Şimdi de Futbolu Kurutuyorlar

02 Aralık 2014 Salı

Dikkatinizi çekmiş olmalı, son zamanlarda karşılaşmalar, maçlar boş tribünler önünde oynanıyor.
Geçen hafta Türk Telekom Arena’da, Şükrü Saracoğlu’nda, henüz başa güreşen Galatasaray da Fenerbahçe de yarı boş tribünlere oynadılar maçlarını.
Milli takımın içler acısı performansının yanı sıra futbola gösterilen ilgide de çok hızlı bir azalma var.
Araştırdığımızda, üç ana nedenle karşılaşıyoruz.
1 - Futbolun kalitesinin çok düşük olması.
2 - Şike söylentileri ve olayın etrafındaki kuşkuların kalkmamış olması.
3 - Passolig uygulaması,
4 - İktidarın Futbol Federasyonu’nu zaman zaman kullanarak, zaman zaman by-pass ederek, futbolu iyiden iyiye denetimine alması.
Bunlara biraz daha yakından bakınca, futboldaki kalite düşüklüğünün yeni olmadığı, futbolumuzun üç aşağı beş yukarı aynı düzeyde dolaştığı, geçen yıl da durumun aynı olmasına karşın ilginin yüksek olduğunu düşününce, bu olgunun belirleyici etken olmadığını görebiliriz.
Diğer etkenlere gelince, onların hepsini aslında bir başlık altında toplamak mümkün:
İktidarın futbola el atması ve bu alanda her şeye doğrudan karışması.

***

Şike söylentileri, davaları, tutuklamaları hep siyasal iktidarın, o zamanlar canciğer kuzu sarması olduğu Cemaat ile el ele yürüttüğü, “Futbol da bizden sorulur” operasyonlarının ürünüdür, kamuoyunda da bu şekilde algılanmıştır.
Evet son yıllarda siyasal iktidar önemli bir sosyal olay olan sporu, özellikle futbolu tümüyle sultası altına almış bulunmaktadır.
Federasyon yalnız başında bulunan zatın Tayyip Bey’e biat etmiş olmasıyla değil, TFF Genel Kurulu’nun kompozisyonu açısından da iktidarın mutlak denetimindedir.
Federasyon Başkanı’nın biat etmiş olması; Tayyip Bey’in kimi konuları, onu by-pass ederek, doğrudan Fatih Terim’le çözme girişimine engel olmamaktadır.
Futbol bugün yüzde yüz iktidarın denetimindedir. Bu durumda, yalnız özerkliği lafta kalan federasyon değil, kulüplerin yöneticileri de “hâkimi mutlak”ın, yani Tayyip Bey’in sözünden çıkamamaktadırlar.
Bakın Beşiktaş Divan Kurulu üyesi ve ÇArşı davasının avukatlarından Ali Rıza Dizdar, arkadaşımız Arif Kızılyalın’la yaptığı söyleşide neler diyor:
“Beşiktaş Yönetimi iktidardan ve Cumhurbaşkanı’ndan çekiniyor. Kemal Kılıçdaroğlu geldi geçenlerde maça, sayın başkanımız yok; eski Cumhurbaşkanımız geldi maça, başkan yine yok. Sonra da perde arkasında ‘Beşiktaş’ın âli menfaatleri için’ deniyor... Gerek Başkan Fikret Orman, gerekse Yalçın Karadeniz bu iktidardan çekiniyor.”

***

Herkesi dinleme ve fişleme peşinde olan, hayatımızın en mahrem köşelerini bile dikizleme tutkusuyla yanan AKP’nin eseri olan 6222 sayılı, 01.04.2011 tarihli Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun gereğince bu yıl yürürlüğe giren, kimilerinin Türk futbolunun altın dönemini başlatacağını söylediği, ama Çalık’ın Aktifbank’ına rant aktarmadan öteye geçmeyen Passolig uygulaması, dinlenmekten, izlenmekten, gözlenmekten, dikizlenmekten bıkmış olan halkın tepkisini çekmiş ve tribünlerin boş kalmasına yol açmıştır.
Hemen belirtmek gerekir ki, Passolig benzeri bir uygulamaya, Arjantin dışında dünyanın hiçbir ülkesinde rastlanmamaktadır. Bir tek İtalya’da bir süre uygulanmış ve sonra vazgeçilmiş bulunmaktadır.
Her şeyi yasakla ve fişlemeyle çözmeyi amaçlayan, Türk Telekom Arena’nın açılışındaki olaylarla başlayıp, ÇArşı’nın Gezi olayları sırasındaki tutumuyla doruğa erişen Tayyibizmin tribün düşmanlığının ürünü olup, her şeyi fişlemekle çözmeyi öngören 6222 sayılı yasanın etkisiyle tribünler de boşalıyor.
Hayatın her alanına müdahaleyi şiar edinmiş olan Tayyibizm şimdi de futbola el atmış, orayı kurutuyor.
Totalitarizm böyledir, yalnız siyasi özgürlükleri değil, yaşamın her alanını kurutur, yer, bitirir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İyi insan 19 Mart 2024
Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları