Biri yer biri bakar, kıyamet bundan kopar...

02 Ekim 2018 Salı

Döviz- faiz- enflasyon üçgeninde tartışılan ekonomik kriz derinleşirken sürekli endişe verici haberler geliyor.
Otomotiv üreticisi TOFAŞ, ekim ayında üretime dokuz gün ara vereceğini açıkladı. Renault, 4 hafta boyunca cumartesi günleri 4-12 vardiyasında üretim olmayacağını bildirdi.
İnşaat sektörü ağır bir borç krizinin içinde.
Konkordato ilan eden şirketlerin sayısı 3000’i aştı.
Geçim sıkıntısı yüzünden kendini yakıp asanların haberleri ardı ardına medyaya yansıyor.
Fiyatlardaki artış ve işsizliğin, emekçilere yönelttiği tehdit giderek büyüyor.Özellikle sağlık sektöründeki tehdit, yaşamsal risk taşıyor. SGK finansman açığı zirve yapınca, Yeni Ekonomi Programı’na (YEP) göre, kamuda planlanan tasarrufun 10.1 milyar TL’sinin bu kurumdan yapılacağı açıklandı. SGK, vatandaşların hastalık, işsizlik, sakatlık, ölüm ve analık halinde korunmasını sağlamakla, emekli aylıklarını ve sağlık harcamalarını ödemekle yükümlü bir kurum.Öyleyse vatandaş olarak bilmemiz lazım: Tasarruf nasıl sağlanacak? Hangi harcamalar kesilecek?
Bunun yanıtını bir süredir almaya başladık. Döviz kurlarındaki oynamalar nedeniyle bazı ilaçlar piyasaya giremiyor. Hayati ilaçları bulamıyorsunuz, bazı hayati ilaçları da SGK karşılamıyor. Kısa bir süre önce Ankara’da eczane eczane gezip ilaç arayan biri olarak bunu yakından biliyorum.
Muayene katılım payı ve ilaç katkı payı adı altında dar gelirlilerden ve emeklilerden ilave ücret alınıyor. Diyabet hastaları için hayati önem taşıyan insülin pompasının fiyatına büyük zam geldi; SGK’nin karşıladığı miktar artmayınca hastaların pompayı satan firmaya ödemesi gereken miktar yüzde 100 arttı. Bu ücreti karşılayamayan milyonlarca hasta var!
Kamuda tasarruf için emekçilerin sağlık harcamalarında kısıntıya gidilirken, bu yıl yaşanan bir gelişme aklıma geldi. Ocak ayında TBMM Başkanlık Divanı, milletvekilleri, eski milletvekilleri ve bakmakla yükümlü oldukları kişiler için gideri Meclis bütçesinden karşılanacak implant sayısını 8’den 12’ye ve her implant için malzeme bedelini de 600 liradan bin liraya çıkardı. Muayene ve hizmet bedeliyle bu rakam, implant başı 2 bin3 bin lira arasında değişebiliyor. Demek ki bir vekil veya yakını 12 implant yaptırırsa, Meclis 30 bin liradan fazla ödeme yapacak. Yani vatandaşın tanesine yaklaşık 1500 lira ödediği implantlar, eski ve yeni tüm milletvekillerine ve ailelerine ücretsiz yaptırılıyor ve parası vatandaşın cebinden çıkıyor. 696 sayılı KHK’de yer alan hükümlere göre, bu haktan Yargıtay ve Danıştay üyeleri ile bakmakla yükümlü oldukları aile fertleri de yararlanıyor.
Ayrıca Meclis’in vekil ve yakınlarına ödediği gözlük ve çerçeve bedelleri de arttı. İşitme cihazlarında ise her kulak için 3 bin lira ve tamir ücreti, Meclis bütçesinden ödeniyor. Buna karşılık SGK, yetişkin hastalar için çalışanlarda işitme cihazına 600 TL, emeklilerde 675 TL ödüyor.
Bütün bunlar da gösteriyor ki, YEP ile hedeflenen tasarruf, vatandaşın cebini yakarken, birileri bol keseden harcamaya devam edecek. Sosyal güvenlikte yapılan kesintiler yüzünden vatandaşlar ya hasta olacak ya da hayatından olacak!
Bir yanda hastaneye gittiğinde bir muayene, iki tahlil, bir röntgen ve birkaç ilaç karşılığında eve maaşının üçte birini bırakarak dönen emekli var; diğer yanda milletvekili yakınının implant masrafını da emekliden, emekçiden çıkarmayı düşünen iktidar!
Kuşkusuz kapitalizm, Türkiye’de en vahşi evresindedir. Ayrıcalıklılar daha ayrıcalıklı hale gelirken, dar gelirliye ödetilen bedel ise doğrudan hayatıdır! 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları