İnsanlığa karşı suçlar
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

İnsanlığa karşı suçlar

02.07.2019 07:30
Güncellenme:
Takip Et:

Sivas Davası da yakın tarihimizde aydınlatılmayan katliamlar arasındaki yerini almıştır. Aydınlatılmayan tüm katliamların sorumlusu devlettir.

Bundan 26 yıl önce, 2 Temmuz 1993 tarihinde Sivas’da bir katliam yaşandı. 33 sanatçı, aydın ve 2 otel çalışanı, gözünü kan bürümüş yaklaşık 15 bin kişilik bir “güruh” tarafından bulundukları Madımak Oteli’nde yakılarak bir “insanlık suçu” işlendi. 20 yıl süren davadan, ölenlerin yakınlarını, müdahil avukatlarını ve vicdan sahibi kamuoyunu tatmin eden bir karar çıkmadı.
O zamanki adı Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) olan olağanüstü mahkeme, gerçek suçluları ortaya çıkaramadı. Bir kısım sanıklar, çeşitli hapis cezaları aldılar. Yakalanamayan 5 sanığın davası ise 20 yıldır devam ediyordu. Hiç değilse bu 5 sanığın cezası zamanaşımına uğramasın, “insanlığa karşı suç” kapsamında cezalandırılsınlar şeklindeki savunmalara, mahkeme maalesef itibar etmedi. Firardaki bu sanıklar yönünden davayı zamanaşımı nedeniyle düşürdü.

Zamanaşımı işlemez
Bu vesile ile “insanlığa karşı suç” kavramı, hukukçular arasında ve kamuoyunda tartışılmaya başlandı. Eski Ceza Kanunumuzda yer almayan, bu suçu, yeni Ceza Kanunu (TCK) açık ve net bir şekilde düzenledi. Buna göre siyasi, felsefi, ırki ve dini düşüncelerle toplumun bir kesimine karşı, bir plan doğrultusunda sistemli olarak işlenen suçlar, “insanlığa karşı suçlar” olarak kabul edilir. Bu suçlardan dolayı zamanaşımının işlemeyeceği de yasada açıkça düzenlenmiştir ( TCK. madde 77).
Tartışılan konu, 2005 tarihinde yürürlüğe giren yeni TCK’deki bu hükmün geriye yürüyüp, 1993 tarihinde işlenen bu katliama uygulanıp uygulanamayacağıdır.
Tarafı olduğumuz ve mevzuatımızın bir parçası olan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) 7. maddesinin 1. fıkrasına göre, hiç kimse ulusal ve uluslararası hukuka göre suç sayılmayan bir fiilden dolayı mahkûm edilemez. Yine hiç kimseye, suçun işlendiği sırada uygulanabilecek olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez. Davanın devredildiği Ankara Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesi de sözleşmenin bu fıkrasına dayanarak davayı zamanaşımından düşürdü. Ancak aynı maddenin bir de 2. fıkrası var ki, mahkeme tüm ısrarlarımıza rağmen bu fıkrayı görmedi ve uygulamadı. 2. fıkraya göre, “Bu madde, işlendiği zaman uygar uluslar tarafından tanınan genel hukuk ilkelerine göre suç sayılan bir fiil veya ihmal ile suçlanan bir kimsenin yargılanmasına ve cezalandırılmasına engel değildir”. Yani insanlığa karşı işlenen bir fiil, evrensel hukuk kurallarına göre suç ise böyle bir suç iç hukukta düzenlenmese bile, o kişi veya kişiler her zaman yargılanabilir, cezalandırılabilir, zamanaşımı söz konusu olmaz. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) içtihatları da bu yöndedir.

Diğer sorumlular...
Birleşmiş Milletler’in 1968 tarihli “Savaş Suçları ve İnsanlığa Karşı Suçlar Bakımından Kanuni Sınırlamaların Uygulanmayacağına Dair Sözleşmesi”ne göre, hangi tarihte işlenmiş olursa olsun, insanlığa karşı suçlar yönünden zamanaşımı süresi uygulanmaz. Bu sözleşmeye göre, insanlığa karşı suçları teşvik eden, katılan devlet yetkilileri, özel şahıslar ve bu suçların işlenmesine hoşgörü gösteren kamu görevlileri yönünden de zamanaşımı uygulanmaz.
Sözleşmeye göre, işledikleri ülkenin iç hukukunu ihlal etsin veya etmesin, siyasal, ırksal veya dinsel sebeplerle zulüm veya katliam yapanların, zamanaşımı söz konusu olmaksızın cezalandırılacağı kararlaştırılmıştır. Nitekim İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra, Nazi katliamlarının yargılandığı Nürnberg Uluslararası Mahkemesi de Birleşmiş Milletler’in kararıyla zamanaşımı söz konusu olmaksızın yargılama yapmış ve insanlığa karşı suçları işleyenleri cezalandırmıştır.
Anayasamızın 90. maddesi ışığında, uluslararası bu sözleşmeler bağlayıcıdır ve yasalarımızın üzerindedir. Sivas katliamı sanıklarının da zamanaşımı söz konusu olmaksızın yargılanmaları ve cezalandırılmaları gerekir. Sadece yakalanan 100 civarındaki caninin yargılanması ve cezalandırılmasıyla bu kara sayfa kapatılamaz. Dönemin iktidar gücünü kullanan tüm yetkililerin, ihmali bulunan asker ve Emniyet mensuplarının da yargı önüne çıkarılmaları ve olayın aydınlatılması gerekir. Aksi takdirde ülkemiz bu ayıptan kurtulamaz.
Yargılama, adaleti tecelli ettirme işlemidir. Adalet ise, adil bir yargılama ile sağlanır. Sivas Davası’nda da adalet tecelli etmemiştir...
Sivas Davası da yakın tarihimizde aydınlatılmayan katliamlar arasındaki yerini almıştır. Tıpkı Dersim, Maraş, Çorum, Diyarbakır Cezaevi ve Roboski katliamları gibi. Aydınlatılmayan tüm katliamların sorumlusu devlettir. “Hukuk devleti”nin varlık nedeni, öncelikle katliamları engellemek, buna rağmen gerçekleşirse, tüm failleri ve azmettirenleri ortaya çıkarmaktır. Aksi takdirde devletlerin varlık sebebi kalmaz...
Dileğimiz, Türkiye’nin bir daha o karanlık dönemleri yaşamamasıdır. Bunun da yolu, daha fazla demokrasi, hukuk devleti ve insan haklarından geçiyor.
Bir daha bu katliamların yaşanmaması dileğiyle, Madımak Oteli, acilen bir “İnsan Hakları Müzesi” ne dönüştürülmelidir...

Av. Kemal AKKURT
Sosyal Demokrat Avukatlar Derneği Başkanı  

Yazarın Son Yazıları

Askeri hastanelerin yeniden açılması - Dr. Süleyman Kalman

Sıkça gündeme gelen askeri hastanelerin yeniden açılması yönündeki tartışmalar, yalnızca yönetsel bir düzenleme sorunu değil, görünüşte ani ama belki de “bile bile” yapılmış bir yanlıştan dönmenin ve silinmeye yeltenilmiş Cumhuriyetin sağlık belleği ile kurulan ilişkinin de bir göstergesidir.

Devamını Oku
30.12.2025
Barış üzerine bir deneme - Av. Ekrem Demiröz

Savaş kabadır, çirkindir ve acımasızdır.

Devamını Oku
30.12.2025
Yeni bir toplumsal yalnızlık - Dr. Alper Demir

Türkiye’de son yıllarda yaşanan siyasal gerilimler, derinleşen kutuplaşma ve kamusal alanın giderek daralması, artık yalnızca güncel siyasetin değil, toplumsal yapının kendisinin sorgulanmasını zorunlu kılıyor.

Devamını Oku
29.12.2025
Yıl biterken... - Erol Ertuğrul

23 yıldır Türkiye hak etmediği acıları yaşıyor.

