Bozkır Çocuklarına Bir Umut Dr. Albert Eckstein...

16 Eylül 2008 Salı

Gürer Yayınları yeni bir kitap yayımlıyor.

Dr. Albert Ecksteinın Türkiyedeki yaşamı ve çalışmaları anlatılıyor.

III. Reich döneminde Hitler rejiminin devlet gö-revinden çıkardığı ari ırktan olmayanlar ya da ari ırktan olmayanlarla evli veya yakın olanlar arasında yer alan Ord. Prof. Dr. Eckstein, Düsseldorf Üniversitesi Çocuk Bölümünden ayrılıyor ve Türkiyenin davetini kabul ederek Ankaraya geliyor. Burada başına geçtiği Çocuk Hastanesinde çalışmaya başlıyor.

Ama asıl dikkat çeken olay burada başlıyor.

Türkiyedeki çocuk hastalıklarını anlamak, çocuk ölümlerini incelemek için bütün Anadoluyu dolaşıyor. Bir köy hekimi gibi gidip köylülerle dostluk kuruyor. Olayları yerinde görüp inceliyor. Bir yandan bu konularla uğraşıp olayları yerinde incelerken bir yandan da yeni çocuk hastalıkları uzmanları yetiştiriyor.

Aslında, kitap hepimiz için çok önemli bir ders niteliğinde.

Bir tıp doktorunun idealizmi ile, bir insanın kendine ve yaptığı işe saygı duymanın gerçek bir örneğidir Dr. Albert Ecksteinın Türkiyedeki yaşamı.

Bu örneklerin okullarımızda öğrencilere proje konusu olarak verilmesi gerekir.

Bu kitabın bir karakter öğretisi olarak okunması, okutulması gerekir.

Neden Dr. Eckstein Ankarada yayılıp kalmamıştır?

Onu Anadolu yollarına düşüren dürtü nedir?

Günümüzün tıp bilimleri nasıl uygulanmaktadır?

Tıp doktorları günümüzde nasıl çalışmaktadır?

Bugünün tıp dünyasının kaygıları nelerdir?

Dr. Albert Schweitzer kimdir?

Bu Fransız doktoru neden ileri yaşında tıp eğitimi yapıp bugünün Kongosunda bir hastane açmış, Afrikalılara hizmet etmiştir?

Günümüzde böyle davranışlara rastlanıyor mu?

Rastlanıyorsa nasıl?

Rastlanmıyorsa neden?

Çocuklarımızı, gençlerimizi, kadınlarımızı, erkeklerimizi düşünmeye çağırmalıyız.

Neden bizde insani yardım kuruluşları bile çalmalarla çırpmalarla çalkalanıyor da başka insanlar hiç de üstlerine düşmez görünen işlere yaşamlarını adıyorlar?

Nedir bütün bunlar?

Nedendir bu olanlar?

Hitler rejimi ne yapmıştır da bu değerli bilim insanları başka ülkelere kaçmışlardır?

Günümüzde bu rejimlerin benzerleri var mıdır?

Almanyanın kaçmak zorunda bıraktıklarının bir bölümü İstanbul Tıp Fakültesinde bizim de öğretmenlerimiz oldu.

Faruk Şenin kitabından öğrendim ki, zooloji-hayvanbilim öğretmenimiz Prof. Curt Cosswick, saf ari ırktanmış. Karısı da ari ırktan olan Prof. Cosswick, Yahudi kökenlilere yapılanları protesto etmek için Almanyadan ayrılmış. Bebekte otururdu ve Bandırma Kuş Cennetini bulan da odur.

Prof. K. Zuber fizik, Prof. Breusch kimya, Prof. Heilbronn da bitki bilimi okutuyorlardı.

Prof. Erich Franckın kliniğinde 6. yıl stajını yapmıştım. Prof. Schwarzın (patolojik anatomi okuturdu) pazartesi akşamları toplantısını hiç kaçırmazdık.

Yaptıkları işe saygıları, titizlikleri, adil olma kaygıları benim için tıp konularının dışında da örnek aldığım yanları olmuştur.

Türk öğretmenlerimizin elbette bizim için önemleri çok büyüktür ve yetişmemizi onlara borçluyuzdur.

Ama Almanyadan güç koşullarda gelip yabancı bir ülkede çalışan bu bilim insanları bize insanın her koşulda yaşayıp çalışabileceğini, kendi karakteriyle yaşam çizgisini çizebileceğini örnek olarak vermişlerdir.

Kitabın yazarı gene bir çocuk alanı ustası Prof. Dr. Nejat Akarı hem kutlarım hem de teşekkür ederim.

Konu da, yazarı da, yayımcısı da bize büyük bir armağan vermişlerdir.

Önemli not:

İnternet ortamında benden izinsiz yayımlanan yazılarıma benim olmayan eklemeler yapıldığını öğreniyorum. Bu tutumun yazı etiğine aykırı olmasının yanı sıra yazılarım böyle haksız ve yanlış değişmelerle yayımlanırsa yazdıklarıma saygısızlık yapılmış olur. Yazı sahiplerini uyarıyor ve saygılı olmaya davet ediyorum.

[email protected]

[email protected]

www.erdalatabek.com



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Istakozun intikamı! 22 Nisan 2024
Özeleştiri?... 8 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları