Muha-tap Kim?

16 Eylül 2014 Salı

Erdoğan ve Davutoğlu aynı gün medya ile görüşme yarışı yaptı. Davutoğlu’nun “muhatap benim” sözü önümüzdeki dönemin anahtarıdır.
13 Eylül Cumartesi günü İstanbul, Cumhurbaşkanı’nı ve Başbakan’ı ayrı ayrı ağırladı.İki makam arasında kriz arıyor değiliz. Ancak ortaya çıkan tablo, Davutoğlu’nun Erdoğan’ın altında rutin bir başbakan olarak görev yapmayacağını gösteriyor.
İki fotoğrafı yan yana koyalım...
Erdoğan cumartesi günü öğle saatlerinde Beylerbeyi Sarayı’nda tıpkı başbakanlığı döneminde olduğu gibi “seçilmiş” basın mensuplarıyla görüştü. Cumhurbaşkanlığı basınla yapılan görüşmenin basına kapalı olduğunu açıkladı! 3 saatlik görüşmeye katılan ocaktan gazetecilerden Akşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Ocaktan çıkışta, Erdoğan’la etrafımızdaki güncel gelişmeleri, yeni anayasayı, AB sürecini, paralel yapıyla mücadeleyi konuştuklarını açıkladı. Görüşmedeki öteki gazetecilerin aynı gece televizyonlardaki yorumlarına göre, Erdoğan Suriye konusunda haklılıklarının ortaya çıktığını söylemiş, AB sürecinin hızlandırılması gerektiğini vurgulamış. Toplantı gözlemlerinden biri de Erdoğan’ın “enerjik ve istekli” oluşu idi.

***

Davutoğlu’nun da cumartesi programının öğleden sonraki bölümünde Dilovası’nda bir yatırım incelemesine katılmak vardı. Ancak bu iptal edildi. Hemen yeni bir düzenleme yapıldı. Programa Dolmabahçe Sarayı’nda medya mensuplarıyla görüşme kondu.
Erdoğan’ın basınla görüşmesi basına kapalıydı, ama bereket Davutoğlu’nun basınla görüşmesi basına açıktı, yani yazılabilirdi. Dünkü gazete haberlerinden bunu anlıyoruz. Çözüm sürecinden IŞİD’e, AKP’nin kurumsallaşmasından siyaset diline kadar her konuda görüşlerini açıklayan Davutoğlu’nun muhalefet partilerine yönelik şu sözleri öne çıktı:
“Muhatapları artık benim. Siyasi kültür içinde eleştiri yapsınlar. Cumhurbaşkanı siyasetin üstündedir. Cumhurbaşkanımızın tartışma konusu yapılmaması lazım. Ona yönelik tartışma, siyasetin doğasını bozar. Taşların yerine oturmasını imkânsızlaştırır. Tartışma hükümetle muhalefet arasında olur.”
Davutoğlu’nun bu sözleri üzerine gazetecilerin, “Yani ben yumuşamadan yanayım mı diyorsunuz” sorusuna karşılığı şu olmuş:
“Ben başbakanlığı aldıktan sonra tek kutuplaştırıcı söz duydunuz mu?”

***

Başta vurguladığımız gibi yukarıda özetlediğimiz tablonun içinde kriz aramaktan çok muhatap arıyoruz.
Olması gereken, rejimin doğası Davutoğlu’nun sözleri. Ancak aynı gün içinde yapılan bu iki görüşme şunu gösteriyor:
Erdoğan, nereye giderse gitsin ipleri elden bırakmak istemeyecek. Siyasetin hem en üstünde hem tam ortasında olacak.
Davutoğlu, geçiş dönemi başbakanı olarak anılmak istemeyecek. AKP liderliğine ve Başbakanlık’a kendi damgasını vurmak için her şeyi yapacak.
Ankara kulislerinde Davutoğlu’nun bu özelliği uzunca bir süredir konuşuluyordu. Erdoğan’ın yapısı da herkesçe bilindiği için “çok uyumlu bir ikili yapı” hedefinin gerçekleşmesinin zor olacağına dikkat çekiliyordu.
Cumartesi günü yaşanan medya kapmaca önümüzdeki döneme ilişkin ciddi ipuçları vermektedir.
Erdoğan için “muhatap” sözcüğünün en muteber hecesi son hecedir.
Davutoğlu için, aldığı görevi başarısızlıklar içerse bile sonuna kadar götürmek elzemdir.
Erdoğan, gerilim üretmeyi siyaset yapmanın en önemli aracı haline getirmişti.
Davutoğlu, Konya milletvekilliğinin de hakkını vererek “Kim olursan ol, istediğin eleştiriyi yap, ama düzeyi yerinde olsun, artık muhatabın benim” diyor.
Yeni bir siyasi iklime giriyoruz...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Güven end-eksi! 2 Mayıs 2024
Emek en cüce değerdir! 1 Mayıs 2024

Günün Köşe Yazıları