Özdemir İnce

Vergi tabağında devlet aklı

21 Eylül 2018 Cuma

Cingözün biri, Fransızca “La raison d’Etat”yı görmüş ve şıpın işi tercüme etmiş. “La raison” akıl değil mi, akıl; “l’Etat” da devlet değil mi, devlet; o halde al sana “Devlet Aklı”.
“Akıl” insana özgü bir yetidir (meleke, yetenek). Bu yeti bilimsel, etik ve teknik alanlarda kullanılır. Devlet bir “kendilik”, “zatiyet” ve Fransızca “entité”dir, yani “Bireyliği olan bir varlık gibi düşünülen şey”dir. “Vatan” gibi. Ama devlet bir “kendilik” olduğu için devletin aklı olmaz, insanın aklı olur. Devletin aklı varsa, Galata Kulesi’nin, Ağrı Dağı’nın da aklı vardır. Böyle bir şey ancak bir kurgu (fiction, yapıntı, kurmaca) olan edebiyat yapıtlarında olur, gerçeklikte olmaz.
Aynı kafayla, “Vergi Matrahı” anlamına gelen “l’assiette de l’impôt”yu “Vergi Tabağı” diye çevirirsiniz. Vergi matrahı, “vergi konusunun, verginin hesaplanmasında esas alınan değeri ya da miktarıdır”. Böylece, Devlet Aklı, vergi tabağında servis edilir. İyi mi?
“La raison d’Etat” kaynaklı bir devlet aklı yoktur ama çok uzun yıllardır dilimizde bu Fransızca deyişin gül gibi, bal gibi karşılığı vardır: “Devletin yararı gereği”, eski deyişiyle “Hikmet-i Hükümet” anlamına gelir. Devletin hükümetinin, bir üst yetke adına “hukuk”u çiğnemesine izin veren ilkedir. Sanki AKP hükümeti.
Amma ve lakin, “Hikmet-i hükümet”, (“devletin yararı gereği”) hiç de tekin bir anlayış değildir. Devlet, hikmet-i hükümet (devlet yararı gereği olarak), yüce bir kriter namına, hukuku ihlal edebilir, ona tecavüz edebilir, demektir.
Mithat Sancar’ın “Devlet Aklı Kıskacında Hukuk Devleti” adlı kitabının arka kapağında söyle bir tanıtım yazısı var: “Hukuk devletinin tarihsel çerçevesi ve anlamı nedir? Bizzat devlet olma sıfatının meşruluğu garanti ettiğini varsayan ‘Devlet Aklı’ (veya hikmet-i devlet), hukuk devletinin gerçekleşmesinin önünde nasıl bir engeldir? Yasallık, devlet uygulamalarını meşru kılmaya yeter mi?” deniliyor. Ve pişmiş aşa su katılıyor: Devlet Aklı, Hikmet-i Devlet diye bir şey yoktur Türkçe’de. Hikmet-i Hükümet vardır.
Dücane Cündioğlu, “Hikmet-i Hükümet”i, dolayısıyla “La raison d’Etat” doğru kullanıyor:
“Hikmet’ten anladıkları, olsa olsa Fransızların ‘La raison d’état’ tabirinden anladıkları ölçüsündedir. Osmanlı, bu tabiri ‘hikmet-i hükûmet’ diye kendi dünyasına aktarmıştı. Yenisini henüz uyduramadılar. Burada ‘raison’, hikmet’ten çok, meşrulaştırma, kılıfına uydurma, devlet (güç) olmanın gereğini yapmak demek. Bu düzeydeki hikmet’ten ise umumiyetle adalet değil, zulüm sadır olur.” (Dücane Cündioğlu, Yeni Şafak, 19.04.2009)
Cündioğlu, “La raison d’état” ile ilgili olarak, 2009 yılında, ironiyle karışık, “Yenisini henüz uyduramadılar” diyor ama çoktandır uydurdular: “Devlet Aklı” diyorlar. Hiçbir anlamı yok, hiçbir yere göndermiyor. Ama “Hikmet-i hükümet”te, “Hikmet” sözcüğü var. “Bilinmeyen neden. Sırrına akıl ermeyen neden.” Yani hükûmetin yaptığı işin bir hikmeti, bilmediğimiz bir nedeni var anlamında. Bu da gıllıgışlı, yasadışı anlamına gelir. Ve gide gide “Derin devletin işi”ne varır.
“Devlet Aklı” yanlış, anlamsız bir deyiş, ama “Hikmet-i Hükümet” yerine kullanılınca son derece tehlikeli. Benim kaygım, kimi siyasetçinin, akademisyenin, köşe yazarlarının, televizyon tartışmacılarının bu türden zıpırlıkların üzerine sazan balığı gibi atlamaları. Kendi aralarında kullanmaları da cehaletten kaynaklanıyor. Asla kullanılmamalı. Hele “Devlet Aklı” deyiminin uluslararası görüşmelerde “Raison d’Etat” (Yasadışı) olarak tercüme edilmesinden korkuyorum. Görüşme o anda sona erer. Çünkü “iş” artık gizli servislerin işidir. Yabancı ülke topraklarından adam kaldırmak gibi.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Bu nasıl veda? 15 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları