Hikmet Altınkaynak

İsmet İnönü’yü anarken

27 Aralık 2018 Perşembe

Önceki gün, Osmanlı döneminde albay, Türkiye döneminde orgeneral, İstiklal Madalyalı komutan ve genelkurmay başkanı, Cumhuriyetin ilanından sonraki Türkiye’nin ilk başbakanı, ikinci cumhurbaşkanı, siyaset ve devlet adamı İsmet İnönü, yaşama gözlerini kapamasının 45. yıldönümünde ‘bu değerleri paylaşanların ortak sesiyle’, sevgi, saygı ve şükran duygularıyla anıldı.
İnönü’nün bu çok yönlü kimliğine Mustafa Kemal’in en yakın düşünce ve silah arkadaşı, İnönü Savaşları ve Lozan Kahramanı, Cumhuriyet Halk Partisi’nin ikinci genel başkanı kimliklerini de eklemek gerekir.
Anma için ‘Bu değerleri paylaşanların ortak sesiyle’ vurgusunu son dönemde acımasızca eleştirenler olduğunu anımsatmak için yaptım.
Çünkü bu eleştirilerin doğru olmadığı belgelere dayalı olarak Alev Coşkun’un yeni yayımlanan Asker İnönü (Kırmızıkedi Yayınları) adlı kitabında ayrıntılı olarak yer alıyor. Zaten Coşkun, bu kitabı yazmasının bir amacını da ‘İnönü hakkında ileri sürülen iddiaları ele alarak, doğruları belgelere dayalı olarak ortaya çıkarmaktır’ diyor.
İnönü’yü daha 25 yaşında 1961’de Kurucu Meclis’e seçimle gelen genç bir siyasetçiyken tanıma olanağını bulan, eski İzmir milletvekili, eski Turizm ve Tanıtma Bakanı, Cumhuriyet Vakfı Başkanı, hukukçu, gazeteci ve yazar Alev Coşkun, Asker İnönü adlı kitabında her iddiayı tek tek yanıtlıyor. 29 bölümde 612 sayfada tüm ayrıntılara yer vererek İnönü’nün 1884-1920 yılları arasındaki yaşamını belgeliyor. İnönü’yü Mustafa Kemal’le birlikte anlatıyor. Mustafa Kemal ile Mustafa İsmet adlarından yola çıkarak büyük benzerliklerine dikkat çekiyor.
İnönü, Mustafa Kemal’in en yakın arkadaşlarından biri. Askerliği, siyasal kişiliği, 14 yıllık başbakanlığı, 12 yıllık cumhurbaşkanlığı olmak üzere 53 yıl, birinci derecede ülke siyasetinde rol alan bir kişi. Bir unvanı da ‘Milli Şef’, yani ‘Millete ait Şef’tir, ‘Ulusal Yöneticidir’, yani ‘gayri milli’ değildir. Ülkeye hizmetleri saymakla bitmez.
Örneğin bilimde, sanatta, kültürde Mustafa Kemal’le başlatılan yenilikler, çoğaltılarak, yoğunlaştırılarak sürdürülmüştür.
Örneğin İnönü’ye, dâhi bilim insanı Albert Einstein, Almanya’dan 40 seçkin bilim insanının ücretsiz olarak Türkiye’ye gelip çalışması için izin verilmesini isteyen bir mektup yazmıştır.
Örneğin İnönü, 23 Ocak 1943’te, Adana’ya gelen İngiltere Başbakanı Churchill’in vaatlerine kanıp Türkiye’yi savaşa soksaydı, eğer küçük bir savaş yanlısı tutum izleseydi, Türkiyemiz savaşa girecekti ve belki de bugün, Türkiye haritası farklı olacaktı.
Kim bilir belki nice çocuk babasız, nice eş kocasız, nice anne baba evlatsız kalacaktı! Ama İnönü kararlılığından hiç ödün vermedi, savaşa hayır, dedi.
İnönü, genç Cumhuriyetin gücünü gösterdi. Bu da ancak ‘milli’ çıkarları gözeten, ‘gayri milli’ olmayan bir yöneticinin alabileceği bir karardı ve güçlü bir duruştu. Hep öyle oldu.
İşte bu büyük yurtsever, tam 45 yıl önce, 25 Aralık’ta gözlerini dünyaya kapadı. Ama gözleri kapalı gitmedi. Çünkü yaşamını dünyayı güzelleştirmek, insanlara hizmet için adamıştı. 89 yıl yaşadı. Yapmak istediklerinin çoğunu, en önemlilerini yaptı.
İnönü’nün en büyük hizmetlerinden biri de Türkiye’yi çok partili yaşama geçirmek için gerekenleri yapmasıdır. Partisinin belki ikinci plana düşeceğini öngörse bile, Türkiye’yi demokrasiyle tanıştırmasıdır.
İşte Alev Coşkun’un bu kitabı, Şevket Süreyya Aydemir’in söylemiyle Türkiye’nin ‘İkinci Adam’ı, Lozan’a katılan ABD delegesi diplomat Joseph L. Crew’a göre de ‘Tarihin en büyük diplomatı’ İsmet İnönü’yü tüm gerçekliğiyle anlatıyor.
2018 biterken iki askeri biyografya yıla damgasını vurdu: Yılmaz Özdil’in Mustafa Kemal, Alev Coşkun’un Asker İnönü. Kitaplığımızın vazgeçilmez iki kitabı bunlar olmalı...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Okullar tatildeyken... 26 Ocak 2023

Günün Köşe Yazıları