‘Muhteşem sefalet’e devam
Özdemir İnce
Son Köşe Yazıları

‘Muhteşem sefalet’e devam

03.05.2019 07:30
Güncellenme:
Takip Et:

Bu gidişle benim makamın adı “Tersi/Yüzü” değil de “Yeni Havaalanı’ndan Şikâyet Masası” olacak. O kadar çok şikâyet yazısı geliyor. Kuşkusuz öyküsü olanlar ilgimi çekiyor. Nedense herkes adının gizli kalmasını istiyor. Nihayet adını sakınmayan bir babayiğit çıktı: Değerli dostum, büyük ressam Muzaffer Akyol. Muzaffer’den başlayalım:

***

Saygın dostum Özdemir abim,
Bugünkü Cumhuriyet gazetesindeki makalenizi okudum. Çok efkârlandım ve duygulandım. ‘Yeni havalimanı’ sefaletini acı çekerek yaşayanlardan biri olarak size teşekkür ederim.
9 Nisan günü İzmir’e gitmek için havalimanına gittim. Bekleme alanından uçağa binmek için yola çıktık. Git git yol bitmiyor: On dakika, yirmi dakika, otuz dakika hâlâ bilet kontrol sahasına giremedik. Bu arada yolcuların homurtuları, öfkeleri ürkek ve korkak sesleri çıkmaya başladı.
Üniformalı görevliye ‘Beyim ne kadar daha yolumuz var’ dedim. ‘Şuradan sağa dön kapıdan gir karşı koridordan aşağıya in, sonra soldan yürü, merdivenlerden in mavi kapıdan tekrar merdivenlerden inin bilet kontrol alanını göreceksiniz’ dedi. ‘Beyim ben 73 yaşındayım, ayaklarımın dermanı kesildi, yürüyecek mecalim yok” dedim. ‘Size bir sandalye bulayım’ dedi. ‘İstemez sağ ol evlat’ dedim. İşte tam bu sırada yaşlı, ak sakallı bir erkek ve yaşlı bir hanımın (87 yaşında olduğunu öğrendim) yürüme alanında yere çöktüklerine tanık oldum. Görevli memur, ‘Yardım edeyim dede’ dedi. Dedenin yanıtı ‘zulmünüz batsın’ oldu.
Yola devam ettim ve kontrollerden geçtik uçağa bindik. Bir müddet sonra uçak haraketlendi. Yerde dönmeye başladı. Git baba git, git baba git. On dakika, yirmi dakika, otuz dakika hâlâ tekerlekler yerde. Bu devasa alanın içinde sütçü beygiri misali dönüp durduk derken yolculardan biri ‘bu eziyet değil de nedir’ dedi.
Evet bu eziyet değilde nedir...
Saygılarımla... Muzaffer Akyol”

***

Sayın İnce,
Sizin, yeni havaalanı ile ilgili bugünkü ve bir önceki yazınızı okudum. Küçük bir katkı için bir gözlemimi paylaşmak istedim.
Nisan’ın 14’ünde torunumu yolcu etmek için iç hatlardayım. Affedersiniz tuvalete gitmek durumunda kaldım. Sabah saat 9.00. Yaklaşık 50 m ötedekine gittim, üç kabin var, kapıda da kuyruk. Sordum, görevliye, en yakındaki ikincisine (60-70 m) yönlendirdi. Orada da 4 kabin var, ama dolu. En yakın üçüncüsüne gittim (yaklaşık 50 m), 4 kabin var; orası da dolu! Pes dedim, ama bekledim. Bir az sonra bir vatandaş lavaboda ayak yıkamaya kalktı (abdest zamanı da değil!), görevli (ortalık görevli kaynıyor!) uyardı, gitmesi gereken yere gitti sanırım. Bu bir!
Görevliye kabinde tuvalet kâğıdı olmadığını söyledim. Başka bir yerden getirmeye gitti. Bu ikincisi.
Lavabodan çıkarken kapıya yöneldim elimi kurutmak için bir de ne göreyim kurutucu makineler ters tarafta. Fotoğraftaki gibi. Bu üçüncüsü.
Kabin kapı kilit mekanizmalarının şimdiden laçkalaşmasını hayretle gördüm. Bu da dördüncüsü!
Bu daha başlangıç diye düşündüm. Kim bilir, daha neler göreceğiz…
Özet olarak artık kullanılmayacak olan Atatürk Havaalanı, bana göre, yenisine 10 basar, tabir caizse!
Bu nasıl tasarım, bu nasıl gerçekleşim, bu nasıl işletim böyle. Yazıklar olsun!
Umarım yetkililer sizin ve ilgili diğer yazıları takip ediyordur.
Amacımız eldeki olanaklarla hataların düzeltilmesine katkı vermek. Yani, üzüm yemek, bağcı dövmek değil… Lütfen ismim sizde gizli kalsın. Teşekkür ve saygılarımla

***

Bir başka olay: Dostlarımız, Fransa’ya Atatürk Havaalanı’ndan gitmişler; dönüşte uçak Yeni Teyyare Meydanı’na inmiş. Erkek iki kez kalp, bir kez beyin ameliyatı olmuştu. Kadın, bel ve kalça kırığı ameliyatı.Yaşları 75-80. 17 numaralı, olmayan bir kapı aramışlar saatlerce. Öleyazmışlar.
Birkaç gün sonra İçhatlar’ın tadına bakacağız. Derler ya, herkes hakkını helal etsin!
Not: Ama 1 Mayıs günü, THY Miles & Smiles servisine telefon ederek İbrahim Bey’e 2 adet tekerlekli sandalye ısmarladım. Bakalım!  

Yazarın Son Yazıları

Ekümeniklik mavalı

Şu kavanoz kıçlı dünyada her nesnenin, olgu ve olayın bir tanımı vardır.

Devamını Oku
05.12.2025
Kürtçe güçlendirilecekmiş...

Kürtçe güçlendirilecekmiş, hatta kalıcılaştırılacakmış.

Devamını Oku
02.12.2025
30 Kasım 2007

Gelecek yıllarda adını sık sık anmak zorunda kalacağımız Prof. Dr. Engin Arık (14 Ekim 1948) 30 Kasım 2007 günü (nedeni kuşkulu) bir uçak kazasında ekibiyle birlikte aramızdan ayrılmıştı.

Devamını Oku
30.11.2025
3 Kasım 2002’yi hatırlamak!

3 Kasım 2002 günü olanı, olanları aramızdan kaç kişi anımsamakta?

Devamını Oku
28.11.2025
Eski defterler...

Eski defterler son derece önemlidir.

Devamını Oku
25.11.2025
AKP’yi iktidara getiren seçim

1 Kasım 2002 günü “İki gün sonra 3 Kasım 2002” başlığıyla Hürriyet gazetesinin Avrupa baskısında...

Devamını Oku
23.11.2025
Devri sabık yaratmak

Devri sabık yaratmak, Türkiye siyasi tarihinde yeni gelen yönetimin/iktidarın, kendinden önceki dönemi sorgulaması, hesap sorması vb. anlamında kullanılan ifadedir.

Devamını Oku
21.11.2025
Toplu iğne ve nankörlük

Basında yer alan haberlere göre, Cumhuriyetin kuruluşunun 102. yıldönümü münasebetiyle savunma sanayisindeki gelişmeleri anlatan AKP genel başkanı ve Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan, “Dünya genelinde satılan her 100 İHA’dan 65’ini biz tedarik ettik, 180 ülkeye ürün ihraç ettik. Sizleri 25 yıl geriye götürmek istiyorum, ülkemizde bir toplu iğne üretebiliyor muyduk” demiş.

Devamını Oku
18.11.2025
‘Entel-dantel Özdemir Bey’in itirazı

“Eşit anayasal vatandaşlık...

