Don Kişot’u tanır mısınız?

06 Şubat 2019 Çarşamba

Çocukluğumda okumuştum Cervantes’in Don Kişot’unu. Uşağı Sancho’yu, dert ortağı yorgun atı Rosinante’sini, sevgilisi Dulcinea’yı daha o yaşlarımda tanımıştım. Sonra Robert Kolej’rdeki edebiyat dersimizde derin derin inceledik. Bütün hayat felsefesi, hicviyle ve parodileriyle Don Kişot benim ve eşimin yaşamında favori kitabımız oldu. Hatta teknemizin adını bile Rosinante koymuştuk!
Jules Massenet’nin Don Kişot operası Henri Cain’in librettosuyla 20. yüzyılın ilk günlerinde yazılmış, post Romantizm’in zengin orkestra renklerini ve uzun anlatımını işlemiş bir eser. Türkiye’de ise ilk kez bu mevsim, Süreyya Operası’nda İDOB tarafından sahnelendi. Ben son temsiline yetişebildim. Rejisör Recep Ayyılmaz, o küçücük Süreyya sahnesine pek çok şey yerleştirmişti: Başoyuncuların yanı sıra kocaman koroyu, dansçıları; ikinci planda, üst kattan güzelim sesiyle ve bilge şancılığıyla şarkı söyleyen mezzo soprano Aylin Ateş’i ve bir de Don Kişot’un hayallerini! Yer yer çok kalabalık görünen bu sahneleri acaba Don Kişot’un zengin hayal gücü olarak düşünebilir miyiz? Ne de olsa onun beyninde kocaman kalabalıklar var: Kurtarılması gerekenler, savaşılması gerekenler ve derin aşklar. Suat Arıkan, Don Kişot kimliğini onca yılın deneyimiyle canlandırdı. Benim için temsilin sürprizi Şanzo Panza rolündeki Işık Belen’di. Bu Ankara doğumlu sanatçı Hacettepe Konservatuvarında Murat Göksu ve Pekin Kırgız ile eğitim görmüş. Onu 2002’deki Siemens Yarışması’ndan anımsıyorum. Sonra İtalya’nın çeşitli operalarında oynamış, Salzburg Mozarteum’da master derecesi almış, çeşitli kentlerde ödüllere değer bulunmuş ve ünlü opera festivallerine katılmış. Güzelim bariton ses rengi ve bilge oyunculuğuyla Işık Belen’in adını yarınlarda daha çok duyacağız. Bu kez Zdravko Lazarov yönetimindeki opera orkestrası yıllar boyu olduğu gibi yine nitelikliydi. Ancak oyunun Fransızca olması ve ne yazık ki çoğu sanatçımızın dili bilmeden ezberlemesi herhalde eserdeki en ağırlıklı negatif puanları topladı.

Piyanist Jerfi Aji’ye Sicilya’dan ödül
Ocak ayının son haftasında Catania’da düzenlenen Uluslararası Sicilya Piyano Yarışması’nda Jerfi Aji, üç finalistten biri oldu. Jüri başkanlığını Avustralyalı duayen piyanist Leslie Howard’ın yaptığı yarışmanın finalinde yer alan altı yarışmacı arasında özel ödül aldı. Jerfi’nin kazandığı ödül, Vermeer etiketi altında kayıt yapma hakkı. 1976 İstanbul doğumlu sanatçı, lisans eğitimini İTÜ Makina Fakültesi Tekstil Mühendisliği bölümünde, yüksek lisansını Boğaziçi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği bölümünde tamamladı. Piyanoya 5 yaşında özel derslerle başladı. İTÜ Dr. Erol Üçer Müzik İleri Araştırmalar Merkezi’nde (MİAM) piyano çalışmalarını piyanist Ayşegül Sarıca ile sürdürdü ve yüksek lisans derecesi elde etti. 2011 yılında John Hopkins Üniversitesi Peabody Konservatuarı’nda, Marian Hahn ile çalışarak doktora derecesi aldı. Halen İTÜ-MİAM’da doçent.

47. İstanbul Festivali
47. İstanbul Festivali dün sabah yeni direktörü Efruz Çakırkaya ile yeni programını tanıttı. Çocuklardan olgun kişilere akan, kentin tarihi binalarından sokaklara taşan, dünyanın dört bir köşesinden sanatçıları yanı başımıza taşıyan zengin bir program. Haftaya bir “klasik müziksever” olarak ayrıntılarıyla değineceğim.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Eski bayramlar 10 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları