İsraf ekonomisi: İktidardan tasarruf olmaz!

28 Mayıs 2019 Salı

Başta İstanbul ve Ankara olmak üzere, AKP’nin kaybettiği belediyelerdeki bütçe dökümü, ekonomimizin neden dara düştüğünü ortaya koyuyor. Bunu Saray’ın bütçesiyle birleştirince, yorum da gerekmiyor!
İstanbul’da toplumun kutsal saydığı değerler üzerinden örgütlenen vakıfların, belediyelerden aldığı para 800 milyon lirayı geçiyor. 31 Mart’tan önceki yönetimin buna getirdiği tek açıklama şu oldu:
Bu vakıflara nakdi olarak verilen bir şey yok!
Bu durumda şu soru ortaya çıkıyor:
-Peki ne olarak veriliyor?
Zira işin bu yanı da ayrıca açıklanmaya muhtaç; İstanbul’un çok değerli gayrimenkullerini kimler kullanıyor?
İddia düzeyini aşıp, kesin rakam verilerek yapılan değerlendirmelere göre; İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde kayıtlı 6 bin lüks aracın izine rastlanamadı, 30 bin de bankamatik memuru var. Buna karşılık sıfır masraflı, halk diliyle her gün para basan İSPARK’ın cirosu 351 milyon, kârı 1 milyon!
Bir de atıl duran dev yatırımlar var; örneğin Formula-1 pisti otopark olarak kullanılıyor!
Ankara’da da benzer tablo söz konusu. Yıllardır Ankara’daki ağaçlandırmada ithalatın tercih edilmesi hep tartışılır, rakamlar da tam olarak bildirilmez. Mansur Yavaş’ın koltuğa oturmasıyla birlikte, rakamlar da gün ışığına çıkıyor. Örneğin en çok 2 liraya alınacak bir çalı bitkisinin faturası 13 lira!
Kırşehir’den Ardahan’a, Devrek’ten İpsala’ya Türkiye’nin pek çok yerinde ciddi bir israfın ve borçlanmanın olduğu ortaya çıktı.
Bütün bunlara mantıklı bir açıklama beklemek hakkımız.

***

Cumhurbaşkanlığı’nın örtülü ödenek harcamalarına bakınca insanın aklına Anadolu’da sık kullanılan şu söz geliyor:
En tepedeki dökerse, aşağıdakiler saçar!
Görünen o ki, iyi saçıp savurmuşlar...
Sadece örtülü ödenek tablosu bile israf ekonomisinin görünmeyen yüzünü ortaya koymaya yetiyor. 2002’den bu yana iktidarın kullandığı örtülü ödeneğin toplamı 15 milyar lirayı buluyor. İlk yıllarda birkaç yüz milyonla başladılar, giderek milyara ulaştılar.
Bir karşılaştırma olarak verelim; AKP’den önce ülkeyi yöneten 4 hükümetin 14 yıllık örtülü ödenek harcaması toplam 200 milyon liraydı. Bunun da yaklaşık yarısı Öcalan’ın Türkiye’ye getiriliş sürecinde harcandı.
Bugün ise örtülü ödenekten günde 8 milyon lira harcanıyor.
Açık yapılan harcamalar bu kadar tartışmalı iken örtülünün yorumunu okura bırakalım...
İtibardan tasarruf olmaz” denilerek yapılan harcamalar artarken, emeklilere maaş bağlama oranlarını sürekli düşürmek, emeklilikte yaşa takılanları takmamak, Türkiye’ye ne kadar itibar sağlar?

***

Yerelden genele iktidarın icraatına şu ad verilebilir: İsraf ekonomisi...
İsrafın ekonomisi mi olur demeyin. Olur.
İsraf, etrafında bundan beslenenleri yaratır. O israfın yapılmasını sağlayan bir oligarşik yapı oluşur.
İsraftan besleneler elbet bu düzenin değişmesini istemezler.
Yukarıdan aşağıya her kat kendi çapı ölçüsünde israf ekonomisine katılır.
Bu sistemde halk sürekli fakirleşirken onlara verilecek bedava bir mal “çok kıymetli” ve “vazgeçilmez” olur. Bedava sirke baldan tatlıdır, örneği.
Bu sistemde iş dünyasının tepesindeki takım da israf ekonomisinin ihalelerinden ve genel nimetlerden payını alır; böylece onlar da sesini yükseltmek istemez.
Koşullar aynı değil ama özü benzer... Arjantin’de Peron için kullanılan bir tanımlama vardı: Çok zenginlerin ve çok fakirlerin diktatörü!
Her iki kesim de çok seviyordu Peron’u!
Çok zenginler sistemden payını katlayarak alırken, çok fakirlere takılan ad şuydu:
Gömleksizler!
Türkiye’ye dönelim... 2002’de gayrisafi milli hasılanın yüzde 35’ini emeğiyle geçinenler alıyordu; maaş ve ücret olarak. Bu oran geçen yıl yüzde 17’ye düştü.
İsraf ekonomisinde halk fakirleşir, iktidar ve çevresi zenginleşir!
Aslında “itibardan tasarruf olmaz” sözünü AKP şöyle yorumlamış:
İktidardan tasarruf olmaz!
Bu düzen değişmeli...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

ABD gezisi iptal gibi! 25 Nisan 2024
ABD ile Hamas gerilimi! 24 Nisan 2024
Istakozgiller! 23 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları