Seçimin dili...

20 Mart 2019 Çarşamba

Türkler, Arapça ibadet eder, İngilizce iş arar, Farsça âşık olur, Türkçe kavga eder...
Seçim kampanyası bu söyleme haklılık veren bir havada geçiyor.
Hani iktidarın mitingleri için 18 yaş uyarısı yapılsa yeridir.
Geleneksel olarak seçim kampanyaları sert geçer, atışmalı geçer. Ancak bu kez işin içine her şey karıştı.
Kavgada edilmeyecek sözler, kent meydanlarında, canlı yayında söyleniyor. Çöp, çukur, terör sevici... Bu sütuna alabildiklerimiz!
Artık okumak deyince, kitap-gazete okumak ilk akla gelen şey değil. Önce canına okumak, sonra bildiğini okumak, ardından meydan okumak, devamında gelsin hariçten gazel okumak...

***

Seçim meydanlarındaki bu okumalara karşın, belediye başkan adaylarının daha farklı bir dil aradığı dikkati çekiyor.
İktidar kanadından örnek verirsek: İstanbul adayı Binali Yıldırım, “Bunca yıl değişik kademelerde görev yaptık. Şimdi de bu memuriyeti verdiler” havasında. Erdoğan’la Bahçeli’nin seçim meydanlarındaki sözlerini ona sorsalar, çoğuna katılmadığını ifade edebilir. Zaten bunun ipuçlarını veriyor.
Ankara’da Özhaseki, AKP Genel Merkezi izin verirse Yavaş’la tartışmaya katılacak! Bir ara, “Melih Gökçekin dili işe yarar mı” diye baktılar, tutmayacağı anlaşılınca vazgeçtiler.
İzmir’de Zeybekci, başından beri İzmir’in dilini yakalamaya çalışıyor, ama olmuyor. Kampanyaya başlarken, mahallenin en güzel kızı diye söze girdi... Devamında şaraplık üzüm bağlarında dolaştı...
İzmir’de şarap, Denizli’de ya Rab! Olmuyor...
Bunun oyundaki adı zeybek değil, bu başka bir oyun...
İktidarın Bursa adayı da başkan adaylığı nasıl olur, gösterdi!
Üç büyük kentte CHP’nin gösterdiği adayların oluşturduğu dil ise iktidarın kavga kültürü ile taban tabana zıt...
İmamoğlu, tam bir sakin güç havasında, yeri geldiğinde taşı gediğine koyup işine bakıyor. Binlerce kişinin elini sıktı, daha canını sıktığı bir kişi olmadı.
Mansur Yavaş, iktidar korosunu yavaşlatan bir kararlılıkla devam ediyor. Geçen hafta Yavaş’ın önünü kesmek için akla gelen gelmeyen her yöntemin deneneceğini vurgulamıştık. Dün bir hamle daha yaptılar; başkasının işlediği suçu bildirmeme suçu işlemiş. Yakında trafikte hızlı giden herkesin cezasını “Niye yavaşlatamadı” diye ona kesip, iflas ettirmeye girişecekler.
Artık sırıtıyor!
İzmir’de Tunç Soyer, bazen gülümsemiyor! Tüm şehri kucaklayan güler yüzlü bir anlayış, dileriz Türkiye’nin tümünde etkin olur.

***

Meydanların diline dönersek...
Medya baskın olarak Erdoğan-Bahçeli konuşmalarını veriyor. Bu dil de başta vurguladığımız gibi barış ve huzurun dili değil.
Tek dil, tek devlet, tek bayrak demekle iş bitmiyor.
Türkiye’nin yeni bir siyaset diline gereksinimi var.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

ABD üçgeni! 14 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları