Ve Suriye Türkiye’ye Girdi!

22 Eylül 2014 Pazartesi

Hükümetin çok arzu etmesine karşın Türkiye Suriye’ye giremedi ama Suriye Türkiye’ye biner biner giriyor.
Suriye’de iç savaşın patladığı 2011 yılından bu yana 2 milyona yakın Suriyelinin Türkiye’ye geldiği tahmin ediliyor. Bunlardan maddi durumu iyi olanlar Türkiye’de fazla durmuyor, bir yolunu bulup Batı’ya gidiyor. Kalanlar, Türkiye koşullarına teslim oluyor. Bütün kentlerimizin köprü altlarında, terk edilmiş binalarında, otogarlarında Suriyelilerimiz var.
Suriyelilerimiz diyoruz, zira kısa sürede ülkelerine ya da daha güvenli bir limana gitmeleri olası görünmüyor.
Son birkaç gündür Suriye sınırımızdan gelen haberler, IŞİD teröründen kaçanların yaşadığı dramlarla dolu. Soğuk Savaş’ın bitiminden bu yana etrafımızda yaşanan her iç gerilimin göç faturası bize çıkıyor. Bu kez de benzer bir kaderi yaşıyoruz. Son göç dalgasının da ucu açık, yelpazesi geniş. IŞİD’in önüne kattığı herkes kendisini Türkiye sınırına atıyor. Şu aşamada gelenlerin kim olduğunu sormak, bilmek de neredeyse olanaksız. Bunu bir süre sonra yaşayarak anlayacağız.

***

Sınırımıza dayanıp insanlık bekleyenlere bizim yapmamız gereken elbette insanca yaklaşmak. Konunun bu yanının altını özenle çizdikten sonra IŞİD’le ilgili uluslararası alandaki Türkiye algısına geçelim.
İşte iddia başlıkları:
? IŞİD militanlarının Türkiye’de özel eğitim gördüğü kamplar var.
? Başta İstanbul ve Ankara olmak üzere kimi kentlerde IŞİD’e eleman sağlayan yerel organizasyonlar var.
?IŞİD’in Suriye ve Irak’ta güçlenmesinde başlıca etken Türkiye’den gelen destek oldu.
? Türkiye IŞİD kontrolündeki tesislerden petrol alıyor.
Bu iddiaların her biri ötekine rahmet okutacak düzeyde vahim. Başta Cumhurbaşkanı olmak üzere AKP katlarından herkes bunları besleyen haberlere ateş püskürüyor. Erdoğan, “adilikten” başladı “alçaklıktan” çıktı.
Özellikle uluslararası ilişkilerde “algı” her şeyin önüne geçiyor. Türkiye bir yandan sınırına dayanmış göçe insani olarak kucak açarken bir yandan da teröre destek veriyor algısıyla karşı karşıya.
Kabul edilemez bir durum.

***

Bu algıyı ortadan kaldırmanın yolu; şiddetli yalanlamalar, karşı suçlamalar değil. Türkiye AKP iktidarı ile birlikte Ortadoğu’ya bakışını değiştirdi, sorunların çözümüne katkıda bulunmaya değil, taraf olmaya odaklandı. Öylesine odaklandı ki, bütün krizli ülkelerde o toprakları temsil eden devletin karşısında yapısı, hedefi belirsiz örgütleri muhatap alır hale geldi.
Bu durum da Türkiye’ye yönelik hemen her suçlamaya haklılık payı verdi.
Davutoğlu’nun, şu anda Birleşmiş Milletler’de temsil edilen bir devletin başkanı olarak Esad’ın mutlaka gideceğini söylediği ve haftalarla ömür biçtiği günün üzerinden 26 ay geçti. Temmuz 2012’de Dışişleri Bakanı olarak bu derin stratejide bulunmuştu.
Bugün Esad, uluslararası alanda yasallığını 2011-12’ye göre daha da güçlendirdi. Bu değerlendirmeyi yaparken Esad’ın demokratik bir lider olduğunu, attığı adımları onayladığımızı söylemiyoruz. En uzun sınırımızın olduğu ülkenin iç durumundan söz ediyoruz.
Yaşadığımız drama bakın:
Dünya Türkiye’yi terör örgütüne destek veren ülke diye suçluyor...
Suriye’de terörden kaçanlar Türkiye sınırına yığılmış bizden insanlık bekliyor...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Güven end-eksi! 2 Mayıs 2024
Emek en cüce değerdir! 1 Mayıs 2024

Günün Köşe Yazıları