ve etkilenme bölgesinde 2960 sayılı yasaya aykırı olarak gökdelen imarına izin veren İBB, halkın lehine olan dosyaları engelledi. Ama bunlar bizi yolumuzdan döndüremez. Buradaki insanlar hakları olan tapularına kavuşana kadar mücadelemiz sürecek. Hazırladığımız ıslah imar planları ve 2981 sayılı yasa ile bu sorunu yine biz çözeceğiz.

 

Sarıyer’e dair hayaliniz nedir?

Sarıyer’i bir dünya kenti yapma yolunda emin adımlarla yürüyoruz. Biz projelerimizi günlük olarak yapmadık, göreve geldiğimiz ilk günden itibaren Sarıyer’in geleceğini planladık. Bizim yerel yönetim anlayışımız günü kurtarmak değil, Sarıyer’in 50 yılını planlamak üzerine. Bundan önce olduğu gibi bundan sonra da Sarıyerlilerle karar alıp, birlikte uygulayacağız. Temel bakış açımız ise vatandaşlarımızın onayı olmayan hiçbir şeye evet demeyecek ve  imza atmayacağız