Cüneyt Arcayürek

Farklılık!..

24 Kasım 2013 Pazar

Devlette ve toplumda söz ve ses sahibi olan kişilerin kimi açıklamalarına insan acaba söyledi mi diye kuşkuyla bakıyor.
O insanların on yıllık geçmişini bilmek son söylemlerine pek çok çevrenin kuşkuyla bakmasına neden oluyor...
Bu kanıyı kanıtlayacak bir değil birçok örnek aynı günlerde görsel ve yazılı medyanın gündemindeydi.
Ne var ki bu örneklere bakarak hayret ve şaşkınlık duygusuna kapılmamak gerek.
Zira bu türden örneklere yalnız siyasette, yalnız devletin üst bürokrasisinde değil; güncel yaşamımızda hemen her alanda rastlanıyor.
RTE’nin dün söylediklerini bir süre sonra yalanlamasına o kadar çok rastlandı ki, adeta toplum, kamuoyu bağışıklık kazandı..
Söylediğini yalanlıyor da ne oluyor?
Toplumda bu ikiyüzlülük tepkilere neden olmuyor, en ufak iz bırakmıyor.
Medya dünü anımsatmadan son söylediğini yeni bir ifadeymiş gibi büyük başlıklarla haberleştiriyor.

***

Dün bu gerçeği anımsatan bir haber yayımlandı.
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç; katıldığı bir etkinlikteki konuşmasında, yıllardır muhalefet partililerin, iktidara kul olmayan ilim adamlarının, muhalif medyanın ve yazarlarının söylediklerini, yazdıklarını yineledi.
RTE’nin uyguladığı tek adam yönetimlerini, demokratik rejim adına yıllardır medyaya yansıyan sakıncaları bugün gördü.
“Hükümetin Meclis üzerindeki vesayetin bütün ağırlığıyla devam ettiğini” söyledi.
Yıllardır süregelen tek adam uygulamalarına şimdi karşı çıkıyor, örnek veriyor; “Hükümetten ne gelirse Meclis öyle yasa çıkarıyor” diyor.
Hükümet ne derse eyvallah diyen Meclis değil Haşim Kılıç, yine iktidarı kollayan bir cümle kuruyorsunuz.
Asker gibi üstten gelen her emre parmak kaldıran, o emre uymayan muhalefetten gelen uyarıları da dikkate almadan kabul eden Meclis’teki AKP vekil çoğunluğu!

***

Demokratik bir düzenden söz edilebilmesi için demokratik bir anayasanın zorunlu olduğundan söz ederek yeni anayasa hazırlık çalımalarının tıkanmasını eleştiren Haşim Kılıç’a göre, aksi halde rejim üzerinde tartışmalar devam edecek...
Yeni anayasa yapılamadığına göre, bugünkü anayasada yeniden düzenlenmesini gerekli gördüğü bir önerisi var.
Anayasanın cumhurbaşkanlarına tanıdığı yetkilerle donanmış bir kişinin, isim söylemiyor ama elbette RTE’nin; Çankaya’ya çıkmasındaki sakıncaların, ancak cumhurbaşkanının, devleti içeride ve dışarıda temsil edecek sembolik konuma getirmekle önlenebileceğini zorunlu görüyor.
CHP yıllardır söyler durur ama Haşim Kılıç, maşallah yıllar sonra nihayet farkına vardı.
Seçime beş kala şayet bir Meclis demokratik bir anayasa yapmak istiyorsa, öncelikle seçim ve partiler yasasını yenilemenin gerekli olduğuna, yüksek seçim barajına değiniyor.
Hele tutuklu milletvekilleri sorununa değinmesi?
Anayasadaki ilgili maddeye bir fıkra koyarak sorunun çözülebileceğini yıllar önce söylemiş, hatta hukuksal açıdan dayatmış olsaydı Kılıç; ola ki iktidarı bu yola itebilirdi. Ama ... yıllardır sustu bu konuda.
Şimdi milyonlarca oyla seçildiler diye hâlâ içeride yatmalarına karşı çıkıyor.
Özetlersek: Anayasa Mahkemesi Başkanı olarak Kılıç; zamanında bugün dile getirdiği uyarıları yapsaydı, elbette etkili bir görev yapmış olabilirdi.
Ne çare Kılıç; atı alan Üsküdar’a geçtikten çok sonra kimi gerçeklerden söz ediyor.

***

Başbakan’ın Rusya’da Putin’e, “Şanghay İşbirliği Teşkilatı’na bizi de alın ve bizi de AB sıkıntısından kurtarın” dedi.
Bu sözlerin elbette nereye varacağını pekâlâ biliyordu RTE..
Bu söz AB’ye sitem içerikli bir gönderme diye algılandı haberlerde.
Oysa AB’de bu söylem:
RTE Türkiye’sinin zaten örgüte tam üyelikten kaçmayı ve buna karşılık Batı’da insan hakları, basın özgürlüğü gibi kimi nedenlerle hoş görülmeyen Şanghay Beşlisi’nin işbirliği teşkilatına üye olmayı yeğlediğine...
...RTE’nin zaten Batı’ya değil Doğu’ya dönük yüzünü bu kez yarı şaka yarı ciddi bir ifadeyle Rusya’da gösterdiğine ilişkin kanılarla yorumlanacak.

***

Farklı özleyişler gündemde.
RTE, AB’den... ülkenin özlenen demokrasiye kavuşmasını özleyenler de RTE’den kurtulmayı bekliyor!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Viraj ustası 10 Mayıs 2015
Ya sen nesin? 9 Mayıs 2015
Anlamaz 8 Mayıs 2015

Günün Köşe Yazıları