Biat ve itaat!

25 Aralık 2018 Salı

Bu iktidarın gerçeklerle sorunu var. 16 yıldır gerçekler ortaya çıkmasın diye medyayı abluka altına aldılar.
Medyada mülkiyet ilişkileri kökünden değişti. Birçoğuna TMSF aracılığıyla el konuldu ve yeni sahipleri iktidar yandaşları oldu.
Pis kokuların geldiği yere yaklaşan, kokunun nedenini araştıran gazeteciler susturuldu. Dünyadan basın özgürlüğü konusunda endişe dolu uyarılar geldikçe, “Hapiste gazeteci yok!” denilerek gazetecilik mesleği itibarsızlaştırılmaya çalışıldı.
Medyadaki tetikçiler, kanal kanal gezip iktidar partisinin sözcülüğünü yaparken, halkın doğru haber alma hakkı gasp edildi.
Doğruları yazanların kitapları, daha taslak halindeyken savcılık talimatı ile toplatıldı. Kitapları yasaklanan yazarlar hapse atıldı.
Okumayan bir toplum yaratmak için her türlü yolu denedi bu iktidar...
Araştırmalara göre de başarılı oldu. Türkiye’de okuma oranları içler acısı! Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre, Türkiye’de kitap, ihtiyaç listesinin 235. sırasında.
 
Okumayan ve sorgulamayan bir toplum
Demokrasi ve Eğitim Stratejik Araştırmalar Merkezi’nin “Türk Halkının Kitapla İmtihanı” isimli raporuna göre, Türkiye, yüzde 0.1’lik kitap okuma oranıyla dünyada 86. sırada. Yani yoksul Afrika ülkeleriyle aynı kategoride...
Bu kadar az kitap okunan bir ülkede, elbette gazete tirajları da çok düşük. Anadolu Ajansı’nın TÜİK verilerinden derlediğine göre, 2013-2017 arasını kapsayan beş yılda gazete tirajları yüzde 32 düştü.
İnsanlar okumuyorsa, acaba görsel medyada durum nasıl? Çoğunluk, cehalet pompalayan TV programlarını izliyor, sürekli iktidarın propagandasını yapan kanallara maruz kalıyor. Birkaç muhalif gazete ile TV kanalı, olağanüstü bir çaba gösterip ayakta kalmaya çalışıyor. Gazetemiz Cumhuriyet gibi onlar da imece kampanyası yapıp, okuyuculardan, izleyicilerden destek istiyor. Çünkü reklam musluğu, yalnızca yandaş medyaya açılmış durumda.
Sonuçta medya sektöründeki işsizlerin sayısı sürekli artıyor. Birçok meslektaşımız, mesleği zorunlu olarak bıraktı; iş bulabilenler farklı sektörlerde çalışmaya başladı, bulamayanlar işsizler ordusuna katıldı.
 
Cehalet şaha kalkarken son vuruş da geldi!
İşte böyle bir ortamda, halkın doğru haber alma hakkı açısından internet yayıncılığının önemi iyice artmışken, geçen hafta bir gelişme oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın imzaladığı bir karar, Resmi Gazete’de yayımlandı. Mal ve hizmetlere uygulanacak katma değer vergisi oranlarının tespitine ilişkin kararda değişiklik yapılmış.
Buna göre, e-kitapta yüzde 8, e-gazete ve e-dergide yüzde 1 olan KDV oranı, yüzde 18’e çıkarıldı! Biz kitaptan KDV kalksın derken, oran arttı!
1 Ocak’ta yürürlüğe girecek uygulamaya yayıncılardan tepki yağıyor. Zaten kâğıdı bile ithal eden ülkede, döviz kurundaki artış yüzünden, birçok yayınevi batmanın eşiğine geldi. Bu darbe, son vuruş oldu.
Dijital yayıncılığın gelişmesi ve akıllı telefon kullanımının artmasının da etkisiyle, internetteki haber siteleri birçok kişinin ana haber kaynağı haline geldi. Bunu fark eden baskıcı iktidarlar, artık toplumu uyutmak için yalnızca geleneksel medyayı susturmanın yetmediğini gördü. Şimdi dijital dünyaya da kâbus gibi çöküyorlar. İnternet kullanım ücretleri sürekli artıyor, vergi oranları yükseliyor, yasa ile erişim engelleme kararı çıkarılıyor.
Tek istedikleri okumayan, düşünmeyen, sorgulamayan bir toplum...
Tek hedefleri var: biat ve itaat!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları