19 Mayıs ve demokrasi

19 Mayıs ve demokrasi

21.05.2019 07:30
Güncellenme:
Takip Et:

19 Mayıs 1919’un 100. yıldönümünü kutladığımız pazar günü Cumhuriyet, 100 sayfalık bir “kitap - gazete” olarak çıktı.
Çok da iyi oldu. Yüzüncü yılında, 19 Mayıs’ın anlamı etraflıca irdelenmeliydi.
Büyük çoğunluk ve de kuruluş kurtuluş olayını tarihi çerçevesinden soyutlayarak yalnızca bir dâhinin azmine dayayanlar, Ulusal Kurtuluş Savaşı’nı anlatmaya 19 Mayıs 1919’dan başlarlar.
Oysa, kurtuluş sürecini muştulayan işgale karşı koyan yerel kongreler, 19 Mayıs 1919’dan daha önce Anadolu’nun dört bir yanında toplanmaya başlamıştı. Daha Mondoros Mütarekesi’nin hemen ertesinde Kasım 1918’de toplanan Kars Şurası’nda kongre heyeti, ulusların kendi kaderlerini tayin hakkından esinlenerek, Japon imparatoruna gönderdiği bir iletide, “Asya Asyalılarındır” ilkesi gereği, ülkemizin işgaline karşı çıkanların desteklemesi isteminde bulunuyordu.
Mustafa Kemal, Alev Coşkun’un mutlaka okunması gereken, “Samsun’dan Önce Bilinmeyen Altı Ay” adlı yapıtında etraflıca anlattığı İstanbul’daki hazırlık döneminde Anadolu’nun sonra da Trakya’nın dört bir yanında, çoban ateşleri gibi parlamaya başlayan, yerel kongrelerin önemini gayet iyi kavramıştı.

***

Mustafa Kemal için Samsun’a çıkış henüz yurt çapında bütünleşme düzeyine varmamış olan, ama hepsi de meşruiyetini halk iradesinden alan bu tabandan örgütlenmeyle buluşmanın, onu yerelden önce bölgesel, sonra da ulusal düzeye taşıma sürecinin ilk adımıydı.
Her adımında halk iradesine dayanan bu süreç, Bülent Tanör’ün “savaş demokrasisi” olarak adlandırdığı kendine özgü bir demokrasi uygulamasıydı. Kurtuluş Savaşı’nın tarihini yazanlar, olayın bu yönünü ne yazık ki, yeterince belirtmemişlerdir.
Şimdi bizler, yüzüncü yılında 19 Mayıs 1919’a bakarken, aslında kuruluşla birlikte bir bütün oluşturan kurtuluş sürecinin bu halk iradesine dayanan demokratik yanını iyi görmeliyiz.
Erzurum ile yerelden bölgesele, Sivas ve 23 Nisan 1920 TBMM ile oradan da ulusal düzeye ulaşan bu hareketin her adımında halk iradesine ve hukuk ilkelerine bağlılığını koruması konusunda lider, büyük özen göstermiş, Ahmet Rüstem’in kendisine Sivas Kongresi’nde, kendilerine her türlü yetkiyi veren tarihi devrimci meşruiyet görüşü önerisini ve benzerlerini ısrarla reddetmiş, savaşın güç koşullarına karşın demokratik meşruiyet yolundan ayrılmamış, daha sonra da girişim zafere ulaşınca bunu toplumun tümünün eseri olduğunu vurgulamayı hiçbir zaman ihmal etmemiştir.

***

Ama 19 Mayıs’ın yüzüncü yılında Türkiye’nin vardığı nokta, geçmişte bunların yaşandığını bile neredeyse inanılmaz kılacak niteliktedir.
Bugün, Samsun’da atılan ilk adımdan yüz yıl sonra, toplum her alanda tek kişinin iradesine tabi, demokrasi yürüyüşünün dışında kalmış, çağına sırtını dönmüş, çağdaş uygarlık yarışında nal toplayan, tarımı, sanayii, ekonomisi, eğitimi, siyasi rejimi iflas etmiş bir konumdadır.
Bu durumun ana nedeni, 2. Dünya Savaşı ertesinde demokrasiyi güçlendirecek hamlenin, toprak ağalarının örgütüyle yaşama geçirilebileceğini sanma aymazlığıdır.
Çok partili yaşamı, gerçek çoğulcu, katılımcı, özgürlükçü, paylaşımcı laik, aydınlanmacı bir demokrasi ile karıştıranların ödettiği toplumsal fatura ile karşı karşıyayız bugün.
Ama 19 Mayıs’ı ve onun ilk adımı olduğu kurtuluşçu demokrasiyi yaşamış olan bir toplumun, sanki yaşananlar yaşanmamışçasına geri dönülmez biçimde karanlığın yoluna sokulması çabalarının eninde sonunda başarısızlığa uğrayacağının belirtileri artık görülmeye başlanmıştır.
Uzak olmayan bir gelecekte her şey çok güzel olacaktır.  

Yazarın Son Yazıları

İyi insan (19 Mart 2024)

İyi insan

Devamını Oku
19.03.2024
Laiklik nedir?

Laiklik nedir?

Devamını Oku
06.03.2024
Yıldönümü

Yıldönümü

Devamını Oku
03.03.2024
Aslında biliyorlar

Aslında biliyorlar

Devamını Oku
01.03.2024
Vatan nöbeti

Vatan nöbeti

Devamını Oku
27.02.2024
Daha neler olacak?

Daha neler olacak?

Devamını Oku
25.02.2024
Ali Sirmen yazdı...

Türkiye hâlâ laik mi?

Devamını Oku
23.02.2024
Mutluluk mecburiyeti

Mutluluk mecburiyeti

Devamını Oku
20.02.2024
İşin özü

İşin özü

Devamını Oku
18.02.2024
Tehlikeli kavga

Tehlikeli kavga

Devamını Oku
13.02.2024
Kader mi?

Kader mi?

Devamını Oku
11.02.2024
Biat etmeyene hayat yok

Biat etmeyene hayat yok

Devamını Oku
09.02.2024
AKP yanıltıyor

AKP yanıltıyor

Devamını Oku
06.02.2024
Monşer

Monşer

Devamını Oku
04.02.2024
Neler olmaz ki?

Neler olmaz ki?

Devamını Oku
02.02.2024
Ne aceleniz var?

Ne aceleniz var?

Devamını Oku
30.01.2024
Bir ittifak nasıl kurulur?

Bir ittifak nasıl kurulur?

Devamını Oku
28.01.2024
Lütfedilen bir yaşam

Lütfedilen bir yaşam

Devamını Oku
27.01.2024
Ali Sirmen yazdı...

CHP-İsveç-NATO

Devamını Oku
26.01.2024
İyi insan (24 Ocak 2024)

İyi insan

Devamını Oku
24.01.2024
İflas budur işte

İflas budur işte

Devamını Oku
23.01.2024
Sam amcamız bizi attaya götürüyor

Sam amcamız bizi attaya götürüyor

Devamını Oku
21.01.2024
Sokak ve siyaset

Sokak ve siyaset

Devamını Oku
19.01.2024
Nasıl olacak?

Nasıl olacak?

Devamını Oku
16.01.2024
Zor günler

Zor günler

Devamını Oku
14.01.2024
Ali Sirmen yazdı

Türkiye’nin ekseni

Devamını Oku
12.01.2024
Yeni yerel yönetim

Yeni yerel yönetim

Devamını Oku
09.01.2024
Bir Kuvvacı dost

Bir Kuvvacı d

Devamını Oku
07.01.2024
Büyük çıkmaz

Büyük çıkmaz

Devamını Oku
06.01.2024
Din devleti

Din devleti

Devamını Oku
05.01.2024
Belliydi

Belliydi

Devamını Oku
02.01.2024
Aynı anıyı paylaşmak

Aynı anıyı paylaşmak

Devamını Oku
31.12.2023
Aynı vatanı paylaşmak

Aynı vatanı paylaşmak

Devamını Oku
29.12.2023
Durum

Durum

Devamını Oku
26.12.2023
‘Dostum Mozart’

‘Dostum Mozart’

Devamını Oku
24.12.2023
‘Anayasal kabahat!’

‘Anayasal kabahat!’

Devamını Oku
22.12.2023
Seçmenin tepkisi

Seçmenin tepkisi

Devamını Oku
19.12.2023
Bir garip patron

Bir garip patron

Devamını Oku
17.12.2023
Ali Sirmen yazdı...

‘Allah’ın gazabı’

Devamını Oku
15.12.2023
Hamas ve Kuvvacılar

Hamas ve Kuvvacılar

Devamını Oku
12.12.2023