Hikmet Çetinkaya

Anaokulu Çocuklarına Mescit...

26 Eylül 2014 Cuma

Kendi mezhep penceresini açıp oradan seyrediyor dünyayı, Ortadoğu’yu, Türkiye’yi... 
12 yıldır iktidarda...
Yandaşlar bir aşağıdan bir yukarıdan, sağdan soldan övgüler düzüyorlar, dünya lideri olarak görüyorlar onu...
Aklı fikri Esad!
Bir dönem kardeşi olan, Bodrum koylarında ailecek tatil yapılan Esad!
Tam dört yıldır düşman...
IŞİD belası Bağdat-Şam eksenli, şeriata dayalı bir devlet kurmak için, insanları dilim dilim doğrarken, o dünyaya sözde meydan okuyor!
Bu arada zorunlu din eğitimi, okullara “ibadethane” adıyla sunulan “mescit”, mezarlıklarda, camilerde uygulamalı din dersi...
Elbet mezhepçiliğin içinde tarikatçılık da var!
Türkiye’de siyasal istikrar yok!
Din ve inanç özgürlüğü yok!
Hukukun üstünlüğü ilkesi yok!
Adalette eşitlik, dürüstlük yok!
Eli kanlı köktendinci terör örgütü IŞİD’e, El Kaide’ye ve El Nusra’ya her şey var...
Neredeyse anaokullarına bile mescit açılacak...
9-10 yaşlarındaki kız çocuklarının başlarını türbanla (sıkmabaş) örttürerek, laik demokratik Cumhuriyete meydan okunuyor...
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin “zorunlu din dersleri”nin kaldırılmasına ilişkin kararı yok sayılıyor...
Din ve inanç özgürlüğü ihlal ediliyor, mezhepçilik körükleniyor...
Bunun adı özgürlük, demokrasi falan değil, baskıcı bir rejim! Yargı kararlarını uygulamamak hangi hukuk devletinde var bugün?
Bir de AB’ye gireceğiz, özgür çağdaş toplum yaratacağız, IŞİD’i, El Kaide’yi, El Nusra’yı besleyerek...
Ardından BM’de atıp tutacağız, yaşam hakkından, darbelerden, hukuktan, çağdaşlıktan, özgürlükten ve demokrasiden söz edeceğiz...

***

Suriye, Irak ve Türkiye ekseninde yaşananlar, olayların üstünü örtmek için kafa karıştıranlar...
İktidarın “özgürlük” paravanı altında 9-10 yaşlarındaki kız öğrencilerin başlarını örtme kararnamesi...
Türban, başörtüsü, sıkmabaş!
Tarikat, mezhep!
Tüm bunların din ve inanç temelini oluşturması...
Yaşamda bedel ödeyen en alttakiler...
Ezilenler...
Ölümden kaçan halklar...
Kapalı kapılar ardında yapılan siyasal ittifaklar...
IŞİD operasyonunda ölümden kaçan binlerce Rojavalı Kürt kadınları, hasta bebeleri...
Onların yükselen çığlıkları:
“Türkiye bizi korusun ki bizler yeniden yaşadığımız coğrafyaya geri dönelim!
Biz Kürtler Esad
döneminde mutlu bir biçimde kardeşçe yaşıyorduk.”
Sayıları 150 bini aşan Rojavalı Kürt sığınmacı...
Camilerde, sokaklarda...
Çocuklar kaygılı, kadınlar kaygılı...
Türkiye’yi yönetenler ise kendi mezhep penceresinden bakarak “özgürlük engeli”ni küçük kız çocuklarının başını örterek aşıyor, “yeni bir İslam” yaratma peşinde koşuyorlar.
Bir “örtünme fetvası” verildi, Türkiye demokrasiyi, özgürlükleri yaşam biçimi yaptı(!).
Bu fermanın bilimsel bir açıklaması var mı?
Eşitlik ve ayrımcılığı dokuzon yaşındaki çocuklar nasıl bilecek...
Sanki eşitlik adına demokrasi ve özgürlük yaratılıyor böylece!

***

Gerici bir eğitim sistemine doğru hızla ilerlerken Şırnak’ın Cizre ilçesinde IŞİD’i protesto eden PKK’liler yol kesiyor, Atatürk heykelinin üzerine benzin dökerek yakıyor...
Bir tepki yok, ses yok!
Mustafa Kemal’in “Kurtuluş” ve “Kuruluş”unu bilmeyen PKK, hâlâ IŞİD’in Suriye’de Rojavalı Kürtleri kıtır kıtır kestiğini, köylerini yakıp yıktığını bilmiyor...
Rojavalı sığınmacı Kürtlerin dramını göremedikleri belli...
Toplum olarak acınası bir durumdayız...
Suriyeli Kürtlere bir kulak verin sadece...
Onların çığlıklarını duyun!
Laik eğitim elden gidiyor bir de ona bakın, sesinizi çıkarın...
Ortadoğu alev alev yanıyor...
IŞİD, bu kez Libya’da bir Fransız rehinenin başını gövdesinden ayırıyor!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018
Hoşça kal hüzün... 6 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları