Hikmet Çetinkaya

Kan Denizinde Boğulan İnsanlık...

08 Ekim 2014 Çarşamba

Gerçek mutluluğu, yaşama sarılmayı unuttuk, ölüm ve vahşete tanık oluyoruz...
Anılarımız bizi uzak iklimlere götürmüyor...
Tam karşımızda, 500 metre kadar yakınımızda, Kobani’de sokak savaşları sürerken IŞİD kapıları çalıyor...
Ölüm!
Katliam!
Yaşanan o an, havan topları, şarapnel parçaları...
İnsan duyarlılığı yok olmuş, köktendinci bir terör örgütü yakıp kavuruyor...
Güz yağmuruyla yükselen bir toprak kokusu yok!
Ölüm kol geziyor!
Paylaşım, mutluluk, barış, insanca yaşama duygularımız körelmiş, emperyalizmin kucağına düşmüş uluslar, mezhep çatışmalarıyla, sömürü düzeninin çarklarında yitip gitmiş...
Yedi renge bürünmüş gülümsüyor gökkuşağı... İnsani duygular, yerini kan denizine bırakmış.
Ey insanlık artık ayağa kalk ve gözlerini Ortadoğu’ya çevir, ölümü, katliamı gör...
Dünyanın bir hücre olduğunu unutma yarınlara doğmak için.
Tarih, insanın bilinçlenip başını yükseltmesinin öyküsünü anlatan bir kitaptır...
Kutsal bir kitap.
Okitabı öp, başına koy...
Kıpırda biraz, kıpırda...
Dik dur!
Kobani’deki kıyımı görmek için gözlerini iyice aç...
Zamanı gelip geçti bile...
Kır karanlığın kapısını, ölüm ve vahşet Kobani halkının kapısına dayanmış...
Dikil onun için, dikil ki o cellatları birer birer yok edelim...
Dünya halklarının kardeşliği budur...
Hayata sarılmak, belayı başından kovmak!
Gökkuşağını o kan denizinden kurtarmak...
O zaman ağaracak ufuklar günden güne, o zaman gülümseyecek çocuklar...

***

Bilimsel teknolojik devrimler olurken, sınırsız bilgiye ulaşırken, köktendinci bir terör örgütü kelle avcılığı yapıyor yanı başımızda.
NATO, “ittifakın IŞİD saldırılarına karşı gerekirse Türkiye’nin yanında yer alacağı” açıklamasını yaptı.
NATO güçleri Türkiye’yi hangi tehditlere karşı koruyacaktı bilmiyorduk...
Bizim için IŞİD bir tehdit değildi galiba!
Eh ne de olsa beslemiştik onları, kollamıştık, Esad’a karşı örgütlemiştik belki de, ne bileyim!
Benim korkum IŞİD, PYD-PKK savaşında bir öfke patlamasının olması, Türkiye’nin bu savaşı sadece izlemesi, IŞİD’e karşı bir tavır almayacağı yolundaydı...
O zaman ülkemde her şey olabilir, yer yerinden oynayabilirdi...
Ne yapacaktık, nasıl bir yöntem izleyecektik?
Kobani IŞİD belasından nasıl kurtulacaktı?
Tarihsel değişim, toplumsal dönüşüm, mutluluk, hayata tutunmak!
Büyük göç sürüyordu Türkiye’ye...
Öte yandan hayatın üzerine yağan mermiler, bombardıman, çaresiz Arap toplumunun sevinç çığlıkları...
ABD yine kurtarıcı rolü üstlenmişti bu kirli mezhep savaşında!
Hepsi ama hepsi Ortadoğu dramının içinde yer alıyordu...
Yaşananlar bizim için çok bilindik!
Irak’ın işgalinde tanık olmuştuk...
Sözde demokrasi getireceklerdi Irak’a...
“Arap Baharı”nı birlikte yaşamadık mı?
Bir de baktık, Suriye karıştı...
Sınırlarımız hemen açıldı...
1.5 milyon Suriyeli sığınmacı, neredeyse en az 10 ülkenin istihbarat ajanları, El Nusra kampları, “insani yardım” adıyla silahlar, mermiler, TIR’lar...
Uydurulan hikâyeler, haşhaşi masalları...
Acıya acı kattık, kattırdılar ya da...
Kardeşim Esad, düşmanım Esed... Sen önden git Türkiye, ben arkadan gelirim...
Kobani’ye girerim ama Esad’ı da deviririm...
Yok canım Esad yerinde kalsın!
O zaman Kobanili Kürtler ölsün!
Bu mudur insanlık?

***

Ölüm ve vahşet kapıya dayanmış...
ABD uçakları havadan vuruyor Kobani’de...
Kürt kadınlarının çığlıklarını duyuyor, acılarını, büyük göçü, ölümü, katliamı görüyor musunuz?
Ey insanlık, kan denizinde boğuluyorsun!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018
Hoşça kal hüzün... 6 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları