Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
'Büyük Kurban' Beklentisi
Hava Kuvvetleri Komutanı Aydoğan Babaoğlu’nun istifasını isteyen iki grup var:
Bazıları, Aktütün Karakolu’na yapılan baskında 17 asker şehit olurken Babaoğlu’nun Antalya’da golf oynuyor olmasını yakışıksız bulanlar. Çatışmaların sürdüğü saatler boyunca, hatta kendine bağlı uçaklar harekâta katılırken, komutanın devre dışı kalmasının kabul edilemez olduğunu savunanlar. Bir kuvvet komutanının, silahlı çatışmadan yaklaşık 30 saat sonra haber almasını eleştirenler… Orduya güvenleri tam olduğu halde, böyle bir hareketi içlerine sindiremeyenler bu grupta yer alıyor.
Bazıları da, orduya yüklenmek için önemli bir koz yakaladıklarını düşünerek, ‘Fırsat bu fırsat’ diye ellerini ovuşturuyorlar. Bunlar, her baskından, pusudan, her mayından sonra içten içe sevindikleri halde, ‘Eyvah evlatlarımız ölüyor’ diye sahte yaygara koparanlar. Bunların tavırlarına, yazıp çizdiklerine dikkatle bakan bir göz, ‘Eyvah evlatlarımız ölüyor’ yakınmasının altındaki sinsi sevinci kolaylıkla görecektir. Aslında, her saldırıdan sonra ‘İşte siyasal çözümün tam zamanı’ diye koro haline geçerek de kendilerini ele veriyorlar.
Üçüncü bir grup şimdi, tam şu anda gözlerini, kulaklarını dört açmış bekliyor.
Neyi bekliyor?
Babaoğlu’nun istifa haberini.
Kim bunlar?
PKK ve onu tetikçi olarak kullanarak, asıl büyük hedefi, Türk ordusunu yıpratmak, halkın gözünden düşürmek, karizmasını çizmek için ellerinden geleni ardına koymayanlar.
Böylece bir taşla iki kuş vurmuş olacaklar. Aktütün baskınıyla sadece 17 askeri şehit etmiş olmakla kalmayacak, bir de ‘büyük kurban’ almış olacaklar. Bir baskınla Türk Silahlı Kuvvetleri’nin zirvesini dağıtmış, parçalamış olacaklar. Az başarı mı? Asker düşmanlığına ahdetmiş medyada, bu yoldaki manşetlerin şimdiden hazır olduğunu bile düşünebilirsiniz.
***
Türkiye çok büyük bir tehditle karşı karşıya. Onun için bir zamandır, 20’nci yüzyıl başlarına kadar gidip ‘Balkan olayları’nı hatırlatıyorum. Bu büyük olayı görmeyip, işi bir karakol baskınına ya da golf oyununa indirgeyerek orada yoğunlaştırmanın gerçekçi olmadığını söylüyorum.
Daha, çok komutanlar gelip gidebilir; daha, çok karakollar basılabilir...
Önemli olan, gidişin nereye doğru olduğunu görebilmektir.
Görebilmek için de çok geniş ve derin siyasal bakış gerekir.
Ve büyük, güçlü bir siyasal irade…
‘PKK silah bıraksın’ çağrıları, ‘Barzani’yle işbirliğine devam’ kararları, ‘ABD ile istihbarat alışverişi’ masalları gösteriyor ki, ortada hâlâ öyle bir bakış ve öyle bir irade yok.
Tarih bu olayı nasıl yazar acaba?
‘Öngörüsüzlük’ diye mi?
‘Basiret bağlanması’ diye mi?
Yoksa; ‘Vuruşa vuruşa çekilmek’ diye mi?
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Cumhuriyet Vakfı Başkanı Alev Coşkun konuşma
- Özgür Özel'den 'atama' çıkışı
- Özgür Özel kutlama programında
- CHP'li vekilden Soma için flaş çağrı...
- Mine Esen'den anlamlı konuşma...
- Serra Menekay yazdı, Aysim Dolgun Ildız besteledi
- İşte Cumhuriyet'in tarihi
- Ankara Emek ve Demokrasi Güçleri eylem yaptı
- Cumhuriyet 100 yaşında! İyi ki Cumhuriyet var
- Şişli'de Hıdırellez coşkuyla kutlandı
En Çok Okunan Haberler
- 'Radikal adımlar atılmazsa...'
- Ece Üner'in 'Taha Hüseyin Karagöz' eleştirisi gündemde
- 'Ana hedef Recep Tayyip Erdoğan'
- 7 banka artık tek ATM'den hizmet verecek
- 2025'te dolar TL ne kadar olacak?
- Müdürün odasını bastı
- Emsal olacak bir karar: Kiracıya 55 günde jet tahliye!
- Erdoğan'dan 'operasyon' sonrası dikkat çeken açıklama
- Gök gürültülü sağanak yağış etkili olacak!
- Fenerbahçe'den İsmail Kartal kararı!