Yorgun, Moralsiz Ordu ile Oynama!

09 Aralık 2014 Salı

“Paran yoksa şehit adayı, paran varsa azade ol” şeklinde özetleyebileceğimiz, bedelli askerlikle ilgili yasa önemli bir değişiklik olmazsa bugün görüşülecek.
Bu konuda herkes görüşünü açıklayacak, bir TSK hariç.
Aslında Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bu konudaki görüşü biliniyor.
Ordu, bedelli askerlik denen, “askerlik yükümlülüğüne cüzdani ret” uygulamasına karşı.
Genelkurmay’ın “paran varsa azade ol, paran yoksa piyade” uygulamasına karşıtlığı şu noktalarda odaklanıyor:
-Bugüne kadar dört kez yürürlüğe konmuş olan bedelli uygulamasında, daha önceki denemelerde olduğu gibi bu defa da başvuruların, beklentilerin altında kalacak olması.
-Bedelli uygulamasının normal koşullarda askerlik yapacaklar üzerinde moral motivasyon açısından olumsuz etki yaratması.
-Bedelsiz askerlik uygulamasının alanında yetişmiş eleman sağlanması ihtiyacını sekteye uğratması.
-Bu uygulamanın ordunun iç güvenliğin sağlanmasındaki katkısının zaman içinde azalmasına yol açması.

***

Serpil Çevikcan bu hususları Milliyet’teki köşesinde iki kez (16 Kasım ve 3 Aralık 2014) dile getirdi.
Her ikisinde de görüştüğü Genelkurmay yetkilileri, bu konudaki düşüncelerini Başbakan’a yansıttıklarını, ama esas karar yetkisinin siyasi iradede olduğunu, buna saygı duyduklarını belirtiyorlardı.
Ama mealinden askerlerin endişeli olduğu anlaşılan haberlerden fevkalade rahatsızlık duyduğu belli olan Başbakan bu haberlere de kızdı.
Oysa ortada kızacak bir şey yoktu.
Ordu, siyasi iradeye saygılı olduğunu söylüyor.
Asıl olan budur.
Ordunun işlevi, siyasi iradeye saygılı olmak ve gerektiğinde, üzerine düşen tanımı tam ve doğru yapılmış görevi yerine getirmektir.
Siyasi iktidarın görevi ise orduyu moral motivasyon açısından iyi, gerektiğinde göreve hazır tutmak ve bunu engelleyecek etkenlerden azade kılmaktır.
İtaat ordunun görevi, onun yıpratılmasını engellemek, onun göreve hazır zinde kalmasını sağlayacak ortamı oluşturmak da siyasetin görevidir.

***

Peki hali hazırda gördüğümüz durum ne?
Ordu “karar siyasi iradenindir” diyerek kendine düşeni yerine getiriyor. Ama herkes görüyor ki, ordu moralsiz, ordu örselenmiş, ordu yorgun.
Özel yetkili mahkemelerde cemaat yargısına örseletilmiş olan ordu, Ergenekon yorgunu, Balyoz yorgunu, Silivri yorgunu, Hasdal yorgunu.
Ordu görev yaptığı Güneydoğu’da alan hâkimiyetini elinden çıkarmak zorunda bırakılmış. Hareketsiz kalması siyasi irade tarafından kendisine bildirilmiş; etkisiz ve moralsiz, kışlalarına, barınaklarına, jandarma karakollarına hapsolmuş olan ordunun etkin ve moralli olmasına imkân yok.
Kuşkusuz Güneydoğu’da çözümü ordu sağlayacak değil. Kuşkusuz Kürt sorununu demokrasi çerçevesi içinde çözmesi gereken siyasi iktidar. Ama bunun yolu da; bölgede iktidarın, “oldubitti”ye getirilerek el değiştirmesine seyirci kalması için ordunun elini kolunu bağlamak değil.
Kuşkusuz barışçı çözüm ordudan, silahtan geçmiyor. Ama bir tarafın ordusunun olduğu, sürekli güçlendiği ortamda, öbür tarafın ordusunun sürekli zedelenmesiyle barışa gidildiği görülmüş şey değil.
İçinde bulunduğumuz ortamda yaşadığımız bölge her türlü sıcak gelişmeye, çatışmaya açık, Kürt sorunu bölgesel boyutlara ulaşmış.
Böyle bir ortamda, politik alanda da söz sahibi olmak istiyorsan, cepheye sürmesen bile hazır ve güçlü bir orduya gereksinimin var.
Böyle bir ortamda, moralsiz, yorgun, örselenmiş bir orduyla sana kimse kulak asmaz.
Beyler ordu ile oynamayın!
Bir gün ona ihtiyacınız olur.
Ordu ile oynar, onu yorgun yorgun, bitkin, moralsiz hale sokarsanız, bütün ülke kaybeder.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İyi insan 19 Mart 2024
Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları