Özgür Mumcu

Biri Çapulcu mu Dedi?

08 Eylül 2014 Pazartesi

Herhalde İstanbul’un göbeğindeki değerli bir arazi park yapılmayacaktı. Şehrin böğrünü yüksek bloklarla deşerek, kanını bile akıtacak yer bırakmadan öldürmeyi tercih edeli çok oluyor.
Bir başarı ve kalkınma hikâyesi olarak görülen gökdelenler, alışveriş merkezleri, rezidanslar çarpık kalkınan her ülkede sergiledikleri acıklı manzarayı şehri boğarak ve insanları öldürerek gözümüze sokuyorlar. Gözümüzü çıkartma pahasına.
Dünyanın gelir adaletsizliğinin had safhada olduğu, güçlü liderinin etrafına üşüşmüş işadamı esvaplı akbabaların yağmaladığı her memleketinde aynı şey görülür.
Bir yağma düzenin tarumar ettiği yaşam alanları “gelişme” diye pazarlanır. Omurları teker teker kırılan şehirler “dünya şehri” oldu diye kandırılır.
Dün meydana gelen kaza da doğrudur Torunlar GYO’nun sahibi Aziz Torun’un dediği gibi “sektörel vakalardır”.
Memleketin solu haklı olarak mücadele ettiği TCK’nin 301. maddesi kadar Soma’da ölen 301 işçi için mücadele etmediği için de bu “sektörel vakalar” devam edecektir.
Kurulan düzen bunu gerektirmekte, davalarının kutsallığını her şeyin üzerinde tutan bir şebeke her hırsızlığı ve cinayeti kendileri için meşrulaştırabilecek bir zihin hapishanesinden memleketi yönetmektedir.
Film senaryosu yazsanız “bu kadar da olmaz” denerek gerçekçi olmadığı için yapımcıların reddedeceği bir filmde yaşıyoruz.
Elbette Aziz Torun, taze cumhurreisinin liseden arkadaşı. O da yetmez aynı zamanda gençken beraber top koşturduğu biri.
Bu da yetmez Aziz Torun eski bir çalışma müfettişi. Yani bugün şehrin kaburgalarını elleriyle kavrayıp yırtarak yumuşak etine sapladığı hançerin inşaatında işçilerin öldüğü şahıs, zamanında iş güvenliğini sağlayan bir müfettişmiş.
O hançeri öylesine rahatlıkla saplamasının sebebi de orada aslında. Ne demiş Torun zamanında: “Ankara Gençlik Parkı’nda ‘Müfettişiz, her şeyi teftiş ederiz’ diye eğlenmiştik. İşin öyle olmadığını gördük tabii...”
Vallahi iyi görmüş.
Hem görmüş hem de gördüklerinden ders çıkartmış.
Eğlencesine de devam etmiş.
Fakat ders çıkartmadığı şeyler de var.
Aynı inşaatta 5 ay önce bir işçi 15. kattan düşüp öldü. Müfettişler geldi rapor tuttu. Dediler ki “O işçiyi o riskli ortamda çalıştırırken ona hiçbir eğitim vermemişsin ve önceden hiçbir şeyi test etmemişsin”.
Netice, altı bin küsur para cezası.
Torun’un bir gördüğü var. Müfettiş istediği gibi teftiş etsin. Adam başı altı bin lira verip milyon liralık daireler yapmanın basit bir aritmetik hesabı var.
İstanbul Tabip Odası, aylar önce kamuoyunu inşaatta işçilerin öleceğini söyleyerek Twitter’dan uyarmış.
Aziz Torun da durur mu Tabip Odası’nı paylamış:
“İşi tweet noktasına getirirsen herkes her şey için tweet atıyor.”
Zira işçi ölümü bir “şey”.
Hem Cumhurbaşkanı’nın eski top arkadaşı. Hem parasızlıktan meşin top bulamamışlar, anlatıp durur.
Taze başbakan desen işçileri “helal rızk” için ölmüş “şehit” ilan etti. Kendi cılız entelektüel dünyasında meseleyi “kutsala” havale edip rahatladı.
Soma’da devlet kasabaya indi. Danışmanı, başbakanı tekme tokat ahaliye girişti.
Herhalde yağmacılar şebekesi bundan gerekli mesajı aldı.
“Sen talan et tarumar et. Gerekirse ben bizzat tokadı basarım.”
Biri çapulcu mu demişti?
Şehirleri kutsal davaları için kanlı gagalarıyla lime lime didikleyen çapulcular ve onların fedaileri var.
Bu akbaba fedaileri birinci sınıf bir ülke hayalini her gün öğütüp kustukları bir üçüncü sınıf ülkede satmaya devam edecek.
Ölenlere şehit dediler. Arapça şehit ve şahit aynı kökten gelir.
Ölenler şehit değil şahit.
Kurduğunuz çapul rejiminin şahitleri.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Tutuklu yargı 5 Eylül 2018
Kimiz biz? 29 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları