‘Bal’ Gibi Demokrasi!

22 Kasım 2013 Cuma

AKP’de son dönemde parti politikalarına eleştirel çıkışıyla dikkat çeken Kütahya Milletvekili İdris Bal’ın ihraç istemiyle disiplin kuruluna sevk edilmesi, birkaç açıdan üzerinde durulması gereken bir konudur.
Her şeyden önce iktidar partisinin her fırsatta övündüğü ‘demokrasi’ anlayışının 12 yılda nereye geldiğini göstermesi açısından önem taşıyor. Partisinin ve onun liderinin bazı konulardaki görüşlerine eleştirel düşüncelerini açıklayan bir milletvekilinin partiden ihraç edilmek istenmesi, ifade özgürlüğü ve farklı görüşlere saygı gibi çağdaş demokrasilerin en temel ilkelerinin ihlali niteliğindedir. Bu, hükümetin ‘muhalefet lideri ve üyelerini savcıya şikâyet etme’, ‘çözüm sürecinde farklı konuşan BDP’lileri İmralı’ya göndermemekle cazalandırma’ ve ‘icraatları eleştiren gazetecileri patronlarına şikâyet etme’ gibi uygulamalarıyla paralellik arz eden bir ‘demokrasi’ sorunudur.
Ayrıca bu ihraç girişimi Başbakan Erdoğan’ın o dilinden hiç düşürmediği ‘millet iradesi’ kavramıyla da taban tabana zıtlık arz etmekte. Kütahya seçmenleri Bal’ı kendilerinin sözcüsü olması için milletvekili seçerek AKP sıralarından Meclis’e gönderdi. Bal da eleştirel davrandığı birçok konu, sadece kendisini değil seçmen tabanını da rahatsız ettiği için bu eleştirilerini kamuoyu ile paylaşmayı tercih etmiş gözüküyor. Eleştirileri nedeniyle onu ihraç etme arayışı, yaptıkları her icraatı ‘millet iradesi’ kılıfına sokan bu hükümetin kendi kendisiyle çelişmesi anlamına gelir.

Göz korkutmak için 
Başbakan ve kurmaylarının girişiminin hedefinde Bal kadar, eleştirilerini onun gibi kamuoyu ile paylaşmaya hazırlanan milletvekilleri de yer alıyor. Dünkü çıkış, bu aykırı görüşteki vekillerin gözünün korkutulması ve susturulması anlamını taşıyor. Son dönemde AKP’den gelen ve bizzat Başbakan’ın öznesi olduğu üç önemli çıkışı, AKP grubu içinde sindirmekte güçlük çekenlerin sayısı giderek artıyor. Üç konu sırasıyla ‘kızlı erkekli evlere denetim’, ‘dershanelerin kapatılması’ ve ‘Erdoğan’ın Diyarbakır ve Ankara’da Kürt sorunu konusunda yaptığı açıklamalar’ oldu. Öyle anlaşılıyor ki parti yönetimi giderek yükselen eleştirilerin önünü kesmek için AKP grubunu Bal üzerinden ‘hizaya getirme’ kararı almış durumda.

Kurşun asker isteniyor
Tabii konunun bir de ‘milletvekillerinin sesini duyurmasının zorluğu’na ilişkin bir boyutu var. Türkiye’de öteden beri siyasi partiler yasası ve bunun uygulamaları hep lider odaklı olageldi. Özellikle sağdaki partilerde milletvekillerinin partilerine yönelik eleştirilerine pek sık rastlanmaz. Rastlansa bile medyanın genel merkeze ve yöneticilere odaklı bakış açısı nedeniyle eleştirilerini duyuracak platform bulmakta güçlük çekerler. İşte şimdi, bu tür sıkıntıların yayılmasında sosyal medya fevkalade etkin bir platform haline dönüşmüş durumda. Ama görüyoruz ki AKP, sosyal medyaya yapılacak açıklamaları da disipline sokmak için devreye girmiş durumda. Milletvekilleri adeta birer ‘kurşun asker’ konumuna sokulmak isteniyor...

***

Başbakan Erdoğan hafta sonu Diyarbakır’da yaptığı konuşmada, muhaliflerini “Farklılıklara tahammül edemeyenler”, “Kendileri gibi düşünmeyenlere kastedenler” diye başlayan cümlelerle eleştiriyordu. Bal’ın ihracına yönelik dün atılan adım, şimdi kendisini aynı eleştirilerin hedefine koyacaktır.

Hamzaçebi: Anayasa masasında haklı çıktık
Anayasa Uzlaşma Komisyonu çalışmaları, TBMM Başkanı Cemil Çiçek ve AKP’nin çekilmesiyle başarısızlıkla sonuçlandı. Görüşmeler boyunca CHP ‘Neden masadan kakmıyorsunuz’ eleştirileri altındaydı. Dün konuştuğumuz CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi’nin yaklaşımı şöyle:
Toplumun önemli bir kesimi AKP’ye güvensizlikleri yüzünden bu sürece şüphe ile baktı. Biz ise AKP’nin özgürlükçü bir anayasa istemeyeceğinden emindik. Onlar daha ilk günden ‘Nasıl olsa bunlar masadan kalkar’ mantığıyla masaya oturdular. Bizim kalkmadığımızı ve kalkmayacağımızı görünce de komisyonu kilitlemek için başkanlık sistemini önümüze getirdiler ve son ana kadar da çekmeyerek uzlaşma istemediklerini ortaya koydular. Son yaptıkları ‘60 maddeyi çıkaralım’ önerisinde de niyet yine komisyonun dağılmasını sağlamaktı. Biz tüm bu süreçte Cumhuriyetin temel ilkeleri ve niteliklerinden vazgeçmeyeceğimizi gösteren bir tutum içinde olduk ve sonunda AKP masadan kalkmak zorunda kaldı. Süreç bizi haklı çıkardı.”



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Büyü Bozuluyor 26 Ocak 2015

Günün Köşe Yazıları