Devamını Oku
28.12.2025
Su kıtlığına doğru... - İsmail Özcan

Herkesin bildiği üzere yaşadığımız dünyanın insanlar ve tüm canlılar için olmazsa olmaz iki büyük nimetinden biri hava, diğeri sudur.

Devamını Oku
27.12.2025
Mustafa Kemal’in Ankara’ya gelişi: Kızılca Gün - Hüner Tuncer

Birinci Dünya Savaşı sonucunda Osmanlı topraklarını Avrupa devletleri arasında paylaştıran Mondros Ateşkes Antlaşması sonrasında, Mustafa Kemal’in öncelikli düşüncesi, “ulusal birlik” düşüncesiydi.

Devamını Oku
27.12.2025
Devlet geleneği, demokrasi ve vicdan - Halil Sarıgöz

Dün İsmet İnönü’yü aramızdan ayrılışının 52’nci yılında andık..

Devamını Oku
26.12.2025
‘Asgari’ sömürü - Aydın Öncel

Aralık ayının son günlerinde yaşanan “asgari ücret” tartışmalarında gelenek bu yıl da bozulmadı!

Devamını Oku
25.12.2025
İBB davasında yargılama süresi - Hikmet Sami Türk

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) hakkındaki yolsuzluk iddianamesiyle İstanbul 40. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 12.12.2025’te başlayan ve ilk duruşmasının 9 Mart 2026 günü yapılmasına karar verilen davada hedeflenen yargılama süresi, mahkeme tarafından en çok 12 yıl 6 ay olarak belirlendi.

Devamını Oku
24.12.2025
Menemen Devrim Şehitleri Anıtı ve Cumhuriyet -

Yunus Nadi: “Kubilay timsalini taziz için ne yapsak yerinde olacağına şüphe yoktur.

Devamını Oku
23.12.2025
Kubilay olayının anlattıkları - Osman Selim Kocahanoğlu

23 Aralık 1930 salı günü, Menemen’de insanlık tarihi- nin en hunhar cinayetlerinden bi- ri işlendi.

Devamını Oku
23.12.2025
Cumhuriyetimizin vazgeçilmez değeri - Azmi Kişnişci

“Eşitlik”, Cumhuriyetin yalnızca hukuki bir ilkesi değil; toplumsal yaşamımızın adalet duygusunu ayakta tutan temel dayanaklarından biridir.

Devamını Oku
22.12.2025
Büyüyen eşitsizlik, yaygınlaşan yoksulluk - Sıtkı Ergüney

Ekonomide; fiyatlar genel düzeyindeki; artış “enflasyon”, gerileme “deflasyon”, duraklama ile birlikte yaşanan artış da “stagflasyon” olarak tanımlanır.

Devamını Oku
20.12.2025
Yenilmezlikler ve dokunulmazlıklar - Cengiz Kuday

Tarih, bazen büyük savaşlarla değil; küçük, sessiz ve ilk bakışta sıradan görünen olaylarla yön değiştirir.

Devamını Oku
20.12.2025
Hayvancılıktaki yol ayrımı - Gülay Ertürk

Türkiye bugün hayvancılıkta çok kritik bir eşiğe geldi.

Devamını Oku
19.12.2025
Devlet ve kalkınma - Prof. Dr. Bilin Neyaptı

Bir ülkede ekonomi yönetiminin temel hedefleri verimlilik ve adil bölüşümdür.

Devamını Oku
18.12.2025
Programda işçinin adı yok - Engin Ünsal

CHP 39. Olağan Kurultayı’nda tüzük değişikliği yaptı ve iktidar programını kabul etti.

Devamını Oku
17.12.2025
Yargı öyküleri - Ziya Yergök

Yıllar önce, 5 Ocak 1982’de Çetin Altan’ın Milliyet gazetesindeki “Şeytanın gör dediği” adlı köşesinde “Eski (Mahkeme Koridorları) sütununa özlem” başlıklı yazısında yer alan, bir ceza avukatının “Oturum” adlı anı kitabından alıntılanmış ilginç bir yargı öyküsüne değinmek istiyorum.

Devamını Oku
17.12.2025
Devletçiliğe dönebilmek... - Kemal Onur

Demokratik ve laik sosyal hukuk devletimizin kurucu lideri Atatürk’ün yönetimi döneminde; ülkemizin ulusal çıkarı açısından bilimsel anlayış ve duyarlı bir bilinçle, iç ve dış sermaye şirketlerinin çıkarları için vahşi madenciliğe kesinlikle fırsat verilmemiştir!

Devamını Oku
17.12.2025
Bu çığlığı duyun! - Mustafa Gazalcı

MESEM, Milli Eğitim Bakanlığı’nın sözde mesleki teknik eğitim merkezleri uygulaması.

Devamını Oku
16.12.2025
ABD’nin esnek realist stratejisi - Nejat Eslen

11 Eylül’ün hemen sonrasında ABD, tek kutuplu dünya düzeninin verdiği cesaretle küresel egemen güç olmanın hayallerini kuruyordu.

Devamını Oku
16.12.2025
Çağdaşlık yolunda bir ömür - Hüseyin Karataş

Çağdaşlık eksikliğine ve dokunulmazlara dokunan sevgili hocam Prof. Dr. Türkan Saylan...

Devamını Oku
13.12.2025
Geleceğin savaş alanı, Türkiye ve Karadeniz - Doğu Silahçıoğlu

“Erken Cumhuriyet dönemi”nde (1923-1938) savunma sanayisindeki gelişmeler Türkiye’yi; başta uçak olmak üzere harp silah araç gereçlerinde dış satım yapan bir ülke konumuna getirmişti.

Devamını Oku
12.12.2025
Gençlik MESEM’den büyüktür - Kaan Eroğuz

AKP iktidarı tarafından 2016 yılında örgün ve zorunlu eğitim kapsamına alınan mesleki eğitim merkezleri (MESEM), çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasında ve “kurumsallaşmasında” kritik bir rol oynuyor

Devamını Oku
12.12.2025
İnsan onuru ve demokrasi - Ayşe Atalay

TDK sözlüğünde “onur” kavramı insanın kendisine karşı duyduğu saygı olarak tanımlanıyor.

Devamını Oku
11.12.2025
Komisyonda emekçinin adı yok - Şükrü Karaman

Milyonlarca emekçinin yeni ücrete ilişkin alacağı kararı merakla beklediği Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına yarın başlayacak.

Devamını Oku
11.12.2025
Karadeniz’de neler oluyor? - Can Erenoğlu

Dünyanın en güvenli ve istikrarlı denizi Karadeniz dünyanın en tehlikeli deniz alanına mı dönüştürülüyor?

Devamını Oku
10.12.2025
Gelir adaletsizliği tırmanıyor! - Devrim Onur Erdağ

Türkiye'de emeğin değeri uzun zamandır siyaset meydanında sıkça dile getirilen bir konu.

Devamını Oku
10.12.2025
Erdoğan’ın 2005’teki hayalleri - Kadir Serkan Selçuk

Yıl 2005. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, o dönem henüz el konmamış olan Sabah gazetesinin 20. kuruluş yıldönümü için gazeteye bir yazı yazmıştı.

Devamını Oku
09.12.2025
Yeni feodal çağ ve dijital baronluk - Doğan Sevimbike

Yanis Varoufakis’in No Kings Means No Barons başlıklı yazısı, çağımızın ekonomik ve siyasal düzenini “yeni bir feodalizm” olarak niteliyor.

Devamını Oku
09.12.2025
Terörist başının ayağına gitmek... - Hatice Topçu

Ulus devletler; tarih bilinci, ortak coğrafya ve dil birliğine dayanır.

Devamını Oku
08.12.2025
‘Kırkyama’ siyaset… - Prof. Dr. Utku Yapıcı

Türk siyasetinde son yıllardaki en ilginç gelişme siyasi kimlikler düzleminde yaşanıyor.

Devamını Oku
08.12.2025
Çocuklarımız artık kimsesiz mi? - Özgür Hüseyin Akış

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında söylenmiş bir cümle hâlâ kulaklarımızda çınlar:

Devamını Oku
07.12.2025
Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025