Amerika’yı, Piri Reis Haritaya Koydu...

20 Kasım 2014 Perşembe

AKP Cumhurbaşkanı Erdoğan, Latin Amerika Ülkeleri Müslüman Dini Liderleri toplantısında tarih üzerine de derin saptamalar yaptı; Amerika’yı ilk keşfedenin Kristof Kolomb değil, Müslüman denizciler olduğunu söyledi. Bu keşfin ilan edildiği 15 Kasım’dan beri konu, pek çok yönüyle Türkiye ve dünya gündeminde.
Erdoğan’ın başbakanlığı döneminde, birlikte “medeniyetler buluşması” düzenlediği İspanya’da da yankılanan keşif, kimi ülkelerde de alay konusu oldu. Erdoğan keşfine tarih de veriyor; 1178 diyor.
Konu daha çok kara mizaha uygun düşüyor. Bizim de aklımızda bu yönde motifler vardı ama bugün başka bir noktadan bakalım.
15. ve 16. yüzyıl Osmanlı’nın çağın akışından koptuğu süreçtir. Bu dönem keşifler ve aydınlanma çağı olarak tarihteki yerini almıştır. Osmanlı her ikisini de ıskaladığı için devamında duraklama ve çöküş gelmiştir.

***

Osmanlı’nın elinde bu dönemi yakalayacak, yön verecek olanaklar var mıydı? Vardı ama kullanamadı, hatta tam ters yöne saptı.
Bunun somut örneklerinden biri Piri Reis’tir. 2013 yılı Piri Reis’in dünya haritasını tamamlamasının 500. yılı olarak kutlandı, haritaları yeniden gündeme geldi. Bilim tarihçilerinin bu konuda altını çizdiği gerçekler şunlardır: Piri Reis, Amerikan kıtasını haritaya ilk yerleştiren kişidir. Dünya haritasının belli bölümlerini içeren 33 çizimden yararlanmış, bunları birleştirmiş ve ortaya bilinen ilk kapsamlı dünya haritası çıkmıştır. Bilim insanı, araştırmacı ve gezgin kimliğiyle tanınan Piri Reis, 1513 tarihli bu haritanın birbirinden çok farklı yerlerde hazırlanan parçaların ustaca birleştirilmesiyle oluştuğunu kaynaklar göstererek açıklıyor.
Yavuz Sultan Selim 1517’de Mısır’a giderken beraberinde Piri Reis’i ve onun çizdiği haritaları da götürüyor.
Kitab-ı Bahriye isimli eserinde Çin Denizi, Hint Okyanusu, Kızıldeniz ve Akdeniz’le ilgili ayrıntılara da yer veren Piri Reis, 1554’te Kanuni tarafından “şüphe” üzerine öldürtülüyor.
O süreçte sadece Piri Reis değil, haritaları da öldürülüyor. Medreselerde asılı olan Piri Reis haritaları dönemin şeyhülislamının “bunlar resme benziyor, medreselerde olamaz” fetvası üzerine kaldırılıyor.
Dünyanın aydınlanmayı ve keşifleri konuştuğu o dönemde İstanbul’da da Ali Kuşçu’nun öğrencilerinin öncülüğünde bir rasathanenin kuruluşu gerçekleşmekteydi. Padişah buna izin vermeden önce bir de şeyhülislama sorulmasını istedi. Şeyhülislam, “Gökyüzünün derinliklerini incelemeye kalkmak Allah’ın gücüne gider” deyince bir gecede rasathane yerle bir edildi.
Bilim tarihini de dikkate alan tarihçiler, Osmanlı’nın çöküşünü işte bu ana bağlarlar...

***

Erdoğan’ın Amerika’nın keşfinden pay istemesi tarihimizin pek çok dönüm noktasını da anımsatıyor. Bir köşe yazısının çerçevesi içinde vurgulamak gerekirse; Osmanlı’nın keşifler ve aydınlanma çağını yakalayamamasının, teğet geçmesinin nedeni, o dönem egemen olan gücün bugünkü Erdoğan zihniyeti olmasındandır.
Erdoğan zihniyeti, bilim deyince nasıl geliştirilir diye değil, nasıl kullanılır diye düşünüyor.
Bilimin gerçekten önünü açacak özgür düşünce, özgür araştırma yollarını kapatıyor. Ucu sadece kendisine uzanacak adımlara izin veriyor.
Erdoğan, Osmanlı’nın tarihsel virajda savrulduğu anın temsilcisidir.
Bu anlamda, Osmanlı’yı da Erdoğan’ın, AKP zihniyetinin elinden kurtarmak gerekir.
Konunun bu yanını güncel boyutlarıyla birlikte işlemeye devam edeceğiz...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

ABD gezisi iptal gibi! 25 Nisan 2024
ABD ile Hamas gerilimi! 24 Nisan 2024
Istakozgiller! 23 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları