Üniversitede Kuzuların Sessizliği

22 Ağustos 2014 Cuma

İlk, orta ve lise eğitimi gibi üniversiteler de, darbecilerin diktatörlerin ilk hedeflerinden biri olmuştur...
12 Eylül 1980 Askeri Darbesi, terörün kurbanı olan üniversiteleri terörün sorumlusu gibi göstermiş ve YÖK’ü kurarak, onları hem cezalandırmış, hem de denetim altına almıştı:
Evren-Doğramacı işbirliğiyle üniversiteler ilkokul derecesine indirilmiş...
Seçimle işbaşına gelmiş bütün yöneticiler değiştirilmiş...
1402 sayılı Sıkıyönetim Yasası’yla yüzlerce doçent ve profesör görevlerinden alınmış...
Kendi seçtikleri insanlara, doçent ve profesör unvanı verilerek, öğretim üyeliği sulandırılmıştır.
Bu arada öğretim üyelerinin sakallarını kesmeleri zorunlu kılınarak kişilikleri ve haysiyetleri ile de oynanmıştır!
(Benim, bu süreç içinde, “Sakal benim eşimin egemenlik alanıdır, devletin değil” diyerek, Hacettepe’den istifamın öyküsünü “Yaşamın Anlamı” adlı kitabımda okuyabilirsiniz!)

***

Elbette o günden bu yana, gerek YÖK Yasası’nda gerekse, 1980 Anayasası’nda çok sayıda değişiklik yapıldı...
Ama her ikisi de esas olarak korundu ve siyasal iktidarların işlerine geldiği gibi kötüye kullandıkları araçlar oldu.
AKP iktidarı da YÖK Yasası’nın kaldırılacağı sözünü vermişti...
Ama bırakın kaldırmayı, 1980 Askeri Dönemi’ni andıran uygulamalarla üniversiteleri tam bir baskı ve denetim altına aldı.
Artık sivil toplum kuruluşlarında görevli olan öğretim üyeleri hariç, ne senatoların, ne yönetim kurullarının, ne rektörlerin, ne dekanların, ne öğretim üyelerinin sesi çıkıyor:
Silivri Davaları’nda büyük hukuk cinayetleri işleniyor; üniversiteler sessiz...
HSYK ve üst yargı kurumları, AKP ve Cemaat arasında parselleniyor; üniversiteler sessiz...
Deniz Feneri, Rüşvet ve Yolsuzluk soruşturmaları gibi olayların üstü örtülüyor, bunları yapan polisler, savcılar görevden alınıyor, cezalandırılıyor; üniversiteler sessiz...
İktidar, İdari Yargı’nın yürütmeyi durdurma ve iptal kararlarını uygulamayacağını açıkça söylüyor; üniversiteler sessiz...
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra anayasa yerle bir ediliyor; üniversiteler sessiz...

***

Öğretim üyelerinin, özellikle de gençlerin, kaygılarını anlıyorum...
Ama iktidarın emrine girip herkesi susturan yöneticileri anlamıyorum...
Bilim adına, üniversite adına utanıyorum!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yumuşama aldatmacası 5 Mayıs 2024

Günün Köşe Yazıları