Doğayı aldatamazsınız!...

07 Ekim 2019 Pazartesi

Gölcük depreminde Değirmendere beldesi de büyük hasar görmüştü. Ertesi gün hemen koşup Değirmendere’nin felaketine destek olalım istedik. Belediye başkanı dostumuz Ertuğrul Akalın hiç uyumadan görev başında çalışıyor, ekmek, su, kalacak yer için uğraşıyordu.
Değirmendere, kültürle iç içe yaşayan bir belde idi. Yazarlarla imza günleri, söyleşiler düzenlenirdi. Bizim de katıldığımız bu çalışmalarda, söyleşilerin yapıldığı kıyı kahveleri, yemek yediğimiz deniz kıyısı restoranları, belediyenin kaldığımız oteli tümüyle denize kaymış, yok olmuştu.
Nedeni, bu yapıların tümüyle sonradan doldurulmuş toprak üzerine yapılması idi. Beldedeki kıyı parkının yarısı denize gitmişti. Elbette doldurma işlemi yıllar öncesinde yapılmıştı, Ertuğrul Başkan’ın işi değildi.
Ama bu olay hepimize bir şey gösteriyordu:
Doğayı aldatamazsınız.
Doğa, ondan aldığınızı sizden geri alır.
Şimdi İstanbul’da doldurularak denizden alınmış yerler üzerine yapılan parkları, konutları, büfeleri gördükçe bunu hatırlarım.
Doğa, bir depremde bunların hepsini geri alır.
Doğa ile uyumlu yaşamayı bilmeyen insanoğlu bunun bedelini çok büyük acılarla öder.

Doğaya saygı duyun!
Kaz Dağları’nı yağmalıyorsunuz. Açgözlülüğünüz bir gram altın için ağaçları keserek ormanı yağmalıyor.
Yok ettiğiniz şey, yaşamsal değeri olan oksijendir.
Ağaçları keserek doğadaki “toprak-suhava” dengesini bozuyorsunuz.
Sonra da kuraklık diye inliyor, seller geliyor diye ağlaşıyorsunuz.
Derelerin akışını engelliyor, dere yataklarına evler yapıyorsunuz. Sonra da sellere kapılan evlerinizin arkasından bakıyor, kaybettiğiniz canlarınıza ağlıyorsunuz.
Her toprak parçasına ganimet gözüyle bakıyorsunuz.
Üzerine beton yığarak bozduğunuz “toprak-su-hava” dengesi içinde soluk alamıyorsunuz.
Yeşilin düşmanı oldunuz.
Kentlerinizdeki her yeşil alanı imara açıyorsunuz.
Deprem için ayrılan kent alanlarına AVM’ler yaptınız.
Bütün bunları yapan yöneticilerinizden hesap sormayı bilmiyorsunuz.
Hâlâ o yöneticileri başınızda tutuyorsunuz.
Ağlıyorsunuz, ama asıl ağlanacak şeyi bilmiyorsunuz.
Asıl ağlanacak olan sizin cehaletinizdir.
Asıl ağlanacak olan sizin açgözlülüğünüzdür.
Asıl ağlanacak olan sizin kayıtsızlığınızdır.
Asıl ağlanacak olan sizin aldanışınızdır.

Kendinizi aldatmayın!
Doğayı aldatamazsınız.
Siz, yalnız kendinizi aldatırsınız.
Önce kendinizi aldatıyorsunuz.
Sonra da birbirinizi aldatıyorsunuz.
Müteahhit oluyor, aldatıyorsunuz.
Denetim şirketi oluyor, aldatıyorsunuz.
Yönetici oluyor, aldatıyorsunuz,
Başkan oluyor, aldatıyorsunuz.
Sonra ne oluyor?
Doğa, ondan aldığınız her şeyi sizden geri alıyor.
Doğayı aldatmayın.
Kendinizi de aldatmayın.
Dürüst insan olun yeter.
Doğanın bir parçası olan insan olun.
Hepsi budur...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Istakozun intikamı! 22 Nisan 2024
Özeleştiri?... 8 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları