Demokratik bir hukuk devletinde, cumhurbaşkanı ve siyasi partiler, anayasaya aykırı hareket edemezler. Türkiye’de ise “Cumhurbaşkanı” sıfatını kullanan Recep Tayyip Erdoğan ve “siyasi parti” olduğunu iddia eden AKP, anayasayı ihlal ederek anayasal düzenin dışına çıkmıştır.
Erdoğan ve AKP, anayasanın 2., 6., 7., 8., 9., 11., 14., 24., 25., 26., 28., 34., 68., 69., 138. ve 148. maddelerini yıllarca ihlal etmiştir ve hâlâ da ihlal etmeye devam etmektedir. Erdoğan ve AKP, bu bağlamda, yasama, yürütme, yargı arasındaki güçler ayrılığını; hukuk devleti ilkesini ve yargı bağımsızlığını, laiklik ilkesini, düşünce, ifade, basın, yayın, örgütlenme, toplanma ve gösteri yapma özgürlüğünü büyük ölçüde ortadan kaldırmıştır.
Demokrasinin temel unsurları içinden geriye sadece çok partili serbest seçimler kalmıştı. Ancak Erdoğan ve AKP, 31 Mart belediye seçiminde, Yüksek Seçim Kurulu üzerinden, İstanbul seçimini hukuka ve yasaya aykırı bir biçimde iptal ettirerek, serbest seçimleri de ortadan kaldırmıştır. YSK’nin seçim iptal kararına dair açıkladığı gerekçeli karar, bunu hukuken ve resmen kanıtlamıştır. Böylece Erdoğan ve AKP, anayasanın 67. maddesini de ihlal etmiştir.
CHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediyesi başkan adayı Ekrem İmamoğlu’nun da ifade ettiği gibi, bu karar gerekçeli değil, gerekçesiz bir karardır. CHP Sözcüsü Faik Öztrak’ın da ifade ettiği gibi, bu sözde gerekçeli karar, oyların çalındığını değil, Ekrem İmamoğlu’nun mazbatasının çalındığını kanıtlayan bir karardır ve bir sandık darbesi gerçekleşmiştir. Erdoğan ve AKP, 6 Mayıs 2019 tarihinde, sivil darbeyle sivil dikta rejimi kurulmasının bir aşamasını daha yürürlüğe koymuştur.
İstanbul seçiminde CHP’nin adayı Ekrem İmamoğlu ve AKP’nin adayı Binali Yıldırım arasında yaklaşık 13 bin oy fark vardı ve İmamoğlu seçimleri kazanmıştı. YSK’nin sözde gerekçeli kararında, söz konusu 13 bin oy farkı kapatacak ve seçim sonucunu etkileyecek bir usulsüzlüğün, yolsuzluğun, oy çalma işleminin gerçekleşmediği ortaya çıkmıştır. YSK sözde gerekçeli kararında sonucu etkileyecek bir yolsuzluğa, usulsüzlüğe ve oy çalma işlemine dair hiçbir kanıt ortaya koyamamıştır. Erhan Çiftçi, Zeki Yiğit, Refik Eğri, Nakiddin Buğday, Muharrem Akkaya, İlhan Hanağası ve Faruk Kaymak adlı YSK üyeleri, utanç verici bir kararın altına imza atarak, tarihe kara bir leke olarak geçmişlerdir.
Bu sözde gerekçeli kararla, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, söz konusu seçimin bir çete tarafından iptal edildiğine dair iddiası da doğrulanmıştır. Çünkü anayasaya, yasalara ve hukuka aykırı hareket eden örgütlü odaklara hukuk dilinde çete veya yasadışı örgüt denir.
Anayasaya, yasalara ve hukuka aykırı hareket eden çetelerin devletin dışında faaliyet göstermeleri durumunda, bununla devlet mücadele eder. Ancak devletin kendisi bir çete tarafından ele geçirildiyse, bununla kim mücadele edecektir? Türkiye’nin şu anda karşı karşıya bulunduğu en büyük sorun budur. Devletin çeteler tarafından ele geçirilmesi veya çetelerin devletin içine sızmış olması, çetelerin devletin dışında faaliyet göstermesinden çok daha büyük bir sorundur.
Yakın geçmişte bunun tipik bir örneğini, Fethullah Gülen’in liderliğindeki çetenin, devletin içindeki örgütlenmesinde gördük. Devleti ele geçiren ve işgal eden bu çetenin, Türkiye’ye ne kadar büyük bir zarar verdiği ortadadır. YSK’nin sözde gerekçeli kararında da, Türkiye’de devleti ele geçiren çetelerin henüz temizlenmediği bir kez daha ortaya çıkmıştır.
Dini söylemleri kullanarak siyasi, bürokratik ve ticari çıkar elde eden bu çete deşifre edilmedikçe ve bu çete yönetici kadrosuyla birlikte yargı önünde hesap vermedikçe, Türkiye’de demokratik bir düzenin kurulması olanaksızdır.
6 Mayıs 2019 darbesi
Yazarın Son Yazıları
Terör örgütü PKK’nin ve DEM’in talepleri, medyaya yansıyan açıklamalara göre, her ne kadar federasyon ve özerklik gibi unsurlardan söz etmese de Türkiye’nin üniter yapısına zarar verecek niteliktedir.
Demokrasi, halk egemenliğine dayalı yönetim biçimidir.
Kurtuluş Savaşı’nın lideri, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve Aydınlanma devrimlerinin öncüsü Mustafa Kemal Atatürk’ün solcu olduğu tezi birçok kesim tarafından kabul edilmez ve genellikle tepkiyle karşılanır.
CHP’nin 39. olağan kurultayı, partinin ilkelerini, ideolojisini, kurumsal kimliğini özümsemiş olan parti üyelerinde ve seçmenlerde hayal kırıklığı yarattı.
Antik Yunan filozofları Platon’a ve Aristoteles’e göre yaşamın amacı iyi bir insan olmaktır ve iyi bir insan olmak da erdemli olmak anlamına gelmektedir.
ABD Devlet Başkanı Donald Trump ile AKP Genel Başkanı ve “Cumhurbaşkanı” Recep Tayyip Erdoğan arasında sık sık bir karşılaştırma yapılır ve ikisinin de popülist ve otoriter liderler olduğu söylenir.
CHP’nin geçtiğimiz hafta açıklanan yeni parti programı taslağında çok önemli ve doğru açılımlar olmakla birlikte, çok ciddi ve önemli eksikler de bulunmaktadır.
Kurtuluş Savaşı’nın lideri, Aydınlanma devrimlerinin öncüsü, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu ve ilk genel başkanı olduğu Cumhuriyet Halk Partisi...
Türkiye’nin Orta Asya’daki Türki devletlerle, yani Kazakistan, Türkmenistan, Özbekistan ve Kırgızistan ile tarihsel, kültürel, dilsel bağları olduğu halde, AKP iktidarı döneminde bu ülkelerle de ilişkiler geriledi.
Adından da anlaşılacağı gibi, iddianame, belli başlı iddiaları içerir, bir mahkemenin ve hâkimin hüküm veya beraat kararını içermez.
Bugün, Kurtuluş Savaşı’nın lideri, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve Aydınlanma devrimlerinin öncüsü olan Mustafa Kemal Atatürk’ün ölüm yıldönümü.
New York ABD’nin en büyük kenti olduğu gibi, dünyanın da en büyük kentlerinden birisidir.
CHP’nin emperyalizm destekli AKP’nin baskılarına karşı direndiği bir ortamda, sosyal demokrasi ile “altı ok” arasında bir karşıtlık yaratarak, CHP’nin kurumsal kimliği ve CHP’nin kurultay tarafından belirlenen parti programındaki temel ilkeleri sorgulamak, CHP’de ideolojik bölünmeye ve emperyalizme yarar sağlar.
Britanya, Fransa, Yunanistan ve İtalya, Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra Osmanlı İmparatorluğu’nun topraklarını işgal ettiklerinde, Mustafa Kemal Atatürk işgal güçlerine karşı Kurtuluş Savaşı’nı başlatırken, Osmanlı İmparatorluğu’nun padişahı Vahdettin, önce Türkleri Anadolu’da küçük bir toprak parçasına sıkıştıran Sevr Antlaşması’nın imzalanmasını, sonra da Atatürk’ün idam fermanını onaylayarak, işgalci ülkelere boyun eğmişti.
29 Ekim’de Türkiye Cumhuriyeti’nin resmen kuruluşunun 102. yılı kutlanacak.
Bir hükümetin, milletin desteğiyle değil, sözde “savcıları” ve sözde “hâkimleri” kullanarak, polisin, jandarmanın, gardiyanın, kolluk kuvvetinin, askerin ve emperyalizmin desteğiyle ayakta durması, o hükümetin tükenmişliğinin ve çaresizliğinin göstergesidir.
Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde Aydın ilinde yer alan Miletos antik kenti, felsefe ve bilim tarihi açısından, dünyanın en önemli kentlerinden birisidir.
Ortadoğu (“Middle East”) ve Kuzey Afrika (“North Africa”) bölgesi kısaca MENA olarak da anılıyor.
Emperyalizm bir komplo teorisinin ürünü değildir, bir olgudur, bir gerçektir.
Antik Yunan filozofu Platon’un dediği gibi, görünüşlerle gerçeği ayırmak, algılara aldanmamak, retoriğin esiri olmamak gerekir.
Anayasanın 34. maddesinin tanıdığı hakkı kullanarak “Gezi” protesto eylemlerine milyonlarca vatandaş katıldığı ve destek verdiği halde, onların içinden işadamı Osman Kavala, milletvekili Can Atalay, akademisyen-bürokrat Tayfun Kahraman, belgeselci-sinemacı Mine Özerden, yapımcıgazeteci Çiğdem Mater Utku, yapımcı-menajer Ayşe Barım, ne olduğu belli olmayan ölçütlere göre ayıklandılar ve tutuklandılar.
ABD Devlet Başkanı Donald Trump bu hafta içerisinde 20 maddelik “Gazze Barış Planı”nı açıkladı.
ABD Devlet Başkanı Donald Trump ile AKP Genel Başkanı ve “Cumhurbaşkanı” Recep Tayyip Erdoğan’ın karşılıklı “dostlukları” ve birbirlerine duydukları “saygı”, dillere destan olacak nitelikte gelişmeye devam ediyor.
Türkiye’de muhalefetteki siyasetçiler, belediye başkanları, belediye meclis üyeleri, bürokratlar, akademisyenler, gazeteciler, yazarlar, yayıncılar, sanatçılar, öğrenciler hukuka aykırı biçimde tutuklanırken...
İsrail devletinin onlarca yıldır Filistin’i işgal altında tutması; Batı Şeria ve Doğu Kudüs bölgelerinin işgalinden sonra, Gazze’yi yeniden işgal etmesi ve bu bölgede 60 bini aşkın insanı katletmiş olması, yüz binlerce insanı da göçe zorlaması, ABD’nin desteğinde gerçekleşmiştir.
Türkiye’de insanların birçoğunda adalet, merhamet, vicdan, insaf, sevgi duygusu kalmadı.
Türkiye Cumhuriyeti gibi laik bir ülkede, o ülkeyi yönetenlerin Müslüman olup olmadığını tartışmanın bir anlamı yoktur.
AKP iktidarının Cumhuriyet Halk Partisi üzerinde uyguladığı hukuk dışı baskılar Türkiye için birçok olumsuz sonuç doğurmaktadır.
Milliyetçi Hareket Partisi’nin milliyetçi bir parti olup olmadığı her zaman tartışma konusu olmuştur. Çünkü milliyetçi olmak tam bağımsız olmayı ve emperyalizme karşı mücadele etmeyi gerektirir.
Siyaset bir dava, ideoloji ve ilkeler bütünü doğrultusunda, toplumu ve ülkeyi iyiye doğru geliştirmek ve dönüştürmek için yapılır.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu, ana muhalefet ve birinci partisi olan CHP tarihinin en zor dönemlerinden birisini yaşıyor.
Bugün 30 Ağustos Zafer Bayramı.
Sık sık laiklik karşıtı açıklamalar yapan Diyanet İşleri Başkanlığı yönetimi, son olarak, Kuran ayetine dayanarak, kadınların miras hakkında erkekle eşit olmadığına dair bir açıklama yaptı.
Cumhuriyetin, başka bir deyişle, halkın egemenliğine dayanan bir yönetim biçiminin yıkılması ve onun yerine teokratik ve monarşik bir yapının kurulması, normal değil, anormal bir durumdur.
CHP’li Aydın Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’nun AKP’ye geçmesi bir ahlaksızlık ve erdemsizlik örneğidir.
CHP’de 13 Ağustos’ta başlayıp 7 Eylül’e kadar sürecek olan mahalle/ muhtarlık bölgesi kongreleri, sadece CHP’nin değil, Türkiye’nin de geleceğini etkileyecektir.
7 Ekim 2023 tarihinde köktendinci terör örgütü Hamas’ın İsrail’e yönelik gerçekleştirdiği terör saldırısından ve bini aşkın İsrailli sivilin bu saldırıda ölmesinden sonra, İsrail’deki Binyamin Netanyahu hükümeti, terörizme karşı orantısız güç ve şiddet kullanarak, Filistin’in Gazze bölgesinde, aralarında çocukların ve kadınların da olduğu, on binlerce sivil insanı katletti.
Türkiye’nin ekonomi, siyaset, laiklik, yargı, adalet, eğitim, sağlık gibi alanlardaki sorunlarına ek olarak, bir sahte üniversite diploması krizi de patlak verdi!
Hem yaşamda hem de siyasette en önemli şeylerden birisi tutarlılık ve samimiyettir. Bir kişinin tutarsız olması onun samimi olmadığının da göstergesidir. Bir kişinin samimi olmaması da tutarsızlığa yol açar.
Cumhuriyet Halk Partisi’nde mahalle, ilçe ve il kongreleri süreci başladı.