Devamını Oku
16.11.2025
Bir veda için adagio*

Değerli okurlar, bir terslik yüzünden 28 Mart 2025 günü yayımlanan bu yazıyı bir kez daha okumak zorunda bıraktığım için lütfen bağışlayın beni.

Devamını Oku
14.11.2025
Karakuşi siyaset

Kuzey Kıbrıs’ta cumhurbaşkanlığı seçimini ana muhalefetin adayı Tufan Erhürman’ın kazanmasının ardından, genel kanıya göre, MHP lideri Devlet Bahçeli önemli bir açıklama yaptı.

Devamını Oku
11.11.2025
İşin aslı

Kürtçülerin, Türkiye’nin demokrasi bağlamında atacağı ilk adımın “ilkokuldan üniversiteye Kürtçe anadilde öğrenim hakkının anayasada yer alması talebinin yerine getirilmesi” olduğunu biliyoruz.

Devamını Oku
09.11.2025
Bir kez daha emriniz olur!

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Devlet Bahçeli’nin “terörsüz Türkiye” süreciyle ilgili olarak düşüncelerini eleştiriyor.

Devamını Oku
07.11.2025
Kurtarıcının adı toryum (3)

CERN’in (European Center for Nuclear Research-Avrupa Parçacık Fiziği Araştırma Merkesi) evrenin oluşumuyla ilgili olarak yapmaya başladığı deney Türkiye’yi birden bilim dünyasının göbeğine getirdi.

Devamını Oku
02.11.2025
Kurtarıcının adı toryum (2)

Özdemir İnce: Uranyum bu kadar belalı bir madde, tehlikeli, radyasyon yayıyor.

Devamını Oku
31.10.2025
Dreyfus A la Turca

Hüseyin Gün 4 Temmuz 2025 günü tutuklandığına göre işlem çok daha önce başlamış olmalı. Demek ki Merdan Yanardağ’ın casusluğu (!) o günden çok daha önce belli olmuş olmalı. Öyle değil mi? Gecikme operasyon icabı mı aceba? Yoksa kerrat cetvelini (çarpım tablosunu) bilmeyen kasap hali mi?

Devamını Oku
28.10.2025
Kurtarıcının adı toryum (1)

21 Ekim 2025 Salı günü yayımlanan “Toryum dedikleri şey” başlıklı yazımla “toryum” adlı ender elementle tanıştınız.

Devamını Oku
26.10.2025
Bir kez daha toryum denen mucize

Gazetelerde, kitaplarımda yayımlanmamış yazı(lar) da var zulada.

Devamını Oku
24.10.2025
Toryum dedikleri şey

Ülkemizde edebiyattan en ince bilimlere kadar tuhaf bir alışkanlık vardır.

Devamını Oku
21.10.2025
Dilini eşek arısı soksun!

Eşek arısının nasıl soktuğunu çok iyi bilirim.

Devamını Oku
19.10.2025
UYANIN

Uyanın, uyanın artık, ey yitik insanlar!

Devamını Oku
17.10.2025
Yerçekimi

Yerçekimi denen şeyi ben bulmadığım için ortak mal Vikipedi’ye başvurarak tanımını bilginize sunuyorum.

Devamını Oku
14.10.2025
Sorumluluk

Biraz önce en küçük kardeşim Bülent telefon etti.

Devamını Oku
12.10.2025
Comandante Che Guevara

Deniz kıyısına oturup da denize girmediğim, içki içtiğim günler.

Devamını Oku
10.10.2025
Sisifos olarak

Okuyacağınız yazı 6 Eylül 2020 günü gazetemizde yayımlanmış.

Devamını Oku
07.10.2025
Gündelik hayat ve kuralları

Uzun süredir, gündelik hayatın türlüsüyle, sağlık işleriyle, bilgisayarımla, internetle, telefon santralcılarıyla, sekreterlerle başım hiç de hoş değil.

Devamını Oku
05.10.2025
Yürrü kerreste müdürü

Mersin’de, çocukluğumda, o zamanlar adı Bozkurt olan caddenin üzerindeki Büyük Çıkmaz Sokak’ta (artık çıkmaz değil) otururduk.

Devamını Oku
03.10.2025
Düşman bile yapmaz

Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, doğal zenginlikleri ve tarihi mirasıyla dünya çapında ilgi gören Muğla’nın, rant uğruna tehdit altında olduğunu söyledi.

Devamını Oku
30.09.2025
Müslüman birey yoktur*

Defterlerimden birine yazdığım ancak kaynağını yazmayı ihmal ettiğim alıntı şöyle...

Devamını Oku
28.09.2025
Zırva tevil götürmez (2)

Zırvalıkla ilgili ilk yazıyı 29 Ağustos 2025 günlü Cumhuriyet gazetemizde yayımlamıştım.

Devamını Oku
26.09.2025
RTE ne yapmak istiyor?

Basından bir haber: “Kabine toplantısı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Beştepe’deki sarayında toplandı. Saat 14.30 sıralarında başlayan ve iki saat süren toplantıda, PKK’nin sembolik silah bırakma töreni ve Meclis’te komisyon kurulması çalışmalarıyla devam eden süreç, orman yangınları ve Gazze gibi başlıklar görüşüldü. Toplantının ardından konuşan Erdoğan, CHP’ye seslenerek ‘Siyasette pek çok şeyin kazası olur ama süreci yokuşa sürmenin affı olmaz. Süreç, özellikle ana muhalefet partisi için geçmiş günahlarına kefaret olabilecek bulunmaz bir fırsattır’ dedi.”

Devamını Oku
23.09.2025
Emekliler ve iktidar

Televizyonların emeklilerin hal-i pür melalini tanımlayıp aktarmak için seçtikleri insanların neredeyse tamamı garip bir ruh durumu içinde.

Devamını Oku
21.09.2025
Mahşer günleri

Bu yazıyı yazmaya değerli ve genç yoldaşım Zülâl Kalkandelen’in 3 Eylül 2025 günlü Cumhuriyet’te yayımlanan “Ortadoğu kazanı fokurduyor” başlıklı yazınında yer alan Cengiz Çandar’la yapılan söyleşiden aktardığı şu bölümü okuyunca karar verdim...

Devamını Oku
19.09.2025
Din ve tarafsızlık

Hemen yazalım sonra neyin ne olduğunu açıklayalım: Teokratik yönetimde devlet başkanı genellikle bir dini liderdir.

Devamını Oku
14.09.2025
Rezillik, utanmazlık, alçaklık

31 Ağustos 2025 günlü Cumhuriyet’in birinci sayfasındaki “Zafer coşkusu” manşetin altında yer alan utanç verici haber şöyle...

Devamını Oku
12.09.2025
İmdaat soyguncu vaaarrr!

Google’a “Türkiye’de bilgisayar tamircileri odası var mı?”, “Bilgisayarcılar sendikası var mı?” diye soracaktım.

Devamını Oku
09.09.2025
Tohumu olmayan hiçbir şey olamaz (2)

Türkiye bu kıyametten kurtulabilir mi?

Devamını Oku
07.09.2025
Tohumu olmayan hiçbir şey olamaz (1)

Gazetede yayımlanmayan epeyce eski bir yazıyı, affınıza sığınarak huzurunuza getiriyorum.

Devamını Oku
05.09.2025
Kime kızmalı

R.T. Erdoğan’dan sonra Türkiye’nin ikinci sorunu sanki (kimilerine göre iktidarın gözdelerinden biri olan) holding sahibi Mehmet Cengiz. “Gözü doymazcasına bir şeyler istiyor ve iktidar ne isterse veriyor” diyorlar.

Devamını Oku
02.09.2025
Önsöz olarak son söz

15 ve 17 Ağustos 2025 günlerinde üstat Sadri Maksudi Arsal’ın Teokratik Devlet ve Laik Devlet adlı kitabından aynen aktararak “Eski Türklerde din (1, 2)” başlığıyla yayımlamıştım.

Devamını Oku
31.08.2025