Darbe Çarşısı!

14 Eylül 2014 Pazar

Çarşı, sadece Türkiye’nin değil dünya demokrasi tarihinin en önemli davalarından biri haline geldi.
Dünyada futbol bir yanıyla toplumları uyutmak, gerçek gündemin dışında tutmak için kullanılır. Bunun en somut örneğini Portekiz’i tam 36 yıl ekonomi sopasını elinde tutarak yöneten sivil diktatör Antonio de Oliveria Salazar göstermiştir.
Salazar en çok şu sözü ile bilinir:
“Ben ülkeyi 3F ile yönettim...”
3F’nin açılımı şudur:
Fado, fiesta, futbol. Fado, Portekiz’e özgü bizim arabeskimizi andıran bir müzik türü. İyi söyleyen sanatçıdan ilk dinlediğinizde, “Ailesinden birini kaybetmiş, ağıt yakıyor olmalı” dersiniz. Fiesta, Portekizcede eğlence demek. Fadonun tamamlayıcısı. Futbol milyonları peşinden sürükleyen sadece spordan ibaret olmayan bir sektör.
1921’de Katolik Parti’nin kuruluşunda yer alan Salazar, 1926’daki askeri darbenin Maliye Bakanlığı önerisini tüm yetkiler kendisine verilmediği için reddetti. 1928’de istemi kabul edildi. Maliye Bakanlığı’nın ardından “yeni devlet” sloganıyla başbakanlığa yükseldi.
Devamında 3F’nin de getirdiği toplumsal “uyumla” hükmetti.

***

Salazar’la birlikte 20. yüzyılın diktatörleri futbolu hep etkili tutmuşlardır.
Türkiye, çok sık yaptığı gibi dünyayı bir kez daha şaşırttı; futbol taraftarları ülkede gidişe karşı demokratik tavır koyan başlıca güçlerden biri oldu. Beşiktaş’ın taraftar grubu Çarşı öteden beri sürdürdüğü toplumsal duyarlılığını Gezi Direnişi’nde de devam ettirdi. 2013 yılı sıcak haziranının ilk günlerinde Taksim ve çevresinde yükselen toplumsal uyanışta adından sürekli söz ettirdi.
Gezi’nin ruhunu oluşturan mizah gücünü de ustaca kullanan Çarşı, aslında gerginliğe de karşıydı. Polisin olumsuz müdahalelerde bulunmaması için de çaba harcadı! Gezi ile birlikte kendi yarattığı korku imparatorluğunun altında kalan hükümet, bu uyanışı bastırmak için her şeyi yaptı. Durulmanın ardından hükümetin korkusu bitmedi. “Ya bir daha olursa” korkusuyla art arda her biri ötekinden farklı davalar açtı.
7’si yabancı 255 sanıkla en kalabalık davalardan biri İstanbul 55. Asliye Ceza Mahkemesi’nde açıldı, devam ediyor.

***

En ağır dava Çarşı’nın payına düştü. İddianamenin kabulü ile 35 sanıklı davayla birlikte belki de dünyada ilk kez “bir futbol takımı taraftar grubu darbe girişiminde bulunmak için terör örgütü kurmak” suçlamasıyla gündeme gelecek.
Dava kapsamında yargılanacak olan 35 kişiden 32’si hükümeti devirmeye girişmenin yanı sıra terör örgütü kurmak ve yönetmek suçundan da yargılanacak. Davaya İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi bakacak. Aynı üyelerden oluşmuyor ama 13. Ağır Ceza, Ergenekon davasının da mahkemesiydi.
Bütün dünyanın tartıştığı, kimin tarafından kurulduğu, kimlerin kullandığı belirsiz olan, Suriye ve Irak’ta binlerce kişinin öldürülmesi ve sürülmesinden sorumlu tutulan IŞİD’e terör örgütü diyemeyen hükümet, Çarşı grubundan azılı bir terör örgütü çıkardı.
Bu dava rejimin, yargının geldiği noktanın özetidir.
Bu dava topluma “gelişmeleri tribünden izlemeyin” çağrısıdır.
Bu dava eksik açılmıştır. Buna eklenmesi gereken daha binlerce kişi vardır.
İhbar ediyorum... Türkiye’nin en renkli taraftar grubunun davasına ressamların da eklenmesi gerekir. Geçen gün kendi aralarında konuşurken duydum, “fırça darbelerinden” söz ediyorlardı. Demek ki, hükümeti önce fırçalayacaklar sonra darbe ile indirecekler.
Geldiğimiz noktanın tablosu budur!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

ABD gezisi iptal gibi! 25 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları